go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1523 kişi  06 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

think

thought, thought, thinking, thinks
f. düşünmek, sanmak
  • - Think of your health! You should go! You'll have more time to relax in the fresh air.
    - I don't think, it's such a good idea.
    - Sağlığını düşün. Gitmelisin! Temiz havada dinlenmeye daha çok zamnın olacak.
    - O kadar da iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
  • - I think it's just a deer.
    -Could be deer, I guess.
    - Sadece bir geyik olduğunu düşünüyorum.
    - Sanırım bir geyik olabilir.
  • - Don't you think Ross could take all that in hand?
    - Well, sure, but...
    - Ross'un bu işi avucunun içine alabileceğini düşünmüyor musun?
    - Şey, elbette, ama...
  • - ? think Roger knew him.
    - Sorry to interrupt.
    - Roger onu tanıyordu galiba.
    - Böldüğüm için özür dilerim.
  • - Rita, think real hard! What else did you notice? Wristwatch, pocket handkerchief, briefcase or a camera?
    - There was something,yes. He wore a little button in his lapel.
    - Rita, çok iyi düşün! Başka ne gördün? Kol saati, cep mendili, çanta, ya da bir fotoğraf makinei?
    - Evet, birşey vardı. Gömlek yakalarında küçük bir düğme vardı.
  • - You didn't think about it, not once, the possibility that Rambald could be right about me.
    - No, I didn't.
    - Why not?
    - I believe in you.
    - Did you think, I'd jus throw anyone in my trunk?
    - I just checked with transportation. You're gonna take the car to Dozer Field. There's a jet waiting to take you to Italy.

    - Rambald'ın benim hakkımda haklı olabileceği ihtimalini bir kere bile düşünmedin,
    - Hayır, düşünmedim.
    - Neden?
    - Sana inanıyorum.
    - Herhangi birisini arabamın bagajına atabileceğimi düşündün mü?
    - Ulaşım yollarını kontrol ettim. Dozer Field'a arabayı götüreceksin. Orada bir jet seni İtalya'ya götürmek için bekleyecek.
  • - What's wrong with it? Is this all right?
    - Well, you're too close to the lake. You drive next time.
    - So where do you think he is?
    - Well, I don't know.
    - Problemi ne bunun? Çalışıyor mu?
    - Şey, göle çok yakınsınız. Gelecek sefer arabayla gidin.
    - Peki, sence nerede?
    - Şey, bilmiyorum.
  • - This is politics, Joe. This is the game of being alive,and you think you're what? You think you're above that?
    - Politika bu Joe. Hayatta kalma savaşı bu. Ne sanıyordun? Bundan üstün olduğunu mu?
  • - Then why should I go to your place... ?
    - I don't know. I would really rather not have to spend tonight alone.
    - I'm a pretty terrible person, Louis. No, I really, really am. I don't think I deserve being loved.
    - There, you see, we already have a lot in common.
    - Peki o zaman neden senin evine gitmeliyim?
    - Bilmiyorum. Bu geceyi gerçekten de yalnız geçirmek istemiyorum.
    - Ben oldukça kötü bir kişiyim, Louis. Hayır. Gerçekten... gerçekten öyleyim. Sevilmeyi hakettiğimi sanmıyorum.
    - Gördüğün gibi, birçok ortak noktamız var.
  • - Then why on earth should I go to your place... ?
    - I don't know. I would really rather not have to spend tonight alone.
    - I'm a pretty terrible person, Louis. No, I really, really am. I don't think I deserve being loved.
    - There, you see, we already have a lot in common.
    - Peki o zaman neden senin evine gitmeliyim?
    - Bilmiyorum. Bu geceyi gerçekten de yalnız geçirmek istemiyorum.
    - Ben oldukça korkunç biriyim, Louis. Hayır. Gerçekten... gerçekten öyleyim. Sevilmeyi hakettiğimi sanmıyorum.
    - Gördüğün gibi, birçok ortak noktamız var.
  • - ? don't think I'm helping here.
    - We don't want your help.
    - Pek işe yaradığımı sanmıyorum.
    - Senin yardımını isteyen yok.
  • - Father Adamsky! Father. I'm worried ...I'm woried about Sonny.
    - Afraid of him?
    - I don't know why, but .. I think he wants to kill us.

    - Peder Adamsky! Peder, Endişeliyim... Sonny ile ilgili endişeliyim.
    - Ondan korkuyor musun?
    - Neden bilmiyorum ama... Sanırım bizi öldürmek istiyor.
  • - I know we need the money.. but when I think of yuo with someone else, I get jealous.
    - Jealous? If you really get jealous, that's wonderful. Tomorrow it'll be over.
    - Paraya ihtiyacımız olduğunu biliyorum... ama seni başkasıyla düşününce, kıskanıyorum.
    - Kıskanmak mı? Gerçekten kıskanıyorsan, bu harika. Yarın bitecek.
  • - I used to think money was everything. If you´ve got money, I used to say you can have beautiful birds, handsome suits, a car of your own. But those things aren´t a bit of use without good health.
    - Paranın herşey olduğunu sanırdım. Paran varsa derdim, güzel genç kadınların, hoş takım elbiselerin ve kendi araban olur. Ama tüm bu şeyler sağlığın yerinde değilse işe yaramıyor.Cmt Ağu 29, 2009 9:21 am
  • - I used to think money was everything. If you´ve got money, I used to say you can have beautiful birds, handsome suits, a car of your own. But those things aren´t a bit of use without good health.
    - Paranın herşey olduğunu sanırdım. Paran varsa derdim, güzel genç kadınların, hoş takım elbiselerin ve kendi araban olur. Ama tüm bu şeyler sağlığın yerinde değilse işe yaramıyor.
  • - You think I'm skimming off the top?
    - You're unlucky.
    - Para arakladığımı mı sanıyorsun?
    - Şanssızsın.
  • - I don't think that. - You do. That's what you both think.
    - Öyle demek istemedim. - Öyle dedin. İkinizin düşündüğü şey bu.

  • - You ever think about dying?
    - Yeah. You?
    - Yeah. Some.
    - You think there's a heaven.
    - Yeah. Don't you?
    - I don't know.Yeah, maybe.
    - Can you believe there's a heaven if you don't believe in hell.
    - Ölümü düşünüyor musun hiç?
    - Evet, sen?
    - Evet. Biraz.
    - Sence cennet var mı?
    - Evet. Sence?
    - Bilmiyorum. Evet, belki.
    - Cehennem olmadığına inanıyorsan, cennet vardır'a inanabilir misin?
  • - The only piece of leather goods in the place was my nurse's handbag.
    - And where do you think she got it?
    - At Blasek and Company!
    - Orada deri olan tek eşya hemşiremin el çantasıydı.
    - Sence nereden almış olabilir?
    - Blasek and Company'den!
  • - Do you find him attractive?
    - Oh, yes. I think he's very attractive.
    - Would you like him?
    - I only mean he was handsome.
    - Onu çekici buluyor musun?
    - Oh evet. Bence çok hoş.
    - İster misin?
    - Sadece yakışıklı olduğunu söylemek istedim.

11,801 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025