- Stop. Oh, no. Oh, my fur and whiskers.
- Someone's head will roll for this.
- Yours. Off with her...
- But, but, but, consider, my dear. Uh, couldn't she have a trial? Huh? First?
- Trial?
- Well... Just a, a little trial? Hmm?
- Hmm. Very well, then. Let the trial begin!
- Dur! Oh, hayır. Oh, kürküm ve sakallarım.
- Bu yüzden birisi kafasını kaybedecek.
- Seninki. Onunkini alın.
- Ama, ama, ama,... düşün hayatım. Iı, duruşmaya çıkamaz mı? Ha? Önce?
- Duruşma mı?
- Şeyy... küçük bir duruşma sadece? Hmm?
- Hmm. Pekala o zaman. Duruşma başlasın!
- Stop. Oh, no. Oh, my fur and whiskers.
- Someone's head will roll for this.
- Yours. Off with her...
- But, but, but, consider, my dear. Uh, couldn't she have a trial? Huh? First?
- Trial?
- Well... Just a, a little trial? Hmm?
- Hmm. Very well, then. Let the trial begin!
- Dur! Oh, hayır. Oh, kürküm ve sakallarım.
- Bu yüzden birisi kafasını kaybedecek.
- Seninki. Onunkini alın.
- Ama, ama, ama,... düşün hayatım. Iı, duruşmaya çıkamaz mı? Ha? Önce?
- Duruşma mı?
- Şeyy... küçük bir duruşma sadece? Hmm?
- Hmm. Pekala o zaman. Duruşma başlasın!
- She'd never done that before. I couldn't figure it out. She had a job as a music therapist, which is kind of a teacher for sick kids. So there was enough money.
- Bunu daha önce hiç yapmamıştı. anlayamadım. İş olarak müzik terapistliği yapıyordu, hasta çocuklar için bir tür öğretmenlik. Yeteri kadar parası da vardı yani.
- She might have fallen from these cliffs. Cause last month the same thing happened to a lamb of mine. I looked for it all day, and only at nightfall I heard it bleating.
- Bu yamaçlardan aşağı düşmüş olabilir. Çünkü geçen ay aynı şey benim koyunlarımdan birine oldu. Tüm gün onu aradım, ve ancak gece yarısı olduğunda onun nefesini duydum.
- We're not getting anywhere with this Soho murder .
- Well, what about that man the landlady passed on the stairs?
- She couldn't describe him except to say that he was carrying something.
- Bu Soho cinayeti ile ilgili ilerleme kaydedemiyoruz.
- Peki ya ev sahinin merdivenlerde yanından geçtiği adam?
- Birşey taşıyor olduğunu söylemk dışında onu tarif edemiyor.
- That bastard hurt her. You know, she hasn't dated anyone in two years.
- Was he a jealous guy?
- He didn't like her friends, particularly the guy friends...particularly, one friend.
- Bu piç kurusu canını yaktı. Biliyorsun, iki yıldır kimseyle çıkmıyor.
- Kıskanç bir adam mıydı?
- Arkadaşlarını sevmedi... özellikle de erkek olan arkadaşlarını... özellikle bir arkadaşını.
- Who's that?
- I don't know. Let me get rid of them. Hello.
- Dave, it's me, Chuck.
- Who's Chuck?
- Your anger ally. I'm in a mood, Dave. A bad mood. A very bad mood. I was fired from my ice-cream truck job today.
- What's an anger ally?
- Who's that? She is making fun of me?
- No. That's my girlfriend.
- You tell her to put a sock in it because I need to talk to you right now!
- Bu kim?
- Bilmiyorum. Onlardan kurtulayım. Selam.
- Dave, benim: Chuck.
- Chuck kim?
- Hırs arkadaşın. Öyle bir haldeyim ki Dave. Kötü bir mod. Çok kötü bir mod. Bugün dondurma kamyonu işinden kovuldum.
- Hırs arkadaşı da nedir?
- Bu kim? Bnimle alay mı ediyor?
- Hayır. O benim kız arkadaşım.
- Söyle ona ağzına bir çorap soksun, çünkü şu anda seninle konuşmaya ihtiyacım var.