go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 3269 kişi  15 Tem 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

very

s. çok
zf. pek, en
  • - I would be very sorry ma'am.. if my humble request...
    - You're the limit. I've never seen such insolence.
    - I understand. Yes, I understand. Who am I...to ask such a thing from you?
    - Çok özür dilerim hanımefendi... eğer benim bu mütevazi ricam...
    - Sen limitini aştın. Böyle cüretkarlık görmedim.
    - anlıyorum. Evet. Anlıyorum. Sizden böyle bir şey isteyecek kim oluyorum ki be?
  • - Very bad? - You have no idea.
    - Çok mu kötü? - Tahmin bile edemezsin.

  • - Very dark!
    - That's why we put gas lights here.
    - Are they hand-made?
    - Of course, everything's and-made here.
    - Çok karanlık!
    - Bu gaz lambalarını o yüzden koyduk.
    - Bunlar el yapımı mı?
    - Elbette. Buradaki herşey el yapımı.
  • - They were very good. l was proud of you.
    - l was interested in Stark's idea on health and medicine. You know hospital conditions.They're intolerable.
    - Çok iyilerdi. Seninle gurur duymuştum.
    - Stark'ın sağlık ve tıpla ilgili fikirleriyle ilgiliydim. Hastahane koşullarını bilirsin. Çekilecek gibi değiller.
  • - It looks very nice. Why don't we give the bed a trial?
    - Trial? Macon? You've never asked if I slept with anyone while we were separated. Don't you want to know?
    - No.
    - I think you'd wonder.
    - Well, I don't.
    - Çok hoş görünüyor. Neden yatağa bir deneme yapmıyoruz?
    - Deneme mi? Macon? Biz ayrıyken kimseyle yatıp yatmadığımı hiç sormadın. Bilmek istemiyor musun?
    - Hayır.
    - Bence merak edersin.
    - Eh, etmiyorum.
  • - Very exciting. Be mindful of whom you came with tonight.
    - As if it was possible to forget.
    - It was an evening of triumph, yes?
    - Çok heyecanlı. Bu gece kiminle geldiğin konusunda dikkatli ol.
    - Unutmak mümkünmüş gibi.
    - Zafer gecesiydi, değil mi?
  • - It's very good. It's good. - It's good, huh?
    - Çok güzel. Güzel. - Güzel, değil mi?

