- That was a year ago. She was all we had to carry. But she could hardly walk so I left her in the hospital. Some woman in labour screamed. That frightened her.
- Bu bir yıl önceydi. Taşıyacağımız tek şey oydu. Ama güçlükle yürüyordu bu yüzden onu hastahanede bıraktım. Doğuran bir kadın çığlık atıyordu ve bu da onu korkuttu.
- What's gonna happen to us?
- Well, darling, l - I just don't know.
- It does look hopeless doesn't it ? I wish we were home with Madame right now. Oh. Poor Madame. She will be so worried.
- Bize ne olacak dersin?
- Şeyy hayatım, Ben - ben bilmiyorum.
- Durum bayağı ömitsiz görünüyor, değil mi? Keşke şu anda Madam'la birlikte evde olsaydık. Zavallı Madam. Çok endişelenecek.
- She's as skinny as a stick of macaroni.
- You ough to see her rock and roll with her blue jeans on.
- She is just skin and bone.
- l love her and she loves me. this is what counts.
- Bir spagetti kadar sıska.
- Cin pantolonunun içinde onu rock and roll yaparken görmelisin.
- Bri deri bir kemik.
- Onu seviyorum ve o da beni seviyor. Önemli olan bu.
- Perhaps Rosetta though you were painting it as a gift.
- A gift?Why would she think that?But who can tell with her?
- I knew her like I knew other women.
- Belki Rosetta resmi hediye olarak yaptığını düşünmüştür.
- Bir hediye mi? Neden böyle düşünsün? Kİm söylemiş olabilir?
- Diğer kadınlar gibi onu da tanıyorum.
- The babysitter stop at the kid's room. She reaches for the doorknob. Her hand is trembling, her heart is beating fast. Sweat pours down her face. She opens the door...
- Bebek bakıcısı çocuğun odasında durur. Kapı tokmağına uzanır. Eli titremektedir, kalbi hızla çarpmaktadır. Yüzünden terler akar. Kapıyı açar...
- She needs me.
- I need you.
- To help you have a good time.
- When was the last time we had a good time?
- Go back to your friends in the bar.
- Bana ihtiyacı var.
- Benim sana ihtiyacım var.
- İyi vakit geçirmene yardımcı olmak için.
- En son ne zaman iyi vakit geçirdik ki?
- Bardaki arkadaşlarına geri dön.
- The babysitter stops at the kid's room. She reaches for the doorknob. Her hand is trembling, her heart is beating fast. Sweat pours down her face. She opens the door...
- Bakıcı çocukların odasının önünde durur. Elleri titreyerek, kalbi hızla ataraak kapının koluna uzanır. Teri yüzünden aşağı süzülür. Kapıyı açar...