go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 977 kişi  16 Haz 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

why

i. sebep
zf. neden, niçin, niye
ünl. neden
  • - l just said it. Forget that!
    - Nothing to do with hunting.
    - OK! So why did you say this? Why do you like to hunt the fox?
    - l do not hunt the fox. l think people that hunt the fox are the scum of the earth!
    - Dedim ya. Unut bunu!
    - Avlanmakla ilgisi yok ki.
    - Tamam! O zaman bunu niye söyledin? Neden tilki avlamak istiyorsun?
    - Tilki avlamam. Bence tilkileri avlayanlar yeryüzündeki en büyük pislikler.
  • - I am sorry, I was rude before. I really am
    - Okay, no more crying. Please! What a night, Paul, Do you like my hairdo?
    - Yes, I do.
    - Then why don't you touch it?
    - I don't want to mess it up.
    - Daha önce kabalık ettiğim için üzgünüm. Gerçekten.
    - Tamam daha fazla ağlamak yok. Lütfen. Ne geceydi ama. Paul, saç şeklimi beğendin mi?
    - Evet, beğendim.
    - O halde neden dokunmuyor musun?
    - Saçını bozmak istemiyorum.
  • - lt's too dangerous. You'd better not go.
    - What about you?
    - l can handle it myself. This cheque is for you.
    - Why are you giving me so much money?
    - l know you need it.
    - Çok tehlikeli. Gitmesen iyi olur.
    - Ya sen?
    - Ben kendimi idare ederim. Bu çek sana.
    - Bu kadar çok parayı neden bana veriyorsun?
    - İhtiyacın olduğunu biliyorum.
  • - Very dark!
    - That's why we put gas lights here.
    - Are they hand-made?
    - Of course, everything's and-made here.
    - Çok karanlık!
    - Bu gaz lambalarını o yüzden koyduk.
    - Bunlar el yapımı mı?
    - Elbette. Buradaki herşey el yapımı.
  • - It looks very nice. Why don't we give the bed a trial?
    - Trial? Macon? You've never asked if I slept with anyone while we were separated. Don't you want to know?
    - No.
    - I think you'd wonder.
    - Well, I don't.
    - Çok hoş görünüyor. Neden yatağa bir deneme yapmıyoruz?
    - Deneme mi? Macon? Biz ayrıyken kimseyle yatıp yatmadığımı hiç sormadın. Bilmek istemiyor musun?
    - Hayır.
    - Bence merak edersin.
    - Eh, etmiyorum.
  • - I love kids. Yeah. I like messing about with them. Doing kid things. I'd have been disappointed if you didn't have a child.
    - Why do you say that?
    - God knows. Mainly because I thought this was our child.
    - Çocukları severim. evet. Onlarla vakit geçirmeyi seviyorum. Çocukça şeyler yapmayı. Eğer çocuğun olmasaydı, hayal kırıklığına uğrardım.
    - Neden böyle söylüyorsun?
    - Tanrı bilir. Aslında onun bizim çocuğumuz olduğunu düşündüğüm için.
  • - Why don't we just rent a car instead of stealing one?
    - Because you can't rent these.
    - Çalmak yerine neden bir araba kiralamıyoruz?
    - Bunları kiralayamazsın da ondan.
  • - Here?
    - Sure. Why not?
    - Buraya mı?
    - Tabii. Neden olmasın?
  • - I'm new here. I know nothing.
    - What about the doorman before you?
    - He quitted.
    - What's his name?
    - Wong Fu.
    - Do you have his address?
    - No.
    - Do you keep the tapes of the surveillance camera?
    - Yes, but they're recycled every three days.
    - Why didn't you keep them for longer?
    - Just a few households round here. What's the point? Video tapes cost a lot. Hey, you have no right to question me!
    - Burada yeniyim. Hiçbir şey bilmiyorum.
    - Ya senden önceki kapıcı?
    - İstifa etti.
    - İsmi nedir?
    - Wong Fu.
    - Sende adresi var mı?
    - Hayır.
    - Gözetleme kamerasının bantlarını saklıyor musun?
    - Evet ama onlar üç yılda bir geri dönüşüm oluyorlar.
    - Onları neden daha uzun süre saklamadın?
    - Sadece birkaç daire var burada. Ne anlamı var? Bantlar çok pahalıya mal oluyor. Hey, beni sorgulamaya hakkın yok.
  • - I'm new here. I know nothing.