  • - I need a very strong man.
    - I'm strong.
    - I need a leader.
    - I have all the qualities of leadership.
    - I'm interested in so many vital political things.
    - Me, too. That binds us together.
    - Çok güçlü bir adama ijtiyacım var.
    - Ben güçlüyüm.
    - Bir lidere ihtiyacım var.
    - Liderliğin tüm niteliklerine sahibim.
    - Bir çok hayati politik şeyle ilgileniyorum.
    - Ben de. Bu bizi birbirimize bağlar.
  • - He's very considerate.
    - Could you tell him I'm here?
    - Çok düşünceli.
    - Geldiğimi söyler misin?
  • - A very similar condition. Take the same medication, in fact.
    - Then you didn't serve at the Gallitep labour camp?
    - No. l've never been to Bajor. l was a military file clerk.
    - Çok benzer bir durum. Aynı tıbbi tedaviyi gördük, aslında.
    - Sonra Gallitep çalışma kapmında hizmetin olmadı mı?
    - Hayır. Hiç Bajor'a gitmedim. Askeri dosya memuruydum ben.
  • - Is there no one left to cast the bell?
    - Take me with you. Let me cast the bell for you.
    - Are you mad, boy?
    - Take me to the Prince. Honestly, I can make everything very well for you. You won't find anyone better than me; they're all dead.
    - Go to hell!
    - Okay! But I know the secret of bell-making, and I won't tell.
    - What are you saying?
    - I know the secret. My father knew the secret of bell-making. Before he died, he passed it to me.
    - Çanı toplayacak kimse kalmadı mı?
    - Beni de götürün. Sizin için çanı da toplayayım izin verin.
    - Sen delirdin mi, çocuk?
    - Beni Prens'e götürün. Dürüstçesi, herşeyi sizler için en iyi şekilde yapabilirim. Benden daha iyisini bulamazsınız; hepsi öldüler.
    - Cehenneme git!
    - Tamam! Ama çan yapmanın sırrını biliyorum ve söylemem.
    - Sen ne diyorsun?
    - Sırrı biliyorum. Babam çan yapmanın sırrını biliyordu. Ölmeden önce de onu bana iletti.
  • - He receives all of your letters. He hopes that you are happy in your life and healthy. He thinks of you everyday. And he wants very much your happiness.
    - Bütün mektuplarını alıyor. Hayatında mutlu ve sağlıklı olmanı diliyor. Her gün seni düşünüyor. Ve senin mutlu olmanı çok istiyor.
  • - It is very necessary for him to come here.
    - Please wait. We shouldn' be in such haste.
    - Buraya gelmesi çok gerekli.
    - Lütfen bekleyin. Bu kadar aceleci olmamalıyız.
  • - I will not be a part of this.
    - I'm sorry to hear that. I wanted to properly thank you for this very important task.
    - Bunun bir parçası olmayacağım.
    - Bunu duyduğuma üzüldüm. Bu çok önemli görev için sana uygun şekilde teşekkür etmek istiyordum.
  • - I know you consider it a long time.
    - Very long. But the Chivers were engaged for a year and a half, the Lefferts for two.
    - Bunu uzun süredir düşündüğünü biliyorum.
    - Çok uzun. Ama Chivers bir buçuk yıllığına, Lefferts iki yıllığına bağlandı.
  • - This is the, uh... living room ... The kitchen.
    - Very nice.
    - Closet.
    - Charming.
    - The bathroom.
    - Lovely.
    - The bedroom.
    - There's only one bed.
    - Bu... aa... salon... Mutfak...
    - Çok güzel.
    - Ardiye.
    - Büyüleyici.
    - Banyo.
    - Güzel.
    - Yatak odası.
    - Sadece bir tek yatak var.
  • - This is like one of those things that you can only see on Christmas cards, but I said nothing because of the the knot in my throat. That was very nice. What's your name?
    - Reinaldo Arenas.
    - Who wrote this?
    - I did.
    - Bu sadece Noel kartlarında görebileceğin türden birşeydi, ama boğazımdaki düğümden dolayı birşey demedim. Gerçekten çok güzeldi. adın nedir?
    - Reinaldo Arenas.
    - Bunu kim yazdı?
    - Ben.
  • -And thank you for this morning .
    - Why thank you?
    - You rescued my parcel on the steps. I was very moved by your concern.
    - Bu sabah için de teşekkürler.
    – Neden teşekkür ediyorsunuz?
    -Merdivenlerde paketimi kurtardınız. Bu düşünceli davranışınız beni çok etkiledi.
  • - l'd never realized till this afternoo that you had a teacher.. and a very handsome one, l understand.
    - There was a woman there. If l hadn't been a lady, l would have slapped her face.
    - Bu öğleden sonraya dek bir öğretmenin... anladığım kadarıyla da yakışıklı bir öğretmenin olduğunu farketmemiştim.
    - Orada bir kadın vardı. Eğer bir bayan olmasaydım, suratını tokatlardım.
  • - Who's that?
    - I don't know. Let me get rid of them. Hello.
    - Dave, it's me, Chuck.
    - Who's Chuck?
    - Your anger ally. I'm in a mood, Dave. A bad mood. A very bad mood. I was fired from my ice-cream truck job today.
    - What's an anger ally?
    - Who's that? She is making fun of me?
    - No. That's my girlfriend.
    - You tell her to put a sock in it because I need to talk to you right now!
    - Bu kim?
    - Bilmiyorum. Onlardan kurtulayım. Selam.
    - Dave, benim: Chuck.
    - Chuck kim?
    - Hırs arkadaşın. Öyle bir haldeyim ki Dave. Kötü bir mod. Çok kötü bir mod. Bugün dondurma kamyonu işinden kovuldum.
    - Hırs arkadaşı da nedir?
    - Bu kim? Bnimle alay mı ediyor?
    - Hayır. O benim kız arkadaşım.
    - Söyle ona ağzına bir çorap soksun, çünkü şu anda seninle konuşmaya ihtiyacım var.

9,839 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025