go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1202 kişi  01 Haz 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

make

made, made, making, makes
f. yapmak
i. yapı, kazanç
  • - You're the author. You're God. You can create whatever comes into your head. Characters we Iike or characters who make us.. want to shut the book and never open it again For example... Shaw was the man with a thick bIond...
    - Thin black moustache.
    - Thin black, yes.

    - Sen yazarsın. Sen Tanrısın. Aklına ne gelirse onu yaratabilirsin. Sevdiğimiz karakterler ya da kitabı kapatmamızı ve bir daha açmamızı isteten karakterler. Mesela Shaw... kalın sarı...
    - İnce siyah bıyıklı.
    - İnce siyah, evet.
  • - What's sex?
    - Sex is how men and women make babies.
    - Men and women who don't want babies, also have sex.
    - Seks nedir?
    - Seks, erkeklerin ve kadınların bebek yapma yöntemidir.
    - Bebek sahibi olmak istemeyen erkekler ve kadınlar da seks yapar.
  • - I flew with him during the war. It won't make my job easier. Ted Striker was a crack flight leader He was one of those men who... felt too much inside. Maybe you know that kind.
    - Savaşta onunla birlikte uçtum. İşimi hiç de kolaylaştırmayacak bu. Ted Striker, deneme uçuş lideriydi. İçinde çok fazla şey hisseden adamlardan biriydi. Belki bu tür kişileri bilirsiniz.
  • - I better gather you up some breakfast.
    - Yes, please. I'm very hungry, Louise.
    - I'll make you some eggs.
    - Sana kahvaltılık birşeyler hazırlasam iyi olacak.
    - Evet çok acıktım.
    - Birkaç yumurta pişireyim.
  • - Let me tell you about Gary. He's tall. He's nice to me. He's intelligent. And he doesn't make me sleep in the wet spot.
    - It's a trick. I bet he's a shit.
    - I think he is truly concerned with my happiness.
    - Then he'll be a big help next year, when we all come to your house.
    - He's asked me out for New Year's. And did I mention that he is a lawyer?
    - Sana Gary'yi anlatayım. Uzun boylu. Bana karşı iyi. Zeki. Islak yerde uyumama da müsade etmiyor.
    - Bu bir oyun. Bahse girerim bok gibidir.
    - Sanırım, mutluluğumla gerçekten ilgileniyor.
    - O zaman gelecek yıl senin evine geldiğimizde çok yardımı olacak.
    - Yılbaşında beni davet etti. Ya avukat olduğunu söylemiş miydim?
  • - Rosie, to show there's no hard feelings, I'll make you another cup of tea.You carry on more over that cup of tea.
    - Rosie, kötü düşünceler olmadığını göstermek için sana bir fincan çay daha yapacağım.Yeni yaptığım çayı içerek devam edebilirsin.
  • - Should i just file a police record?
    - Jin, it's alright. Perhaps there's some silly guy make joke on you. I wanna come and stay with you from tomorrow. Then you don't need to scare.
    - Polise kayıt tutturmalı mıyım?
    - Jin, geçti. Belki de aptal herifin teki sana bir şaka yapıyordur. Yarından itibaren gelip sende kalmak istiyorum. Böylece korkmana gerek kalmaz.
  • - The power of the money, right?
    - Oh, man. Hookers make pretty much the same hourly rate that lawyers do.
    - Taylor, why are you telling me all this?
    - Paranın gücü, değil mi?
    - Oh dostum. Fahişeler neredeyse avukatların saatlik ücreti kadar para kazanıyorlar.
    - Bunları bana niye anlatıyorsun, Taylor?
  • - It's an old model not worth a penny. I won't use it anyway.
    - Thanks.
    - It's for you, Elaine.
    - Don't make this hard for me.
    - Para etmeyen eski bir model. Nasılsa onu kullanmayacağım.
    - Teşekkürler.
    - Bu senin için, Elaine.
    - Bunu benim için zorlaştırma.
  • - How can I get there?
    - Take the D train. It's the next block. Make a right.
    - Oraya nasıl gidebilirim?
    - D trenine bin. Sonraki blok. Sağa dön.
  • - There's time, if I corrupt the files before they make a copy.
    - That's an extreme risk.
    - Letting Bomani know I failed isn't?
    - Onlar kopyalamadan önce dosyaları bozarsam, zaman var.
    - Bu çok büyük bir risk.
    - Bomani’nin başaramadığımı bilmesine izin vermek risk değil mi?
  • - The place is filled with smoke. The elevator arrives and the hall is filled with firemen.
    - Those firemen make out like bandits.
    - Olay yeri dumanla kaplı. Asansör geldi ve tüm koridor itfaiyecilerle doldu.
    - Bu itfaiyeciler haydutlar gibi ilerliyorlar.
  • - why don't you shut the fuck up and let me make the decisions.
    - All right, all right. You want to hang yourself, go ahead! I got some more rope back here if you need it.
    - Neden sesini kesmiyorsun ve bırakmıyorsun da kararları vereyim?
    - Tamam tamam. Eğer kendini asmak istiyorsan, hiç durma! İhtiyacın varsa, biraz daha ip var burada.
  • - Why are you wearing makeup?
    - I was trying to make myself feel better. I swiped the new fall color at the Clinique counter at Macy's.
    - You stole these?
    - I was out of cash, it was an emotional emergency.
    - Joe will be so angry.
    - Neden makyaj yaptın?
    - Kendimi iyi hissetmeye çalışıyordum. Macy's deki Clinique reyonundan yeni bahar rengini aşırdım.
    - Bunları çaldın mı yani?
    - Nakit param yoktu, duygusal bir acil durumdu.
    - Joe çok kızacak.
  • - Why are you wearing makeup?
    - I was trying to make myself feel better. I swiped the new fall color at the Clinique counter at Macy's.
    - You stole these?
    - I was out of cash, it was an emotional emergency.
    - Joe will be so angry then.
    - Neden makyaj yaptın?
    - Kendimi iyi hissetmeye çalışıyordum. Macy's deki Clinique reyonundan yeni bahar rengini aşırdım.
    - Bunları çaldın mı yani?
    - Nakit param yoktu, duygusal bir acil durumdu.
    - Joe çok kızacak öyleyse.
  • - How bad is it?
    - Bad. Extensive thermal tissue damage kidney and spleen.
    - Will he make it?
    - I'm not sure.
    - Ne kadar kötü?
    - Kötü. Geniş kapsamlı termal doku böbreğe ve dalağa hasar vermiş.
    - Dayanabilir mi?
    - Emin değilim.
  • - Do we have a deal? Make the switch.I repeat, make the switch!
    - Nasıl bir pazarlık yapacağız?
    - Kapıda seni bekliyor. Değiş tokuşu yapın. Tekrar ediyorum değiş tokuşu yapın!
  • - Snuff out the candles and make a wish.
    - It come true already.
    - Mumları söndür ve bir dilek tut.
    - Dileğim gerçekleşti bile.
  • - You know Michael Jackson. He makes a 1,000,000 a minute. That's 60,000,000 an hour.
    - I don't make a 1,000,000 a minute.
    - How much then?
    - Michael Jackson'ı tanırsın. Dakikada 1,000,000 kazanıyor. Bu da saatte 60,000,000 yapar.
    - Ben dakikada 1,000,000 kazanmıyorum.
    - Ne kadar kazanıyorsun peki?
  • - Can they do that?
    - Howard'll make them do that.
    - Merdiven çıkabilir mi?
    - Howard çıkartır.

7,713 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024