go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1696 kişi  12 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

get

got, gotten, getting, gets
f. edinmek
  • - Who's that?
    - I don't know. Let me get rid of them. Hello.
    - Dave, it's me, Chuck.
    - Who's Chuck?
    - Your anger ally. I'm in a mood, Dave. A bad mood. A very bad mood. I was fired from my ice-cream truck job today.
    - What's an anger ally?
    - Who's that? She is making fun of me?
    - No. That's my girlfriend.
    - You tell her to put a sock in it because I need to talk to you right now!
    - Bu kim?
    - Bilmiyorum. Onlardan kurtulayım. Selam.
    - Dave, benim: Chuck.
    - Chuck kim?
    - Hırs arkadaşın. Öyle bir haldeyim ki Dave. Kötü bir mod. Çok kötü bir mod. Bugün dondurma kamyonu işinden kovuldum.
    - Hırs arkadaşı da nedir?
    - Bu kim? Bnimle alay mı ediyor?
    - Hayır. O benim kız arkadaşım.
    - Söyle ona ağzına bir çorap soksun, çünkü şu anda seninle konuşmaya ihtiyacım var.
  • -Does this diagrams how us how to get out?
    -Well, uh... no.
    - Bu diyagram buradan nasıl çıkacağımızı gösteriyor mu?
    - Sanırım, oh.. hayır.
  • - That too was an accident?
    - l hardly think so. That wasn't bravery. Any man would do the same to get back to his family.
    - Bu da bir kaza mıydı?
    - Pek sanmam. Bu kahramanlık değildi. Ailesine dönmek için her erkek aynısını yapardı.
  • - That ought to get us a free dessert. - Yeah.
    - Bu bize bedava tatlı kazandırmalı. - Evet.

  • - Get out of here. - Well, let me think about it.
    - Boşversene. - Düşünmeme izin verin.

  • - I have to get him to call us. - How?
    - Bizi aramasını sağlamalıyım. - Nasıl?

