go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1130 kişi  22 Haz 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

go

went, gone, going, goes
f. gitmek
i. gidiş
  • -What do you want from me?
    -I toId you. I want to change the ending because some peopIe go right to the Iast page.
    -Benden ne istiyorsun?
    -Sana söyledim. Sonunu değiştirmek istiyorum çünkü bazı insanlar doğruca son sayfaya gidiyor.
  • -You could finish it when I'm at work.
    -I'm afraid to go in there alone.
    -Ben işteyken bitirebilirdin.
    -Oraya yalnız gitmeye korkuyorum.
  • She lives with her uncle,the Monsignor.You must know him.Will you go and find out how she isand give her this note?
    -Amcası Monsignor ile yaşıyor. Onu tanımanız gerek.
    -Gidip nasıl olduğunu bir öğrenir ve bu notu ona iletir misiniz?
  • - Do you wish to go on after dinner? - No. We can't reach the abbey tonight.
    -Akşam yemeğinden sonra devam etmek istiyor musunuz? -Hayır. Bu gece manastıra ulaşamayız.
  • - Now they're on the road again.
    - But they can't go too far...
    - Yeniden yoldalar.
    - Ama çok uzağa gidemezler...
  • - You think because I am old, I have forgotten about it. Go back to where you came from. There is no place for you here.
    - Don't drive me away, for God's sake. There is no truth in the world. The devil tempted me. I can't continue sinning.... and without singing you cannot live in this world. There is sin and dirt all around.
    - Yaşlı olduğum için, olanları unuttum sanıyorsun. Geldiğin yere geri dön. Burada sana yer yok.
    - Tanrı aşkına, beni geri gönderme. Dünyada gerçek yok. Ben şeytan baştan çıkardı. Şarkı söylemeye devam edemiyorum... ve şarkı söylemeden bu dünyada yaşayamazsın. Her yerde günah ve kir var.
  • - I'll go tomorrow or the next day. - No, you have your ticket.
    - Yarın veya diğer gün giderim. - Hayır, biletin var.

  • - I can't. I'm going to the doctor's later. - You gotta go.
    - Yapamam. Doktora gideceğim sonra. - Gelmen gerekiyor.

  • - You are taking the wrong lane. You gotta go to the right lane. We are turning to the right in a minute.
    - Yanlış şeritte gidiyorsun. Sağ şeride geçmelisin. Birazdan sağa döneceğiz.
  • - Can't sleep? Me neither. Want to go somewhere?
    - Now? It's 3 a. m. The whole world is sleeping.
    - Not the whole world.
    - Is this a date?
    - Just an appointment.
    - We can rest, if you want.
    - Well, then rest. See you later. I wish we could go swimming. Why can't we?
    - In our clothes? Oh, my God! You can't take off your clothes in a state park!
    - You need to learn to take a day off. Come on!
    - Uyuyamadın mı? Ben de. Bir yere gitmek ister misin?
    - Şimdi mi? Saat sabahın 3'ü. tüm dünya uyuyor.
    - Tüm dünya değil.
    - Bu bir randevu mu?
    - Hayır bir buluşma.
    - Dinlenebiliriz, istersen.
    - Peki, dinlen o zaman. Sonra görüşürüz. Keşke yüzmeye gidebilseydik. Neden gidemiyoruz?
    - Elbiselerimizle mi? Oh aman Tanrım! Devlet parkında kıyafetlerini çıkaramazsın.!
    - Bir gün izin yapmayı öğrenmen gerek. Hadi ama!
  • - Go to sleep.
    - I can read in the dark
    - Uyu.
    - Ben karanlıkta okuyabilirim.
  • - Thanks, Mum, but it's okay. No, really. I want to go to Mc Donald's.
    - I'm not really hungry.
    - Come on Mum. Are you telling me you couldn't murder a Big Mac?
    - Another time.
    - Teşekkürler Anne ama gerek yok. Gerçekten yok. Ben Mc Donalds'a gitmek istiyorum.
    - Ben pek aç değilim.
    - Hadi ama. Bir Big Mac katledemeyeceğini mi söylüyorsun?
    - Başka bir zaman.
  • - Honey, go to the casino.
    - If you're feeling better.
    - Tatlım, kumarhaneye git.
    - Kendini iyi hissediyorsan.
  • - Okay. - Let's go.
    - Tamam. - Başlayalım.

  • - ay,fine. You want me to go to my room?
    - Not far enough.
    - Tamam, iyi. Odama mı gitmemi istiyorsun?
    - Yeterince uzak değil.
  • - All right, so go ahead. - So then we go back to my apartment.
    - Tamam, devam et. - Sonra evime döndük.

  • - All right, let's get going. - All right, let's go to work.
    - Tamam, devam edelim. - Tamam, işe koyulalım.

  • - All right, Archie, hit the switch. Now What're we watching this lame frog for? He's boring.
    - Let's go outside and play.

    - Tamam, Archie. Düğmeye bas. Şimdi bu garip kurbağayı ne için seyrediyoruz. Çok sıkıcı.
    - Tamam. Dışarı çıkıp oynayalım.
  • - Okay Jin, go wash up. You're really not going to eat. Aren't you hungry? You should look at me when I talk to you.
    - I'm not hungry.
    - Tamam Jin, git ellerini yıka. Pek yemeyeceksin galiba. Aç değil misin? Seninle konuşurken bana bakmalısın.
    - Aç değilim.
  • - What are you thinking now? How can I help you?
    - You'd better go now. I'm afraid, I can't hold myself. You can't help me.
    - Why? You're so strange. It isn't like you.
    - Do you really want to help me?
    - Şu anda ne düşünüyorsun? Sana nasıl yardım edebilirim?
    - Şimdi gitsen iyi olur. Kendimi tutamayacağımdan korkuyorum. Bana yardım edemezsin.
    - Neden? Çok garipsin. Sen değilsin gibi.
    - Bana gerçekten yardım etmek istiyor musun?

6,473 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025