- What do your parents do?
- My father is a turner and my mother is..
- Your mother..
- ... is a housewife
- You hesitated?
- l meant that she's also a princess.
- What?
- Yes, initially she was a princess. Her ancestors come from a royal family.
- Annen ve baban ne iş yapıyor?
- Babam tornacı ve annem...
- Annen...
- ... ev hanımı.
- Duraksadın?
- Yani... aynı zamanda bir prenses.
- Ne?
- Evet, önceden bir prensesmiş. Ataları soylu bir aileden geliyor.
- But all these papers... Jim, you really need somebody to organize all this stuff. Your handwriting is just like a little kid. Look at this! l wonder if William Blake was ever this disorganized.
- ama bütün bu kağıtlar... Jim, tüm bunları organize etmesi için birine ihtiyacın var. Elyazın küçük bir çocuğunki gibi. Şuna bir bak! William Blake bu kadar düzensiz miydi merak ediyorum.
- But l can't have anymore children. l'm too old for that
- So, yours is an infernal machination.
- lt was a trick to soften Cayetano and Dolores.
- Aren't' you ashamed using innocent children? You're a shameless woman.
- Ama ben daha fazla çocuk sahibi olamam. Bunun için fazla yaşlıyım.
- Yani seninkisi şeytani bir dolap.
- O, Cayetano ve Dolores'i yumuşatmak için bir oyundu.
- Masum çocukları kullanmaya utanmıyor musun? Sen utanmaz bir kadınsın.
- But.. in other times.. I was a man of studies.. and I accumulated knowledge. But...misfortunes have unsettled my mind...and now...Now I'm a disaster,
- You've got all my respect.
- Ama başka zamanlarda... Çalışıp duran bir adamdım... bilgi topladım. Ama talihsizlikler aklımı bozdu... ve şimdi... Şimdi bir felaketim.
- Benim size saygım sonsuz.
- He was struck by lightning coming back from his barn. Melted the fillings in his teeth and soldered his jaw shut.
- I have been struck twice myself. How come you think I became deaf in this one ear?
- Ahırın arkasına düşen yıldırım çaptı onu. Dişerindeki dolguları eritti ve çenesini mühürledi.
- Bana da iki kez yıldırım çarpmıştı. Bir kulağımın nasıl sağır olduğunu sanıyordun?
- Explain it to them, Prem.
- Yes. That is exactly how it happened. It means, our men did really try to kidnap him... but he was kidnapped by these guys.
- What?
- Has Daddy really been kidnapped?
- Açıkla onlara, Prem.
- Evet. Aynen bu şekilde oldu. Yani, adamlarımız gerçekten onu kaçırmaya çalıştı... ama bu adamlar tarafından kaçırıldı.
- Ne?
- Babam gerçekten mi kaçırıldı?
- I was just wondering if you wanted to make $50,000. $10,000 up front.
- Are you a quiz show host or something?
- No. I'm your future.
- I think you got the wrong guy.
- 50.000 dolar isteyip istemediğinizi öğrenmek istiyordum. 10,000 dolar ön üdemeli.
- Bir yarışma programına ev sahipliği falan mı yapıyorsunuz?
- Hayır. Ben sizin geleceğinizim.
- Yanlış kişiyle konuşuyorsunuz, sanırım.
- I haven't been here for 2 months.
- You've gotten awfully lazy.
- You know why I forgot about you? Because I was scared. Scared of you.
- Of us?
- Yes. Don't take it wrong...
- 2 aydır burada değildim.
- Fena halde tembelleştin.
- Seni neden unuttum, biliyor musun? Çünkü korkmuştum. Senden.
- Bizden mi?
- Evet. Yanlış anlama...
- It isn't one of the reasons we agreed to pardon Sloane.
- It was the predominant reason. He might have some leads.
- Sydney, you'll accompany Lauren to Mexico.That's it.
- Sloane'u hoş görmek anlaştığımız nedenlerden biri depildi.
- Asıl neden oydu. Biraz kurşunu olabilir.
- Sydey, Meksika'ya Lauren'la birlikte gideceksin. Hepsi bu.
- This is Pope Alexander VI. Rambaldi was his chief architect. Rambaldi made a habit of hiding his work in ordinary things. The code is hidden in this painting.
- Bu Papa 6. Alexander. Rambaldi onun baş mimarı idi. Rambaldi'nin çalışmalarını sıradan şeylerin arkasına gizlemek gibi bir alışkanlığı vardı. Şifre bu tabloda gizli.