  • - I'm gonna bother you for a minute. Can you handle that ?
    - You get the hell.
    - Birkaç dakikalığına seni rahatsız edeceğim. Şunu tutabilir misin?
    - Cehenneme git.
  • - I killed somebody.
    - I'm sorry to hear that
    - He came at me with a knife. So....I just happened to get the best of him. But that keeps bothering me somehow.
    - Birini öldürdüm.
    - Bunu duyduğuma üzüldüm.
    - Bir bıçakla üzerime saldırdı. Bu nedenle yapılabilecek en doğru şeyi yaptım. Ama yine de beni bir şekilde rahatsız ediyor.
  • - You'll get your keys soon. This is a five stars hotel, very famous in Hong Kong! Look! The harbour scenery is so beautiful.
    - Birazdan anahtarlarını alacaksın. Bu Hong Kong'un beş yıldızlı, ünlü bir oteli. Baksana! Liman manzarası çok güzel.
  • - How about some more of Stifmeister' collegiate concoction?
    - This thing is like half alcohol. You're just trying to get me drunk.
    - Mary, would I do that?
    - My name's Christy
    - Biraz daha Stifmeister' Koleji karışımına ne dersin?
    - Bu şeyin yarısı alkol sanki. Beni sarhoş etmeye mi çalışıyorsun?
    - Ben hiç öyle şey yapar mıyım Mary?
    - Benim adım Christy.
  • - A gun.
    - I know where you can get a gun.
    - Don't. I need a silver bullet.
    - Oh, be serious, would you?
    - No, a gun would be good.
    - Put the gun to your head and pull the trigger. If you put it in your mouth you'd be sure not to miss.
    - Thank you. You're all so thoughtful. A knife!
    - An electric shock!
    - A car crash!
    - Throw yourself in front of a tube.
    - Bir tabanca.
    - Nereden tabanca bulabileceğini biliyorum.
    - Yapma. Gümüş kurşun gerekir.
    - Ciddi ol, tamam mı?
    - Hayır, tabanca iyi olurdu.
    - Tabancayı kafana koyar ve tetiği çekersin. Ağzına koyarsan, ıskalamadığından emin olursun.
    - Teşekkürler. Çok düşüncelisin. Bıçak! Elektrik şoku.
    - Araba kazası.
    - Kendini metronun önüne at!
  • - Can I get you something?
    - No, we live in South Pasadena.
    - Bir şey ikram edeyim?
    - Yok, güney Pasadena'da oturuyoruz.
  • - We should've had a ladder .
    - There's one in the garage.
    - I'll get the keys from the kitchen.They're hanging on a nail
    - Bir merdivenimiz olacaktı sanki.
    - Garajda birtane olması lazım.
    - Mutfaktan anahtarları alayım,bir çivi üzerindeler.
  • - Where does a man get inspiration to write a song like that?
    - Well, he gets it from the landlady once a month.
    - It's utterly beautiful. I wish I could be creative.
    - Oh, sweetie, you are..
    - Bir adam böyle bir şarkı yazmak için nereden ilham alır?
    - Şey, onu ayda bir ev sahibinden alıyor.
    - Çok güzel. Keşke ben de yaratıcı olsaydım.
    - Oh, tatlım. Öylesin.
  • - You know what? You and Frank, Cole, even Bob... you get girls because you're handsome and famous. They look at me like I'm your baby brother.
    - Biliyor musun? Sen ve Frank, Cole, hatta Bob... Siz kızları tavlıyorsunuz çünkü yakışıklı ve ünlüsünüz. Beni ise senin küçük kardeşin olarak görüyorlar.
  • - Let go! Get off! You guys saw that. You saw that. You're witnesses. That's assault. I'll press charges.
    - Let him press charges!
    - What are you talking about?
    - I'm bleeding.
    - I saw nothing. I saw you trip and fall.
    - Look at her! She's crazy!
    - You lay a hand on her again and I'll arrest you myself!
    - Bırak! Çekil! Siz bunu gördünüz. Bunu gördünüz. Tanıksınız. Bu bir saldırı. Dava açacağım.
    - Bırak açsın.
    - Sen neyden bahsediyorsun?
    - Kanıyorum.
    - Ben hiçbir şey görmedim. Ayağın takıldı ve düştün.
    - Şuna bak! Delirmiş!
    - Bir daha ona elini sürersen, seni kendim tutuklarım.
  • - Take some of mine. - Why do I get pesto?
    - Benimkinden al. - Neden pesto aldım ki?

  • - Do you know how hard it is for me to go to the cemetery?
    - I was just trying to help him get back to some kind of life.
    - He was coming back. Don't you realize how he's changed these past weeks? His apartment, his life? He fell in love. Why do you want to rush things?
    - Benim için mezarlığa gitmenin ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
    - Sadece onun hayata dönmesine yardım etmeye çalışıyordum.
    - Dönüyordu zaten. Şu geçtiğimiz haftalarda ne kadar değiştiğini farketmiyor musun? Evi, hayatı? Aşık oldu. Neden işleri aceleye getirmek istiyorsun?
  • - Don't get me wrong! I do enjoy the occasional prank. It's just that my heel is getting rather raw. I gotta go.
    - Beni yanlış anlama! ara sıra olan bu muziplikler hoşuma gidiyor. Sadece topuğum daha fazla yara oldu. Gitmeliyim.
  • - Listen to me! Look at me. Look in my eyes. Can you feel that? That's my hand. Go on, hold it. We'll get you out of here. I need some help over here! It's okay. You're safe now, all right?|
    - Beni dinle! Bak bana! Gözlerime bak! Bunu hissediyor musun? Bu benim elim. Hadi tut onu! Seni buradan çıkaracağız. Buraya yardım lazım. Tamamdır. Şimdi güvendesin, tamam mı?

9,790 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025