- What do you have to be mad about? I understand it must have been hard for you when I left. But you didn't put up a fight.
- What kind of fight was I supposed to put up?
- Ne için kızmak zorundasın? Gittiğimde herşey senin için zor olmuş olmalı, anlıyorum. Ama kavga çıkartmadın?
- Ne tür bir kavga çıkartmam gerekirdi?
- It looks delicious. Let's finish it. Anyway, you looked so cool when you slapped me last night.
- lf you don't wake up, I will kick you.
- What if that still doesn't work?
- Then I'll die.
- Lezzetli görünüyor. Hadi bitirelim şunu. Neyse, dün gece beni tokatladığında çok havalı görünüyordun.
- Eğer uyanmazsan, seni tekmelerim de.
- Ya eğer bu da işe yaramazsa?
- O zaman ölürüm.
- When I was a kid I used to say 'Hey, Dad only girls keep diaries', and he'd just laugh. He was a really good guy, my dad. But he was too hard on himself.
- Küçükken 'Hey, Baba' derdim... 'sadece kızlar günlük tutar' ve o da bana gülerdi. Benim babam gerçekten iyi bir adamdı. Ama kendine karşı çok sertti.
- l'm scared. Please don't go tonight, stay here with me.
- No, l'll sleep downstairs. l'll protect you. l'm ten times more brutal than Dragon.
- When you're so disrespectfull ...
- But now, you're crossing the line.
- Please forgive me...
- Korkuyorum. Lütfen bu gece gitme, burada benimle kal.
- Hayır. Alt katta uyuyacağım. Seni korurum.Ben Dragon'dan on kat daha vahşiyim.
- Bu kadar saygısız olduğunda...
- Ama şimdi, çizgiyi aşıyorsun.
- Lütfen, beni affet...
- Don't blame yourself. There was no way you could have known. Just like when you recovered Rambaldi's journal, you had no idea it contained a formula.
- What are you talking about? What formula?
- A formula for a medication.
- Kendini suçlama. Bilebilmenin hiç bir yolu yoktu. Aynen Rambaldi'nin günlüğünü geri aldığında, içinde bir formül olduğu hakkında bir fikrin olmadığı gibi.
- Sen neden bahsediyorsun? Ne formülü?
- Tedavi için bir formül.
- In the forest.. where I could survive myself. And where I grew up free and strong like a jaguar. When I was 20 years old I went to the castle to claim for what was mine...
- Kendi başıma hayatta kaldığım yer olan... ormanda. Ve bir jaguar gibi güçlü ve özgür olarak büyüdüğüm yerde. 20 yaşındayken benim olanı ilan etmek için şatoya gitmiştim...
- We'll need a full autopsy.
- With emphasis on the cranial and oral areas. Let us know when the report comes in, will you, please?
- Kapsamlı bir otopsiye ihtiyacımız olacak.
- Kafatası ve oral bölgeler üzerinde durulan noktalarla birlikte. Rapor geldiğinde bize bildirin, olur mu, lütfen?
- I remember what you were like when you first walked through my door. Jittery as a june bug. And now just look at you. You sure did surprise me,[
- Kapımdan içeri ilk girdiğin anda olduğun haliyle hatırlıyorum seni. Haziran böceği kadar gergindin. Ve şimdi bir bak kendine. Beni gerçekten şaşırttın.
- I was out for blood. It happens. To all of us. We're not machines, Lianna. When we're hurt, we lash out. That's no excuse for what I put you through.
- Kan için dışardaydım. Bu olur. Hepimize. Makine değiliz, Lianna. Canımız yandığında, saldırırız. Bu seni düşürdüğüm durum için bir bahane olamaz.
- I thought we were having coffee. You can trust me, you know.
- I know that.
- I'd never hurt you. Remember when you said some people were meant to meet each other? Maybe we were meant to meet that way.
- Kahve içeceğimizi sanıyordum. Bana güvenebilirsin, biliyorsun.
- Bunu biliyorum.
- Asla seni incitmem. Bazı insanların tanışmasının kaderleri olduğunu söylediğini hatırlıyor musun? Belki de bizim bu şekilde tanışmamız gerekiyordu.
- I have to pee.
- I'll go with you.
- No, I want to pee outside. I'll work on my car.
- I could kick that jack away.
- Since when do you repair cars?
- Since today.
- Maybe you should be a mechanic.
- İşemem gerek.
- Seninle geleyim.
- Hayır, ben dışarıda işemek istiyorum.Arabamın üzerinde çalışacağım.
- Krikoyu ben halledebilirim.
- Ne zamandan beri araba tamir ediyorsun?
- Bugünden itibaren.
- Belki de tamirciliğe başlamalısın.
- People change. Raj has changed too. At school he used to be very quiet. Now he has great sense of humour. When l asked him what he's up to... he said he's a thief.
- Maybe that wasn't a joke?
- İnsanlar değişir. Raj da değişti. Okuldayken çok sessizdi. Şimdiyse harika bir mizah anlayışı var. Ona neler yaptığını sorduğumda... hırsız olduğunu söyledi.
- Belki de bu bir şaka değildi?