go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 2574 kişi  12 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

a

i. lâ [müz.], pek iyi
  • First you steal the boar's forest from him and then transform him into a demon.
    Önce yaban domuzunu çaldın ondan, sonra onu şeytana çevirdin.
  • Let's start with a picture and a frame.
    Önce bir resim ve bir çerçeveyle başlayalım.
  • I've written a letter saying that no one is to be blamed for my death.
    Ölümümden kimsenin sorumlu tutulamayacağını söyleyen bir mektup yazdım.
  • I'm also sensing that you
    have a dead relative.
    Ölü bir ilişkiniz olduğunu da seziyorum.
  • You have a dead bird in there?
    Ölmüş bir kuş mu?
  • He's waiting for you to pass out. All nephews are vultures. I know, but don't say a word. When he shows up with flowers and says:''Hello, Aunt Lydie''today you're in great shape''I know he wants my house
    Ölmenizi bekler. Tüm yeğenler akbabalardır. Biliyorum, ama tek bir kelime etme. Elinde çiçeklerle gelip bana “merhaba,Lydie hala, bugün harika görünüyorsun” dediğinde biliyorum ki evimi istiyor.
  • Nobody likes a dying man. Because nobody knows what death is. You seem to be an exception.
    Ölmekte olan birinden hiç kimse hoşlanmaz. Çünkü hiç kimse ölümün ne olduğunu bilmez. Sen bir istisna olacak gibi görünüyorsun.
  • I preached as never sure to preach again, And as a dying man to dying men.
    Richard Baxter
    Ölmek üzere olan biri olarak, ölecek insanlara tekrar vaaz vereceğimden asla emin olmadığım için, vaaz verdim.
  • Dying is an art, like everything else. I do it exceptionally well. I do it so it feels like hell. I do it so it feels real. I guess you could say I've a call.
    Sylvia Plath
    Ölmek bir sanattır, her şey gibi eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi. Öyle ustaca ki insana korkunç geliyor. Öyle ustaca ki gerçeklik duygusu veriyor. Sanırım bir çağrım olduğunu söyleyebilirdin.
  • My teacher said Dad could be a national treasure.
    Öğretmenim, babamın kayıp bir hazine olabileceğini söyledi.
  • I loved almost everything about being a teacher, but I was an unusual teacher.
    Dan Simmons
    Öğretmen olmanın neredeyse her şeyini sevdim ama ben olağan dışı bir öğretmendim.
  • He's a teacher or something.
    Öğretmen filan.

  • Well, to teach something, you really have to know a lot about it.
    Öğretmek için, o konuda gerçekten fazla şeyler bilmen gerekir.

  • A teacher who is attempting to teach without inspiring the pupil with a desire to learn is hammering on cold iron.
    Horace Mann
    Öğrencilerde öğrenme isteği uyandırmadan öğretmeye çalışan bir öğretmen soğuk demiri dövüyordur.
  • Is there a student discount?
    Öğrenci indirimi var mı?

  • Does she wear a round hat or a bonnet in the afternoon? The dress she wore to the opera was so plain.
    Öğleden sonraları bir şapka ya da bere giyer mi? Operaya giydiği elbise çok sadeydi.
  • For lunch the Country Mouse served wheat stalks, roots, and acorns, with a dash of cold water for drink.
    Öğle yemeği için tarla faresi buğday sapları,kökler ve meşe palamutları,beraberinde içecek olarak bir yudum soğuk su servisi yaptı.
  • Anger is a transient hatred; or at least very like it.
    Robert South
    Öfke geçici bir nefrettir;en azından ona çok benzer.
  • It's indeed an honor to receive the prize from the hands of so beautiful a lady.
    Ödülü bu kadar güzel bir bayanın elinden almak gerçekten de çok büyük bir şeref.
  • The prize was dinner in Hollywood with a movie star.
    Ödül Hollywood’da bir film yıldızıyla akşam yemeğiydi.


91,185 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025