go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 923 kişi  04 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

still

f. sakinleştirmek
i. sükunet
bğ. yine de
  • - Are you still gonna lie to me?
    - Teacher, I really didn't steal it.
    - Then why did you hide it?
    - I was afraid of getting accused because I had the same amount.
    - Yine bana yalan mı söyleyeceksin?
    - Öğretmenim, parayı gerçekten çalmadım.
    - O zaman neden sakladın?
    - Suçlanmaktan korktum çünkü benim param da aynı miktarda.
  • - Leave the washing to me. You're still not well.
    - It's OK. If I rest too long, I'm liable to get lazy.
    - Yıkamayı bana bırak. Hala iyi değilsin.
    - Sorun değil. Eğer çok fazla dinlenirsem, tembel olmaya alışırım.
  • - So can you still tap into the aquatic supply stores in the area?
    - Of course I can.
    - Yani hala bölgedeki suyla ilgili levazım mağazalarından yararlanabilir misin?
    - Elbette yararlanabilirim.
  • - And if you do? - I still won't forgive myself...
    - Ya söylediğinde? - Kendimi hala affedemeyeceğim...

  • - The tires still have air, still some gas.
    - How's it look?
    - I don't know.
    - Tekerleklerin havası var daha, benzin de var.
    - Nasıl görünüyor?
    - Bilmiyorum.
  • - That is exactly what happened.
    - But you still felt betrayed.
    - Tam olarak böyle oldu.
    - Ama hâlâ ihanete uğramış hissediyordun.

  • - You still have the painting up.
    - Yeah. I can't seem to take it down.
    - Tablo hâlâ sizde mi?
    - Evet. Onu indirmeye kıyamadım.

  • - The submarine in question was still taking on supplies in the harbour at Vladivostok.
    - Şüpheli denizaltı, Vladivostok'daki limanda hala erzak yüklüyordu.
  • - You got pissed off because..
    - He propositioned you
    - What propositions? Was there a misunderstanding between you?
    - If he doesn't talk, neither will I.In any case,I still want to know.
    - Sinirlendin çünkü...
    - Uygunsuz bir teklifte bulundu.
    - Ne teklifi? Aranızda bir anlaşmazlık mı oldu?
    - Eğer konuşmazsa ben de konuşmayacağım. Durum her ne ise yine de bilmek istiyorum.
  • - I still love you, that's why I'll have it. I'll raise it to b a good, honest child. I give up. I've never met a woman like you before. You understand? You do, don't you?
    - Seni hala seviyorum, bu yüzden de onu alacağım. Onu iyi, dürüst bir çocuk olarak yetiştireceğim. Senin gibi bir kadınla daha önce hiç tanışmadım. Anlıyor musun? Anlıyorsun, değil mi?
  • - There is so much happiness waiting for you Marry.
    - Mr.Goto, Mama is still Mama, I will lead on the life myself.
    - Please do this.
    - I am not lieing. Can you see? Can you understand me?
    - Seni bekleyen büyük bir mutluluk var, Mary.
    - Bay Goto, annem aynı annem. Hayatımı kendim yönlendireceğim.
    - - Yap bunu lütfen.
    - Yalan söylemiyorum. Görebiliyor musunuz? Beni anlayabiliyor musunuz?
  • - I am calling you. Don't you hear? Out of your room, Jin. I am going to a US business trip for a whole month. l have deposited the money into your account, for your necessities.
    - The money you gave me last month is still in my account.
    - Sana sesleniyorum. Duymuyor musun? Odandan çık, Jin. Bir aylığına Amerika'ya iş gezisine gidiyorum. Gereksinimlerin için hesabına para yatırdım.
    - Bana geçen ay verdiğin para hala hesabımda duruyor.
  • - It's already one and a half. You still haven't eaten
    - Oh, is it this late?
    - Have something first. lf l didn't come back from Los Angeles, you'll be starved till the morning.
    - Saat bir buçuk oldu. Hala yemek yememişsin.
    - Oh, o kadar geç oldu mu?
    - Önce birşeyler ye. Eğer Los Angeles'tan dönmmiş olsaydım, sabaha dek açlıktan ölecektin.
  • - I'm sorry about Perrone. I got a job to do.
    - This thing isn't just gonna go away. I still gotta find who hit Diaz. That's what they're paying me for.
    - Perrone için üzgünüm. Yapacak işim var.
    - Bu iş burada bitmeyecek. Diaz'a çarpanı yine de bulmalıyım. Bana bu yüzden para ödüyorlar.
  • - Only one of them is able to break that link. This is the African pied kingfisher, and it can launch its dive from high in the sky because, even in completely still air, it can hover. It's the biggest bird.
    - Onlardan sadece bu zinciri kırabilir. Bu bir African pied kingfisher ve dalışına havada başlayabilir çünkü hareketsiz havada bile havada durabilir. En büyük kuştur.
  • - Didn't they catch that guy? - Yes, they did. He's still in prison.
    - O adamı yakalamamışlar mıydı? - Evet yakaladılar. Hâlâ hapishanede.

  • - Didn't they catch that guy?
    - Yes, they did. He's still in prison.
    - O adamı yakalamamışlar mıydı?
    - Evet yakaladılar. Hâlâ hapishanede.

  • - I don't understand why I'm not dead. When your heart breaks, you should die.
    - But there's still the rest of you.
    - Neden ölmediğimi anlamıyorum. İnsanın kalbi kırıldığında ölmeli.
    - Ama hala geri kalan yerlerin var.
  • - It looks delicious. Let's finish it. Anyway, you looked so cool when you slapped me last night.
    - lf you don't wake up, I will kick you.
    - What if that still doesn't work?
    - Then I'll die.
    - Lezzetli görünüyor. Hadi bitirelim şunu. Neyse, dün gece beni tokatladığında çok havalı görünüyordun.
    - Eğer uyanmazsan, seni tekmelerim de.
    - Ya eğer bu da işe yaramazsa?
    - O zaman ölürüm.
  • - He didn't use it because he doesn't realize it's there. He still thinks it's in the handbag.
    - You see?
    - You were very nearly right.
    - Kullanmadı çünkü orada olduğunu farketmedi. Hala da çantada olduğunu sanıyor.
    - Gördün mü?
    - Haklı sayılırsın.

3,407 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024