    - What about the doorman before you?
    - He quitted.
    - What's his name?
    - Wong Fu.
    - Do you have his address?
    - No.
    - Do you keep the tapes of the surveillance camera?
    - Yes, but they're recycled every three days.
    - Why didn't you keep them for longer?
    - Just a few households round here. What's the point? Video tapes cost a lot. Hey, you have no right to question me!
    - Burada yeniyim. Hiçbir şey bilmiyorum.
    - Ya senden önceki kapıcı?
    - İstifa etti.
    - İsmi nedir?
    - Wong Fu.
    - Sende adresi var mı?
    - Hayır.
    - Gözetleme kamerasının bantlarını saklıyor musun?
    - Evet ama onlar üç yılda bir geri dönüşüm oluyorlar.
    - Onları neden daha uzun süre saklamadın?
    - Sadece birkaç daire var burada. Ne anlamı var? Bantlar çok pahalıya mal oluyor. Hey, beni sorgulamaya hakkın yok.
  • - Why didn't you tell them this?
    - I don't know.
    - Bunu niye onlara söylemedin?
    - Bilmiyorum.
  • - You have to battle your way through it and emerge triumphant.
    - Like this. I see.
    - Don't be cross with me.
    - Why should I be?
    - Bundan çıkış yolunu bulmalısın ve galip çıkmalısın.
    - Bunun gibi. Anlıyorum.
    - Bana kızma.
    - Niye kızayım?
  • - I'm putting ketchup on this.
    - Why do you put all that ketchup on it?
    - Why are you worried about it, fool?
    - Coz, these are my fries.
    - Buna ketçap koyuyorum.
    - Neden üzerine bu kadar çok ketçap koyuyorsun?
    - Neden bu kadar endişeleniyorsun, salak?
    - Çünkü bunlar benim patates kızartmalarım.
  • - That's why l came to you. Today l discovered what l lost.
    - How did you remove the misunderstanding
    - Due to Suresh There is no need to say anything further Everyone has his misery.
    - Bu yüzden sana geldim. Bugün neyi kaybettiğimi anladım.
    - Bu yanılmadan nasıl kurtuldun?
    - Suresh'e bakılırsa daha fazla söylenecek birşey yok. Herkesin kendi acısı var.
  • - That's why they hate us. And that's why you must stay here. With me.
    - Bu yüzden bizden nefret ediyorlar. Bu yüzden burada kalman gerek. Benimle.
  • - Let's not walk this way.
    - Where are we going?
    - This way now.
    - Are you in trouble? Have you run away?
    - My mommy told me to run away.
    - Why?
    - I guess because Henry didn't like me.
    - Why was that?
    - Martin came home.
    - And who is he?
    - Martin is Mommy and Henry's real son.
    - Bu yoldan yürümeyelim.
    - Nereye gidiyoruz?
    - Şimdi buradan.
    - Başın dertte mi? Kaçtın mı?
    - Kaçmamı annem söyledi.
    - Neden?
    - Çünkü sanırım Henry beni sevmediği için.
    - Neden o?
    - Martin eve geldi.
    - Ya o kim?
    - Martin annem ve Henry gerçek oğlu.
  • - Let's not walk this way.
    - Where are we going?
    - This way now.
    - Are you in trouble? Have you run away?
    - My mommy told me to run away.
    - Why?
    - I guess because Henry didn't like me.
    - Why was that?
    - Martin came home.
    - And who is he?
    - Martin is Mommy and Henry's real son.
    - Bu yoldan yürümeyelim.
    - Nereye gidiyoruz?
    - Şimdi buradan.
    - Başın dertte mi? Kaçtın mı?
    - Kaçmamı annem söyledi.
    - Neden?
    - Çünkü sanırım Henry beni sevmediği için.
    - Neden o?
    - Martin eve geldi.
    - Ya o kim?
    - Martin annem ve Henry gerçek oğlu.
  • - It's completely inappropriate. - Why?
    - Bu tamamen uygunsuz. - Neden?

  • - It's completely inappropriate. - Why?
    - Bu tamamen uygunsuz. - Neden?

  • -And thank you for this morning .
    - Why thank you?
    - You rescued my parcel on the steps. I was very moved by your concern.
    - Bu sabah için de teşekkürler.
    – Neden teşekkür ediyorsunuz?
    -Merdivenlerde paketimi kurtardınız. Bu düşünceli davranışınız beni çok etkiledi.

2,382 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024