go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 890 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

call

f. çağırmak, aramak (telefon)
i. çağrı
  • What men call accident is God's own part.
    Philip James Bailey
    İnsanların kaza dediği şey Tanrının kendi parçasıdır.
  • The attempt to force human beings to despise themselves is what I call hell.
    Andre Malraux
    İnsanları kendilerini hor görmeye zorlama teşebbüsüne ben cehennem derim.
  • l was supposed to call you when l got home.
    İçeri girdiğimde seni arayacaktım.

  • We have to move fast. I'm supposed to call the duty nurse if his condition changes
    Hızlı hareket etmeliyiz. Eğer durumu değişiklik gösterirse, nöbetçi hemşireye çağırmam gerekiyor.
  • Hey! Sorry, he's gonna
    have to call you back...
    Hey!
    - Üzgünüm sizi sonra arayacak...
  • Not yet. But I tracked down
    that call to the bellman...
    Henüz değil. Ama valiz taşıyıcısına
    gelen aramayı izledim ve...

  • Helen, did you call your friend on the office phone yesterday?
    Helen, dün arkadaşını ofis telefonundan aradın mı?

  • No, I'm gonna call her a cab
    and take a Viagra.
    Hayır, ona bir taksi yollayıp
    bir viyagra alacağım.
  • Darling, I want you to call him and tell him what a genious Fred is. Stop blushing, Fred.
    Hayatım, onu arayıp Fred'in nasıl bir dahi olduğunu söylemeni istiyorum. Utanma Fred!
  • Ah, good call.
    Haklısın.

  • We'll go. You call your manager. Maybe they made an offer.
    Gideriz. Sen menejerini ararsın. Belki onlar bir teklif yapmışlardır.

  • You're actually waiting for
    me to call, aren't you?
    Gerçekten aramamı bekliyorsun,
    değil mi?
  • She's supposed to call me when she gets home.
    Evine ulaştığında beni arayacak.

  • Yeah. I thought I might give her a call.
    Evet. Onu arayabileceğimi düşündüm.

  • Yes. Tell Helen not to call her friends on the office phone.
    Evet. Helen’e arkadaşlarını ofis telefonundan aramamasını söyle.

  • Yeah, yeah, it was a real wake-up call for me.
    Evet, evet, benim için bir mesajdı.

  • Yeah, they're on scene right now. I'll have them call you.
    Evet şimdi geldiler. Sizi arattırırım.

  • Yeah, they're on scene right now.
    I'll have them call you.
    Evet şimdi geldiler.
    Sizi arattırırım.

  • I just got a call from the plast
    surgeon and ey had a cancellation,
    Estetik cerrahtan telefon
    geldi, bir iptalleri olmuş...
  • You're early. I was supposed to call you tomorrow.
    Erkencisin. Seni yarın aramam gerekiyordu.


1,369 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024