- Then, in my dirty soul there, in the very depth of it.. ...there was a tiny flicker of joy. And now....my life is ending; my soul calls out for rest.
- Ve sonra orada pis ruhumda, çok derinlerinde... çok küçük, titreyen bir neşe var. Ve şimdi... hayatım sona eriyor; ruhum dinlenmek istiyor.
- I hope, you like the stew.
- Oh ya. Hey there he is. How are you ?
- Good, good, can I take your jacket ?
- Sure. Here we go. Something burning ?
- Oh! No, no, no. I've just burnt a couple of matches out there.
- Umarım, güveçi seversin.
- a evet. ah işte orada. Nasılsın?
- İyiyim, iyiyim, ceketini alabilir miyim?
- Elbette. Al bakalım. Birşey mi yanıyor?
- Oh! Hayır, hayır hayır. Birkaç kibrit yaktım da oralarda.
-Is the premier threatening to explode it, if our planes carry out their attack?
-No, sir. It is not a thing a sane man would do.
- Uçaklarımız saldırıya devam ettiği takdirde, onu patlatmakla mı tehdit ediyor bizi hükümet başkanı?
-Hayır, efendim. Aklı başında bir adamın yapacağı bir şey değil bu.
- You stay right here. I've gotta check out this compartment, all right? We'll stay in voice contact. You hold tight the end of this rope here. You have any problem whatsoever, you tug twice.
- I got it.
- Tam burada kal. Bu kompartımanı kontrol etmeliyim, tamam mı? Ses temasında kalacağız. İpin sonundan tam buradan sıkıca kavra. Bir problemin olduğunda, her ne olursa, iki kere çek.
- Anladım.
- You know what the next move is, don't you?
- Yes, l do. Jack Burden Willie Stark's hatchet man .
- How did you find out ?
- This would never stand at law. lt happened over 25 years ago. You could never get any testimony. Everybody is dead.
- Everybody except you .You're alive. People think you're a certain kind of man.
- Sonra ne olacak biliyorsun, değil mi?
- Evet, biliyorum. Jack Burden, Willie Stark'ın kiralık katili.
- Nasıl öğrendin?
- Bu mahkemeye girmez. Bu olay 25 yıl önce oldu. Hiçbir şekilde ifade alamazsın. Herkes öldü.
- Sen hariç herkes. Sen yaşıyorsun. İnsanlar seni güvenilir biri olarak biliyor.
- Any colds recently?
- No.
- You used to have a lot of colds.
- Yes, but then they invented paper handkerchiefs...and that sort of took the fun out of it.
- Would you open your mouth, please? Wide.
- Son zamanlarda grip oldun mu?
- Hayır.
- Eskiden çok olurdun.
- Evet. ama sonra şu kağıt mendilleri icat ettiler... ve işin eğlencesi kaçtı.
- Ağzını açar mısın lütfen? Genişçe.
- I am telling you two again, you'll have to kill me to stop me. I can't let Olympus survive. He treats us like laboratory rats!
- Hitomi, get out of the way!
- No.
- Siz ikinize tekrar söylüyorum, beni durdurmak için öldürmeniz gerek. Olympus'un yaşamasına izin veremem. Bize birer labaratuvar faresi gibi davranıyor.
- Hitomi, yoldan çekil!
- Hayır.
- lf l were you.. l´d go out and hum for the next year
- lf l were you, Russ, l´d have my mouth full of shotgun with my toe on the trigger.
- Senin yerinde olsaydım, dışarı çıkar gelecek sene boyunca vızıldardım.
- Ben senin yerinde olsaydım, Russ, ağzımda dolu bir silah ayak parmağım da tetikte, olurdu.
- I was trying.to picture you without your clothes.
- Excuse me?
- I didn't mean it like that. I mean, I'm trying to picture you out of uniform. On your day off, in regular clothes.
- Seni elbiselerin olmadan hayal etmeye çalışıyordum.
- Pardon?
- O şekilde demedim. Yani, seni üniformasız hayal etmeyi deniyorum. izin gününde, normal kıyafetlerle.
- I was trying.to picture you without your clothes.
- Excuse me?
- I didn't mean it like that. I mean, I'm trying to picture you out of uniform. On your day off, in regular clothes.
- Seni elbiselerin olmadan hayal etmeye çalışıyordum.
- Pardon?
- O şekilde demedim. Yani, seni üniformasız hayal etmeyi deniyorum. izin gününde, normal kıyafetlerle.