go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1075 kişi  18 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

make

made, made, making, makes
f. yapmak
i. yapı, kazanç
  • I was just going to make some fresh coffee. Would you like some?
    No, thank you.
    Ben de tam taze kahve yapacaktım. Biraz ister misin?
    Hayır, teşekkürler.
  • When I was a boy the patients went around in uniformsthat looked like canvas bags.They changed that ages ago.The policy now is to make hospitals look as much like ordinary homes as possible.
    Ben çocukken hastalar branda bezden yapıılma çanta gibi tek tip giysilerle dolaşırlardı. Bu yıllar önce değişti. Şimdiki tarz ise hastahanelerin mümkün olduğunca sıradan evlere benzemesini sağlamaktır.
  • I was trying to make a point.
    Ben bir noktaya parmak basmaya çalışıyordum.

  • Well, maybe she just wants to make sure that you loved her
    Belki onu kendisi için
    sevdiğinden emin olmak...
  • Don't get your hopes up, but I'm gonna make the effort.
    Beklentin yüksek olmasın, ama çaba gösteriyorum.

  • Some people are going to make speeches, and their parents are going to cry!
    Bazı kişiler konuşma yapacak ve ebeveynleri ağlayacak!

  • Some men like to make a little garden out of life and walk down a path.
    Jean Anouilh
    Bazı insanlar yaşamın dışında küçük bir bahçe yapmak ve bir patikadan aşağıya yürümek isterler.
  • it's important we establish a few facts so these people can make a fair decision.
    Bazı gerçekleri belirtmemiz son derece önemli, ancak bu şekilde bu insanlar adil bir karar verebilirler.
  • It's important to make an effort sometimes.
    Bazen gayret etmek önemlidir.
  • Sometimes you have to make a decision.
    Bazen bir karar vermen gerekiyor.
  • Mr. Ng, we demand a private conversation.We expect you to make the proper arrangements.
    Bay Ng, özel bir görüşme istiyoruz. Gerekli bütün ayarlamaları yapmanızı bekliyoruz.
  • He thought he could make it but after considering the complicated situation, he abandoned all hope.
    Başta yapabileceğini sandı ancak karmaşık durumu değerlendirdiğinde, tüm umudunu kaybetti.
  • We don't have anymore ballots. Remember the first rule of politics; ballots don't make the results.....the counters do.
    Başka oy pusulası yok. Siyasetin ilk kuralını hatırla, oy pusulaları değil oyları sayanlar sonucu belirler.
  • So we'll have to make it another time, all right?
    Başka bir zaman,olur mu?

  • I mean, is it so much to ask
    to make a connection with
    another human being?
    Başka bir insanla bağ kurmak
    istiyorum, çok mu?
  • I'm not gonna make it, Charlie.
    Başaramayacağım, Charlie.

  • I talked to Barzini. I can make a deal
    with him and still keep my hotel!
    Barzini ile görüştüm. Onunla anlaşırım.
    Oteli elden çıkartmam da gerekmez!
  • They always make me take stock of my life...
    Bana ise her zaman hayatımı yeniden gözden geçirttirir.

  • They always make me take stock of my life...
    Bana ise her zaman hayatımı yeniden gözden geçirttirir.

  • Don't make me do this, Charlie.
    Bana bunu yapma, Charlie.


7,713 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024