go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 2261 kişi  04 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

when

ünl. ne zaman
zf. dığı zaman
  • - I don't want to hear it.
    - It's not disgusting..
    - Ok, you know what, when I get home, I'll check my journal from '94, but I know I'm right!
    - Duymak istemiyorum.
    - İçrenç değil ki.
    - Tamam, biliyor musun, eve gidince 94'ten beri tuttuğum günlükleri kontrol edeceğim, ama haklı olduğumu biliyorum.
  • - He couldn't stop talking about them when he returned. They are so rich, and yet so humble. Then, one day, Karan took me to the flying club. Where, all his choppers were lined up.
    - Döndüğü zamandan beri durmadan onları anlatıyordu..Çok zenginlermiş ama çok da mütevazilermiş. Sonra bir gün, Karan beni uçuş klubüne götürdü. Klüpte bütün helikopterleri sıra olmuştu.
  • - Ditto! Hey, I never did know when to butt out. We're with you, captain. Wherever this goes, however it ends, we're with you.
    - Ditto! Hey, ne zaman araya gireyim bilemedim. Seninleyiz kaptan. Bu her nereye giderse, her ne şekilde biterse, biz seninleyiz.
  • - When you want to rest you go to the living room... To piss in the bathroom... To eat, in the kitchen. Is this ok?
    - Dinlenmek istediğinde oturma odasına gidersin... işemek istediğinde banyoya... yemek istediğinde mutfağa. Tamam mı?
  • - When other boys had their eyes on girls, I sat in Juvenile prison for having taken an old lame granny's sledge. Mikkonen.
    - Diğer çocuklar gözlerini kızlardan ayıramazken, ben eski, garip bir büyükanne kızağını almak için çocuk hapishanesinde otururdum.
  • - Hundreds of millions of people starved in poorer countries. A high degree of prosperity survived when the developed world introduced sanctions.
    - Daha fakir ülkelerdeki yüz milyonlarca insan açlık çekti. Gelişmiş dünya izin verdiğinden yüksek seviyedeki zenginlik yaşamaya devam etti.
  • - She had a bad time at home when she was a kid. Her home was really bad. I think a lot of drinking and physical stuff. She doesn't talk about that.
    - Çocukken evde zor zamanlar geçirmiş. Evi gerçekten kötüydü. İçki ve fiiksel şeyler de varmış sanırım. Bu konuda çok konuşmaz.
  • - Remember when you were a kid, your mom would send you to the movies with a jar of jam and a little spoon? You were so pretty.
    - Çocukken annen seni bir kavanoz reçel ve küçük bir kaçıkla sinemaya yollardı, hatırlıyor musun? Çok güzeldin.
  • - When he got out, he found out about it. He took me in the woods to a cabin. It had a dirty basement. He locked me in and left.
    - Three days...? Who was he to preach?
    - He said if I wanted to be a thief, then I ought to know what it was like.
    - Çıktığında, onu öğrendi. Beni ormanda bir kulübeye götürdü. Kirli bir bodrumu vardı. Beni kilitledi ve gitti.
    - Üç gün mü? Vaaz verecek birisi miki o?
    - Eğer bir hırsız olmak istiyorsam, o zaman nasıl birşey olduğunu bilmem gerektiğini söyledi.
  • - There isn't anyone. Maybe an Eskimo who can ice-fish for food. Help me to build a nest for when the baby comes.
    - There are no Eskimo here, and you're not really pregnant. You made that up.
    - Burada kimse yok. Belki yiyecek için buzda balık avlayan bir Eskimo. Bebeğin gelişi için bir yuva yapmama yardım et.
    - Burada Eskimo felan yok, ve sen de aslında hamile değilsin. Hepsini sen uydurdun.
  • - That hails a new creation.
    - There's something that happens when you discover the truth about someone.
    - Bu yeni bir yaradılışa işaret ediyor.
    - Birii hakkında gerçeği keşfettiğinde oluşagelen birşeyler var.
  • - Is this even legal?
    - Not paying. When we're having the jubilee, we'll have a party, even if it will have to be outdoors.
    - Is that the surprise?
    - Bu yasal mıki?
    - Ödemek değil. Jübileyi yaparken, bir parti vereceğiz, dışarıda olmak zorunda ols bile.
    - Sürpriz bu mu?
  • - Don't talk like that when I'm holding something this sharp. Or I might slip and stick it in your heart if you have one.
    - Oh, I do. Tough little muscle, too, never bleeds.
    - Bu kadar keskin birşey tutarken bu şekilde konuşma. Yoksa çekip kalbine saplayabilirim tabi kalbin varsa.
    - Oh var. Hiç bir zaman kan ağlamayan, küçük, sağlam bir kas.
  • - That's excellent, my boy. Excellent. Now is when we have the bull by its horn. Don't move! Freeze! Or I'll have you 'shaken' forever! Drop your guns! Not you, you idiot!-
    - Bu harika, oğlum. Harika! Şimdi boğayı boynuzlarından tutacağız. Kıpırdamayın! Hareketsiz kalın! Yoksa sonsuza dek 'sarsılmış' olacaksınız. Bırak silahını. Sen değil, salak.
  • - I planted this tree when my son was born. He died when he was five. This one was for the girl. These apple trees... were for the twins. You see, that's the way it goes.
    - Bu ağacı, oğlum doğduğunda diktim. Beş yaşındayken öldü. Bu kız içindi. Bu elma ağaçları ise... ikizler içindi. Gördüğünüz gibi, bu şekilde gidiyor.
  • - Say something?
    - It's impossible.You expect me to say something when I can't breathe?
    - Birşeyler mi söyleyeceksin?
    - Nefes alamazken birşeyler söylememi nasıl beklersin? Bu, imkansız.
  • - You have to believe in something. I want you to know that when we were together ... I was really happy.
    - Birşeye inanmak zorundasın. Seninle beraberken... çok mutlu olduğuma inanmanı istiyorum.
  • - How is it ln the morning when a wife makes breakfast for her husband?
    - lt's a happy life, good wife... What else can one want ?
    - How is Mohan's wife?
    - Very bad temper.
    - Bir kadının kocası için sabahları kahvaltı hazırlaması nasıl birşey?
    - Mutlu bir hayat, iyi eş... Bir insan dah ne ister?
    - Mohan'ın karısı nasıl?
    - Çok huysuz.
  • - You're not cute like a doll. You just look like someone's ordinary kid. When's your birthday?
    - I never had a birthday.
    - When were you first built? When's your "build-day"?
    - I don't know.
    - Bir bebek gibi sevimli değilsin. Herhangi birinin sıradan çocuğuna benziyorsun. Doğum günün ne zaman?
    - Benim hiç doğum günüm olmadı.
    - İlk ne zaman yapıldın? 'Yapılma-günün' ne zaman?
    - Bilmiyorum.
  • - When you knock at a lady's door as if it were a tavern, you deserve to wait.
    - You seem upset.
    - Upset? Why should I be?
    - Bir bayanın kapısını orası sanki bir tavernaymış gibi çalarsan, beklemeyi hakedersin.
    - Kızgın görünüyorsun.
    - Kızgın mı? Neden olayım ki?

13,188 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025