En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
made,
made,
making,
makes
f. yapmak
i. yapı, kazanç - Sit down, make yourself comfortable.
Otur, rahatına bak. - When we make our move there,
you'll be my right-hand man. Oraya gidince,
benim sağ kolum olacaksın. - There, they make wonderful ice-cream! We're passing in front of the butcher's.
Orada muhteşem dondurma yapıyorlar. Kasabın önünden geçeceğiz. - And I have to make arrangements
to bring him back here safely. Onu sağ salim geri getirebilmek için
ayarlamalar yapmam gerek. - I spent hundreds of thousands of dollars
on her, to make her a big star. Onu meşhur bir yıldız yapmak için
binlerce dolar harcadım. - You must stop them. I can disclose the full story for you to make your own judgment.
Onları durdurmalısın. Kendin yargılabilmen için sana olayın tümünü anlatabilirim. - The only way you could improve on 'em is if you could make 'em squirt money.
Onları daha iyi hale getirmenin tek yolu onları para fışkırtan hale getirmektir. - The best time to make friends is before you need them.
Ethel Barrymore
Onlara ihtiyacın olmadan önce arkadaşlık kurman, en uygun zamandır.
Ethel Barrymore. 05.06.2010 karani - ?eviren: selcuk100 !- They are for the free trade unions.The telephone number is there Couldn't he deliver?To start with, telephone and make an appointment-
Onlar serbest işçi sendikaları. Telefonları orada. Vermediler mi? Başlangıç olarak telefon et ve randevu al. - They make daily excursions out to deeper water.
Onlar her gün açık denizlere gezi yaparlar. - If I can make him think that I've quit...
Ona vazgeçtiğimi düşündürtebilirsem...
- I'll make him an offer he can't refuse.
Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım. - I'm going to make him an offer
he can't refuse. Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım. - Tell him that I can't make it tonight
until later. Ona geç saate kadar
gelemeyeceğimi söyleyin. - Could you make her some tea and an English muffin?
Ona çay ve İngiliz çöreği hazırlar mıydın?
- I'll do anything you ask to make up for
what's happened to us. Olanları telafi etmek için
ne dersen yaparım. - Yeah, like school's gonna make a difference.
Okulun ona faydası olabilecekmiş gibi.
- I’ll make an appointment after I finish school.
Okulu bitirdikten sonra randevu alırım.
- Oh, there you are. Please
make sure he signs these. Oh, geldin demek. Lütfen bunları
imzalamasını sağla. - He blows hot and cold about this. I wish he’d make up his mind.
O,bu konu hakkında kararsız,keşke kararını verse.
7,713 c?mle
|