- Ideally 1,000 men, sir.
- One thousand men. And where're they gonna come from?
- Slave labour.
- They are criminals.
- They've been sentenced to hard labour. And this is very hard labour.
- İdeal olarak, 1000 adam, efendim.
- Bin adam. Peki nereden gelecekler?
- Mahkum işgücü.
- Onlar suçlu.
- Ağır işe çarptırıldılar. Ve bu çok ağır bir iş.
- Go in, quick l save it for you. Eat!
- Did you save it for me?
- The maids don't know. Eat more!
- Very delicious. Where's Dragon?
- He's on the Casino Cruises, he'll be back early morning for a trip to Taiwan. You've to finish it.
- No, l've to save some for my brother.
- You guys are good brothers
- İçeri gel, çabuk. Senin için sakladım. Ye!
- Benim için mi sakladın?
- Hizmetçiler bilmiyor. Daha çok ye!
- Çok lezzetli. Dragon nerede?
- Casino teknesinde, yarin sabah Tayvan'a bir gezi için erken dönecek. Onu bitirmen gerek.
- Hayır. Biraz kardeşime ayırmalıyım.
- Sizler iyi kardeşsiniz.
- After all, Richard is too old for me. When l'm 42, he'll be 60. But he is looking very handsome in his uniform, don't you think?
- l think.
- Herşeyden önec, Richard, benim için çok yaşlı. Ben 42 olduğumda, o 60 yaşında olacak. Ama üniformasının içinde çok yakışıklı görünüyor. Sence de öyle değil mi?
- Bence de.
- She remained in his memory simply as the most plaintive.. ...and poignant.
- She's very deft.
- That's the only kind of target she'll ever hit. No one could ever be jealous of May's triumphs.
- Hafızasında en ağlamaklı ... ve sızlanan olarak kaldı.
- Çok meharetlidir.
- Gerçekleştirebileceği tek hedef de bu. Mary'nin zaferlerini kimse kıskanamaz.
- Come on, Captain. It'll only take a minute. It'll mean such a lot to the lady.
- Very well, if you wish it absolutely. What are the names again?
- Charles.
- Hadi, kaptan. Sadece bir dakika sürer. Bu hanımefendiye çok şey ifade ediyor.
- Kesin istiyorsanız, pekala. İsimler neydi tekrar?
- Charles.
- Look at the size of the shirt! He seems so tall.
- Tell me, how does he look?
- Very handsome. Tell us, what else did he do?
- Nothing at all.
- Must've kissed you.
- No, he isn't that type.
- Gömleğin ölçüsüne bir bak! Çok uzun boylu görünüyor.
- Söyle nasıl görünüyor?
- Çok yakışıklı. Başka ne yaptı onu söyle.
- Hiçbir şey.
- Seni öpmüştür.
- Hayır. O tip biri değil.
- Come here. Quick I forgot to tell you.. ...Doctor and I are turning Grandfather's laboratory into an operating room. We expect to be very busy.Down here, what do you think?
- Gel buraya. Çabuk! Sana söylemeyi unuttum... Doktor ve ben büyükannenin labaratuvarını ameliyat odasına çeviriyoruz. Çok meşgul olmayı umuyoruz. Burayı aşağıyı. Ne dersin?
- lt's good you were at home or l would have been very bored.
- l'll bring coffe
- You are spoiling my habits, just had two cups.
- Then one more won't harm.
- Evde olman çok iyi oldu. Yoksa çok sıkılırdım.
- Kahve getireyim.
- Adetlerimi bozuyorsun, daha yeni iki fincan içtim.
- Bir fincan daha birşey yapmaz o zaman.
- lt is all a lie right from the very beginning. My brother was right. There isn't a guy l trust. Wendy, are you okay? Why do you cry?
- Dragon's dead. And the ugly brothers are dead too. l've done what you've asked.
- Did anyone know?
- The entire Taiwan knows.
- En başından beri hepsi yalan. Kardeşim haklıydı. Güvendiğim biisi yok. Wendy sen iyi misin? Neden ağlıyorsun?
- Dragon öldü. Ve çirkin kardeşler de öldü. Benden istediğini yaptım ben.
- Kimse biliyor mu?
- Bütün Tayvan biliyor.
- Stop. Oh, no. Oh, my fur and whiskers.
- Someone's head will roll for this.
- Yours. Off with her...
- But, but, but, consider, my dear. Uh, couldn't she have a trial? Huh? First?
- Trial?
- Well... Just a, a little trial? Hmm?
- Hmm. Very well, then. Let the trial begin!
- Dur! Oh, hayır. Oh, kürküm ve sakallarım.
- Bu yüzden birisi kafasını kaybedecek.
- Seninki. Onunkini alın.
- Ama, ama, ama,... düşün hayatım. Iı, duruşmaya çıkamaz mı? Ha? Önce?
- Duruşma mı?
- Şeyy... küçük bir duruşma sadece? Hmm?
- Hmm. Pekala o zaman. Duruşma başlasın!
- Stop. Oh, no. Oh, my fur and whiskers.
- Someone's head will roll for this.
- Yours. Off with her...
- But, but, but, consider, my dear. Uh, couldn't she have a trial? Huh? First?
- Trial?
- Well... Just a, a little trial? Hmm?
- Hmm. Very well, then. Let the trial begin!
- Dur! Oh, hayır. Oh, kürküm ve sakallarım.
- Bu yüzden birisi kafasını kaybedecek.
- Seninki. Onunkini alın.
- Ama, ama, ama,... düşün hayatım. Iı, duruşmaya çıkamaz mı? Ha? Önce?
- Duruşma mı?
- Şeyy... küçük bir duruşma sadece? Hmm?
- Hmm. Pekala o zaman. Duruşma başlasın!