go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 976 kişi  18 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » there's

there's

  • I'm gonna see if there's anything I can do.
    Gidip yapabileceğim bir şey var mı bakacağım.

  • I came here because
    there's going to be more bloodshed.
    Gelmemin sebebi şu:
    Daha fazla kan dökülecek.
  • We appreciate your coming in to talk to us, but there's nothing we can do.
    Gelip bizimle konuşmanızı takdir ediyoruz, ancak yapabileceğimiz hiçbir şey yok-elimizden gelen hiçbir şey yok.
  • Ferro Take us in low over the main colony complex. Storm shutters are sealed There's no visible activity.
    Ferro, bizi ana koloni binasına götür. Fırtına kepenkleri kapatıldı. Görünürde bir hareket yok.
  • Yeah. What? There's something wrong with that? I'm a character.
    Evet. Ne? Bununla ilgili bir sorun mu var? Ben bir karakterim.

  • Equality? That's a lie. There's no such thing as equality. It's been one year now, since that disastrous act of terrorism last Christmas.
    Eşitlik? Bu bir yalan. Eşitlik diye bir şey yok. Şu an, geçen Noel’deki şu feci terör eyleminden bu yana bir yıl oldu.
  • I'm sure there's a
    perfectly good explanation.
    Eminim ki, kesinlikle çok iyi
    bir açıklaması vardır.
  • I'm sure there's a reasonable explanation for this.
    Eminim ki bunun mantıklı bir açıklaması vardır.
  • I'm alerting the embassy. They're gonna evacuate. There's a door at the end of the corridor. Meet me there.
    Elçiliği alarma geçiriyorum. Tahliye edecekler. Koridorun sonunda bir kapı var. Orada beni bul.
  • Of course there's a plan.
    Elbette bir plan var.
  • If there's no traffic.
    Eğer trafik olmazsa.

  • If there's anything I can't stand it's an old goat.
    Eğer katlanamadığım birşey varsa, o da ihtiyar bir keçidir.
  • If you're using my marriage as some victory......then there's no reason why you shouldn't go back.You gave me my first glimpse of a real life......and then you told me to carry on with a false one.No one can endure that.
    Eğer evliliğimi bir çeşit zafer olarak kullanıyorsan…geri gitmemen için hiçbir sebep yok. Gerçek bir hayatın nasıl olacağına dair ilk işaretleri bana sen verdin…ve sonra düzmece bir şeyle devam etmemi söyledin.Kimse buna katlanamaz.
  • Well, let-let's think. I mean, maybe
    there's an innocent explanation.
    Düşünelim. Yani, belki masumane
    bir açıklaması vardır.
  • You're on earth. There's no cure for that.
    Samuel Beckett
    Dünyadasınız. Bunun bir çaresi yok.
    Samuel Beckett
  • Yesterday I was a dog. Today I'm a dog. Tomorrow I'll probably still be a dog. Sigh! There's so little hope for advancement.
    Charles M. Schulz
    Dün bir köpektim. Bugün bir köpeğim. Yarın muhtemelen yine köpek olacağım. Of! İlerleme için çok az umut var.
  • We heard you're hiding flour. There's a packet of it left in the kitchen.
    Duyduğumuza göre, un saklıyormuşsun. Mutfakta bir paket kalmış.
  • There's a guy outside, and he's a nutjob, and he's waiting to beat me up.
    Dışarıda bir herif var, ve biraz kaçık birisi ve beni dövmek için bekliyor.

  • Because if there's even the slightest chance of any problem...
    Çünkü eğer en ufak bir problem çıkarma şansı varsa...

  • Because there's never been anyone like me before, ever.
    Çünkü daha önce benim gibi biri asla olmadı, asla.

2,396 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024