- You didn't think about it, not once, the possibility that Rambald could be right about me.
- No, I didn't.
- Why not?
- I believe in you.
- Did you think, I'd jus throw anyone in my trunk?
- I just checked with transportation. You're gonna take the car to Dozer Field. There's a jet waiting to take you to Italy.
- Rambald'ın benim hakkımda haklı olabileceği ihtimalini bir kere bile düşünmedin,
- Hayır, düşünmedim.
- Neden?
- Sana inanıyorum.
- Herhangi birisini arabamın bagajına atabileceğimi düşündün mü?
- Ulaşım yollarını kontrol ettim. Dozer Field'a arabayı götüreceksin. Orada bir jet seni İtalya'ya götürmek için bekleyecek.
- Then why should I go to your place... ?
- I don't know. I would really rather not have to spend tonight alone.
- I'm a pretty terrible person, Louis. No, I really, really am. I don't think I deserve being loved.
- There, you see, we already have a lot in common.
- Peki o zaman neden senin evine gitmeliyim?
- Bilmiyorum. Bu geceyi gerçekten de yalnız geçirmek istemiyorum.
- Ben oldukça kötü bir kişiyim, Louis. Hayır. Gerçekten... gerçekten öyleyim. Sevilmeyi hakettiğimi sanmıyorum.
- Gördüğün gibi, birçok ortak noktamız var.
- Then why on earth should I go to your place... ?
- I don't know. I would really rather not have to spend tonight alone.
- I'm a pretty terrible person, Louis. No, I really, really am. I don't think I deserve being loved.
- There, you see, we already have a lot in common.
- Peki o zaman neden senin evine gitmeliyim?
- Bilmiyorum. Bu geceyi gerçekten de yalnız geçirmek istemiyorum.
- Ben oldukça korkunç biriyim, Louis. Hayır. Gerçekten... gerçekten öyleyim. Sevilmeyi hakettiğimi sanmıyorum.
- Gördüğün gibi, birçok ortak noktamız var.
- The power of the money, right?
- Oh, man. Hookers make pretty much the same hourly rate that lawyers do.
- Taylor, why are you telling me all this?
- Paranın gücü, değil mi?
- Oh dostum. Fahişeler neredeyse avukatların saatlik ücreti kadar para kazanıyorlar.
- Bunları bana niye anlatıyorsun, Taylor?
- I have a tape where he's threatened with death. By the baron.
- I wouldn't want it to get lost.
- It's well hidden.
- If I understand it correctly, Ledda's testimony is the only thing we've got. Not a lot to arrest the baron on, don't you think?
- There is more proof.
- And why haven't we seen that yet?
- Ölümle tehdit edildiği bir teyp var elimde. Baron tarafından.
- Kaybolmasını istemem.
- Çok iyi gizlendi.
- Eğer doğru anladıysam, Ledda'nın ifadesi elimizdeki tek şey. Baronu tutuklamak için yeterli değil, sence de öyle değil mi?
- Daha fazla kanıt da var.
- Peki niye henüz förmedik onu?
- We're going to split it wide open.
- As an old friend this is a very bad idea,John. The most harmful thing you could possibly do now.
- Not at all. Why is it a harmful idea?
- Onu ikiye bölüp iyice açacağız.
- Eski bir arkadaşın olarak söylüyorum, bu hiç de iyi bir fikir değil, John. Şu anda yapabileceğin muhtemelen en sakıncalı şey.
- Hiç de değil. Neden sakıncalı bir fikir olsun?
- I call them dogs and if they're lapping up their own vomit, the only way to stop them is with the lash .
- But dogs only obey their own nature. So why shouldn't we forgive them?
- Onlara köpek diyorum ve eğer kendi kusmuklarını yiyorlarsa, onları durdurmanın tek yolu kamçıdır.
- Ama köpekler sadece kendi doğalarına itaat ederler. Bu yüzden neden onları affetmiyoruz?
- Old, dear friends! Why did they take Kelly?
- For the money, wouldn't you say?
- They didn't have to kidnap her to get his money.
- Perhaps they didn't want to shoot her in front of me.
- Shoot him? For what?
- Oh sevgili dostlarım. Neden Kelly'i götürdüler?
- Para için, sence d öyle değil mi?
- Onun parası için onu kaçırmaları gerekmezdi ki.
- Belki de onu benim önümde vurmak istemediler.
- Vurmak mı? Ne için?
- When he comes here, do you ever talk about the accident ? Does he ever mention the past?
- No.
- Why not?
- I try to let him find his own way through. I feel he needs that. Why are you here, Sharon?
- I want to know how to help him.
- You are helping him.
- I don't think so.
- O buraya geldiğinde, hiç kazadan bahsediyor musun? Hiç geçmişten bahsediyor mu?
- Hayır.
- Neden?
- Kendi yolunu bulmasına çabalıyorum. Buna ihtiyacı olduğunu hissediyorum. Neden buradasın, Sharon?
- Ona nasıl yardımcı olabileceğimi bilmek istiyorum.
- Ona yardımcı oluyorsun.
- Sanmıyorum.