- We're going to split it wide open.
- As an old friend this is a very bad idea,John. The most harmful thing you could possibly do now.
- Not at all. Why is it a harmful idea?
- Onu ikiye bölüp iyice açacağız.
- Eski bir arkadaşın olarak söylüyorum, bu hiç de iyi bir fikir değil, John. Şu anda yapabileceğin muhtemelen en sakıncalı şey.
- Hiç de değil. Neden sakıncalı bir fikir olsun?
- Let them in.
- You wait in the corridor.
- Let us eat, brothers. Lord has been bountiful. A drink after a journey is good for the health, right?
- We're here to talk, not to drink.
- Onları içeri alın.
- Siz koridorda bekleyin.
- Hadi yiyelim, kardeşlerim. Lord çok cömerttir. Yolculuktan sonraki içki sağlığa faydalıdır, değil mi?
- Buraya konuşmaya geldik. İçmeye değil.
- He kills bears!
- You kill... That's evil!
- No, we shoot animals. We do not hunt the fox.
- You shouldn't be talking to us,cos we love animals. That's why we're here.
- O ayıları öldürüyor!
- Sen ayıları... Bu çok fena!
- Hayır, biz hayvanları vuruyoruz. tilkileri avlamıyoruz.
- Bizimle konuşmamalısın, çünkü biz hayvanları severiz. O yüzden buradayız.
- We're involved in a hostage situation.. that would involve our commitment to being here.. in joint investigation with the New Orleans Police Department.
- Can you confirm the rumored deaths?
- New Orleans Polis Departmanı ile ortak soruşturma için burada olmamızla bağlantılı olarak ... bir rehin durumuna karıştık.
- Söylenti halindeki detayları konfirme edebilir misiniz?
- Why me? You hate me.
- I needed a Jew. You were the first to come to mind.
- What do you mean?
- We're gonna thank him. For the pills.
- Thank him?
- What do you call the Jewish prayer for the dead?
- Neden ben? Sen benden nefret edersin.
- Bir Musevi lazımdı. Akla ilk gelen sen oldun.
- Ne demek istiyorsun?
- Ona teşekkür edeceğiz. Haplar için.
- Ona teşekkür mü?
- Ölüler için yapılan Musevi duasına ne diyorsunuz?