go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1467 kişi  04 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

so

zf. o kadar, pek, demek ki
bğ. yani
ünl. öyle mi
  • So I asked myself,
    who calls a bellman from a pay phone?
    Ben de kendime sordum, kim bir valiz
    taşıyıcısını ödemeli telefondan arar?

  • So I said something.
    Ben de bir şeyler söyledim.

  • I didn't get into this so I could talk about my work, my movies. You become an actor to act.
    Kevin Bacon
    Ben buna girmedim,bu yüzden işim hakkında konuşabildim,benim filmlerim,oynamak için aktör olmalısın.
  • When our citizens are attacked or abused anywhere in the world on the direct orders of hostile regimes, we will respond so long as I'm in this office.
    Ben bu ofiste olduğum sürece, vatandaşlarımız dünyanın herhangibir yerinde saldırıya maruz kaldıklarında, düşman rejimlerin direk buyruklarına bağlı olarak tepki verilecektir.
  • I'm not an inventor but I did develop a new way of irrigating dry land so that no one in my kingdom ever has to be hungry.
    Ben bir mücit değilim ama bundan sonra krallığımda kimse aç olmasın diye kurak toprakları sulamanın yeni bir yöntemini geliştirdim.
  • Maybe vomit and sore and disease really frighten him. Maybe he isn't so good with death.
    Belki kusmak, ağrı ve hastalık onu gerçekten korkutuyordur. Belki de ölümle arası pek iyi değildir.
  • You might feel so much better,
    you'll want bigger boobs.
    Belki çok iyi hissedersin de,
    daha büyük memeler istersin.
  • So maybe we could get together this weekend.
    Belki bu hafta sonu buluşabiliriz.

  • Perhaps they knew each other so well that it wasn't necessary.
    Belki birbirlerini o kadar iyi tanıyorlardı ki bu gereksizdi.
  • Maybe I could research and write an article that might do some justice.But he was so scared.
    Belki adil davranmayı sağlayacak bir araştırma yapıp makale yazabilirdim. Ama çok korktu.
  • Wait! Don't be so rash.
    Bekle! Bu kadar aceleci olma.
  • Well, I-I'm... I'm so happy
    you liked it.
    Beğenmene çok sevindim.
  • it's important we establish a few facts so these people can make a fair decision.
    Bazı gerçekleri belirtmemiz son derece önemli, ancak bu şekilde bu insanlar adil bir karar verebilirler.
  • I haven’t got another chair so you’ll have to sit on that stool.
    Başka sandalyem yok bu yüzden tabureye oturmak zorunda kalacaksın.
  • So, what else is going on with your life?
    Başka neler oluyor hayatında?

  • So we'll have to make it another time, all right?
    Başka bir zaman,olur mu?

  • I mean, is it so much to ask
    to make a connection with
    another human being?
    Başka bir insanla bağ kurmak
    istiyorum, çok mu?
  • So I look up, and everyone is just staring at me.
    Başımı kaldırdım, herkes bana bakıyor.

  • I look up and everybody from the office is just staring at me. So I left my office this afternoon for the last time.
    Başımı kaldırdığımda herkes bana gözünü dikmiş bakıyordu. Bunun üzerine bu öğledensonra son kez ofisimden ayrıldım.
  • It's best to have failure happen early in life. It wakes up the Phoenix bird in you so you rise from the ashes.
    Anne Baxter
    Başarısızlıkla hayatta erken bir dönemde karşılaşmak en iyisidir. İçinizdeki Anka kuşunu uyandırır ve küllerinizden doğarsınız.
    Anne Baxter

14,406 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025