go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 933 kişi  02 Haz 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

did

did, done, doing, does
[do] f. yapmak, etmek; tamamlamak, meydana getirmek; neden olmak; düzenlemek, temizlemek; rolünü üstlenmek; ilgilenmek; uymak; ayağını kaydırmak; dolandırmak (Argo)
  • By degrees Mr. Duncan Ross took to coming in only once of a morning, and then, after a time, he did not come in at all.
    Bay Duncan Ross,yavaş yavaş sabahları sadece bir kez içeri girmeyi alışkanlık edindi ve sonra,bir süre sonra, hiç içeri girmedi.
  • You brought me luck l was losing Why did you keep looking at me Are you annoyed?
    Bana şans getirdin. Kaybediyordum. Niçin bana öyle bakmayı sürdürüyorsun? Kızdın mı?
  • I did what you told me to do.
    Bana söylediğini yaptım.

  • Sort of looked up to me, you know.
    We did our first work together.
    Bana saygı gösterirdi.
    İlk işimizi beraber yapmıştık.
  • Balenciaga did the most delicious evening clothes. Clothes aren't delicious any more.
    Diana Vreeland
    Balanciaga en hoş gece elbiselerini yaptı,elbiseler artık hoş değil.
  • How did you break your leg?
    Bacağını nasıl kırdınız?

  • Your father did business with Hyman
    Roth, he respected Hyman Roth...
    Baban Hyman Roth ile iş yaptı,
    Hyman Roth'a saygı duydu,...
  • You know my father did business
    with Hyman Roth. He respected him.
    Babamın Hyman Roth ile
    iş yaptığını biliyorsun. Ona saygı duydu.
  • Did you just order coffee?
    Az önce kahve mi ısmarladınız?

  • Then after we did our
    hitch, we both went
    our separate ways,
    Askerliğimizi yaptıktan sonra,
    yollarımız ayrıldı...
  • He did not turn his head until he had reached the doorway.
    Antreye varıncaya kadar kafasını çevirmedi.
  • Mother, why did you keep this whole affair such a secret?
    Anne,bütün bu olayları neden sakladın?

  • To hear him tell it, all I ever did was challenge him or argue with him.I was afraid he was going to expel me.
    Anlatmasını duymak için tüm yaptığım şey onu zorlamak ya da onla tartışmaktı. Beni kovacağından korktum.
  • Where did you get the keys?
    Peter and I rented this flat together. I almost never came over. I only used it to store my books
    Anahtarları nereden buldun?
    Peter ve ben bu daireyi beraber kiralamıştık. Ama hemen hemen hiç uğramadım. Sadece kitaplarımı depolamak için kullandım.
  • But how about Mr. Hosmer Angel? Did he make no attempt to see you?
    Ama peki ya Bay Hosmer Angel? Seni görmek için hiç girişimde bulunmadı mı?
  • But you did not bother yourself in using them. For that reason you interest to me, Bob. You are equal to me.
    Ama onları kullanırken canını sıkmadın. Bu sebepten beni ilgilendiriyorsun, Bob. Sen benle eşitsin.
  • But there was no time and I did my job. By destroying Khasinau's lab I flooded the building
    Ama hiç vakit yoktu ve ben de işimi yaptım. Khasinau'nun laboratuarını yok ederek, binaya su basmasını sağladım.
  • But did it ever occur to you that she and
    Vohland were setting you up for a scam?
    Ama hiç onun ve Vohland'ın
    seni dolandırdıkları aklına gelmedi mi?

  • But I wept. Why did I weep?
    Ama ben göz yaşı döktüm. Neden mi?
  • But if we did that, we might feel a certain obligation to call.
    Ama "o"nu yaparsak, aramak için bir zorunluluk hissedebiliriz.


4,064 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024