go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1016 kişi  04 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

make

made, made, making, makes
f. yapmak
i. yapı, kazanç
  • You women could make someone fall in love even with a lie.
    Georg Buchner
    Siz kadınlar bir yalanla bile birini aşık edebilirsiniz.
  • You Guineas make me laugh.
    Siz Gineler beni güldürüyorsunuz.
  • I had to save my bleeding self, didn´t I? Made me feel rough, though.It would make some sense to a psychiatrist.You know what? I wish just for once I could get myself to do something good in my dreams.
    Sızımı korumalıydım, değil mi? Gerçi, kendimi kötü hissetmeme yol açtı bu. Bir psikiyatriste anlamlı gelebilir. Biliyor musun? Hayatımda bir kez olsun, hayallerimdeki iyi bir şeyi yapmak istiyorum,
  • I'll make it fit. Let's just go.
    Sığdırırım. Gidelim şuradan.

  • and you have to go and
    make me feel foolish.
    Sense kendimi bir aptal
    gibi hissetmeme neden oldun.
  • By the look of your lot, I'd make more money with my tape-measure.
    Senin nasibinle ilgili görünüşe göre, ben mezuramla daha fazla para kazanırdım.
  • I'm gonna make you a
    great wife, Charlie Harper.
    Senin için harika bir eş
    olacağım, Charlie Harper.
  • I don't blame you. Do I make it sound like that?
    Seni suçlamıyorum. Yoksa suçluyor gibi miyim?

  • You could make him do whatever you please. You could use him to creat absolute mayhem back home.
    seni ne memnun edecekse ona yaptırabilirdin. Eve dönüşte kesin bir karmaşa çıkarmak için onu kullanabilirdin.
  • Why, you little maggot.
    You make me wanna vomit.
    Seni küçük sümüklü.
    Midemi bulandırıyorsun.
  • I'd like to make you aware of a rather lucrative proposition.
    Seni epey karlı bir tekliften haberdar etmek isterim.
  • I am going to make you sorry that you ever came here It is traditional here for each squad...
    Seni buraya geldiğine pişman edeceğim. Buraya gelen her takıma yapılan bir gelenek bu.
  • I'm glad I found you Bluebird, make yourself at home.
    Seni bulduğuma sevindim Mavi kuş, kendini evinde hisset.
  • You, including some behavior scientists, have begun to make me believe that we've all been putting too much emphasis on environment and too little on heredity.
    Sen, bazı davranış bilimcileri dahil, hepimizin çevreye çok fazla ve kalıtıma çok az önem vermekte olduğumuza beni inandırmaya başladınız.
  • You're not ready to make tough decisions yet.
    Sen zor kararlar almaya hazır değilsin.
  • You were suspicious and went to my apartment. You'd make a good detective.
    Sen şüphelenmişsin ve apartmanıma gitmişsin. Senden iyi bir detektif olur.
  • You certainly make a good-looking priest.
    Sen kesinlikle yakışıklı bir rahipsin.
  • You were working for the people that make the world dangerous.
    Sen dünyayı tehlikeli kılan insanlarla çalışıyordun.
  • I can't help you unless you make a wish.
    Sen bir dilekte bulunmadıkça sana yardım edemem.
  • The motivation for war is simple. The U.S. government started the war with Iraq in order to make it easy for U.S. corporations to do business in other countries. They intend to use cheap labor in those countries, which will make Americans rich.
    Michael Moore
    Savaş için motivasyon basittir. A.B.D. hükümeti, A.B.D. şirketlerinin diğer ülkelerle iş yapmasını kolaylaştırmak için Irak'ta savaş başlattı. Bu ülkelerde, Amerikalıları zenginleştirecek ucuz işçi kullanma niyetindeler.

7,713 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024