- You need a tetanus shot. You need to get rid of that dog.
- He didn't mean any harm.
- Takes your hand off and he means no harm? You should get rid of him,
- Tetanoz aşısı olman lazım. Bu köpekten kurtulmalısın.
- Zarar vermek istmedi.
- Elini sıyırdı ve zarar vermek istemedi öyle mi? Ondan kurtulmalısın.
- Let's get this straight. Marty is your kid, not mine. All the world's money wouldn't help that lazy bum.
- Stop it, Biff. Just stop it.
- Look at him. He's a butthead, just like his old man was.
- Don't you dare to talk about him like that.
- Şunu doğru anlayalım. Marty senin çocuğun, benim değil. Dünyadaki tüm paraların bu tembel serseriye yardımı olmaz.
- Kes şunu Biff. Kes şunu.
- Ona bir bak. Kalın kafalı aynı babası gibi.
- Onun hakkında bu şekilde konuşmaya cüret etme sakın.
- Presently there are several ships positioned outside the harbour to intercept us. To get in, we're going to have to use a tactic that is some what bizarre.
- Şu aralar yolumuzu kesmek için limanda konumlanmış gemiler var. İçeriye girmek için biraz garip bir taktik kullanmamız gerekecek.
- See those men? I'd rather they not see me. If you could just help me get to the escalator.
- Okay.
- Usually, you only see things like this in the movies.
- Şu adamları görüyor musun? Onların beni görmemesini tercih ederim. Mümkünse, bana yalnızca yürüyen merdivene varmam için yardım et.
- Olur.
- Genellikle bunun gibi şeyleri sadece filmlerde görürsün.
- It's just ringing.
- What do you mean, it's just ringing? Where's my megaphone?
- In the trunk. You want it now?
- No, tomorrow. Yes. Now, goddamn it! Get down from there. Don't you want to talk to them?
- Not yet. What's goin' on? Huh? We've only been in here for five minutes.
- Şimdi çalıyor.
- Şimdi çalıyor da ne demek? Megafonum nerede?
- Sandıkta. Şimdi mi istiyorsun?
- Hayır, yarın. Evet. Şimdi, kahrolası! İn oradan aşağı! Onlarla konuşmak istemiyor musun?
- Henüz değil. Neler oluyor, ha? Sadece beş dakikadır buradayız daha.
- It's just ringing.
- What do you mean, it's just ringing? Where's my megaphone?
- In the trunk. You want it now?
- No, tomorrow. Yes. Now, goddamn it! Get down from there. Don't you want to talk to them?
- Not yet. What's going on? Huh? We've only been in here for five minutes.
- Şimdi çalıyor.
- Şimdi çalıyor da ne demek? Megafonum nerede?
- Sandıkta. Şimdi mi istiyorsun?
- Hayır, yarın. Evet. Şimdi, kahrolası! İn oradan aşağı! Onlarla konuşmak istemiyor musun?
- Henüz değil. Neler oluyor, ha? Sadece beş dakikadır buradayız daha.
- You know what the next move is, don't you?
- Yes, l do. Jack Burden Willie Stark's hatchet man .
- How did you find out ?
- This would never stand at law. lt happened over 25 years ago. You could never get any testimony. Everybody is dead.
- Everybody except you .You're alive. People think you're a certain kind of man.
- Sonra ne olacak biliyorsun, değil mi?
- Evet, biliyorum. Jack Burden, Willie Stark'ın kiralık katili.
- Nasıl öğrendin?
- Bu mahkemeye girmez. Bu olay 25 yıl önce oldu. Hiçbir şekilde ifade alamazsın. Herkes öldü.
- Sen hariç herkes. Sen yaşıyorsun. İnsanlar seni güvenilir biri olarak biliyor.
- I am telling you two again, you'll have to kill me to stop me. I can't let Olympus survive. He treats us like laboratory rats!
- Hitomi, get out of the way!
- No.
- Siz ikinize tekrar söylüyorum, beni durdurmak için öldürmeniz gerek. Olympus'un yaşamasına izin veremem. Bize birer labaratuvar faresi gibi davranıyor.
- Hitomi, yoldan çekil!
- Hayır.