go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 832 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

call

f. çağırmak, aramak (telefon)
i. çağrı
  • - Well, did you call your insurance agent
    - I don't have insurance, besides...
    - Peki, sigorta acentanı çağırdın mı?
    - Sİgortam da yok, üstelik....
  • - The thing which we call honor.. could become something material.. it would be very good for fertilizing the land, Manure. For growing lettuce and tomatoes. That is honor, in my humble opinion.
    - This is bullshit, Dolly.
    - Onur olarak adlandırdığımız şey... materyale dönüşebilir. araziyi verimlendirmek iyi birşey olurdu, Manure. Marul ve domates yetiştirmek için. Nacizane fikrimce bu bir onur.
    - Bu saçmalık, Dolly.
  • - Want to call back?
    - She won't answer.
    - Onu geri aramak istiyor musun?
    - Cevap vermeyecektir.
  • - Call him.
    - He's not here.
    - Where is he?
    - Onu çağır.
    - O burda yok.
    - Nerede?
  • - Would you call her? - Oh, dial the number.
    - Onu arar mısın? - Numarayı çevir.

  • - I call them dogs and if they're lapping up their own vomit, the only way to stop them is with the lash .
    - But dogs only obey their own nature. So why shouldn't we forgive them?
    - Onlara köpek diyorum ve eğer kendi kusmuklarını yiyorlarsa, onları durdurmanın tek yolu kamçıdır.
    - Ama köpekler sadece kendi doğalarına itaat ederler. Bu yüzden neden onları affetmiyoruz?
  • - When you get him, call me at extension 381.
    - All right. I can't find Stroud at the moment.
    - Ona ulaştığında, beni dahili 381’den ara.
    - Tamam. Şu anda Stroud’u bulamam.
  • - Why was there no record of any emergency call?
    - He made only one call for his dad.
    - Niçin hiçbir acil arama kaydı yoktu?
    - Sadece bir kez babasına çağrı yapmış.
  • - Why did you call me ?
    - To give you good news.
    - Niçin beni aradın?
    - Sana iyi haberi vermek için.
  • - Why are you tailing me?
    - I'm not.
    - Are you a cop?
    - No.
    - Janet, call the police.
    - Miss, please don't!
    - Neden beni izliyorsun?
    - İzlemiyorum.
    - Polis misin?
    - Hayır.
    - Janet, polisi ara.
    - Bayan, lütfen yapmayın.
  • - Why me? You hate me.
    - I needed a Jew. You were the first to come to mind.
    - What do you mean?
    - We're gonna thank him. For the pills.
    - Thank him?
    - What do you call the Jewish prayer for the dead?
    - Neden ben? Sen benden nefret edersin.
    - Bir Musevi lazımdı. Akla ilk gelen sen oldun.
    - Ne demek istiyorsun?
    - Ona teşekkür edeceğiz. Haplar için.
    - Ona teşekkür mü?
    - Ölüler için yapılan Musevi duasına ne diyorsunuz?
  • - He's happy. They're letting him win.
    - Too risky. Maybe we should call it off.
    - Keyfi gıcır. Benimkiler bilerek yeniliyorlar.
    - Çok riskli. İptal etmeli.
  • - What does she call herself?
    - I don't know.
    - What does she look like?
    - Dyed hair ... dyed blond hair.
    - İsminin ne olduğunu söylüyor?
    - Bilmiyorum.
    - Neye benziyor?
    - Boyalı saçları... boyalı sarı saçları var.
  • - Don't bite! Call the police Fei, you'd better check into the hospital. God knows if that crazy girl is infected with rabies.I'm okay.
    - Isırma! Polisi ara Fei, hastahaneye girip kontrol etsen iyi olacak. Bu manyak kızın kuduz enfeksiyonu olup olmadığını Tanrı bilir.
  • - So long, Randall. You'll be in our prayers, and i call you about that thing, ok?
    - Okay, thank you.
    - Take care of yourself,
    - Hoşçakal, Randall. Dualarımda olacaksın ve şu şeyle ilgili seni arayacağım, tamam mı?
    - Tamam. Teşekkür ederim.
    - Kendine iyi bak.
  • - Whatever we're doing is for our Muslim brethren Bastards!
    - You instigate Muslims with your hollow claims! And you call them your brothers, you bastards?
    - Her ne yapıyorsak Müslüman kardeşlerimiz için, Adiler!
    - Müslümanları boş iddialarla kışkırtıyosunuz. Ve onlara kardeşlerimiz mi diyorsunuz, siz adiler?
  • - No. - Leave a message. I'll call you back.
    - Hayır. - Mesajınızı bırakın. Sizi arayacağım.

  • - The Hawaiians call this harbour WaiMomi. It means ''water of pearls.''
    - It's so beautiful. My dad took me up a couple of times.
    - Hawaililer bu limana WaiMomi derler. 'İnci suyu' anlamına geliyor.
    - Çok güzel. Babam beni birkaç kez buraya getirmişti.
  • - You look wonderful. And who is he, a friend?
    - No, this is... This is my date. He's a lawyer.
    - Does he have a name, or should l call him "Lawyer"?
    - l'm sorry. This is Tom Ace.
    - Harika görünüyorsun. Ya bu kim, arkadaşın mı?
    - Hayır, bu... bu benim flörtüm. Bir avukat.
    - Bir ismi var mı yoksa ona 'Avukat' diye mi seslenmeliyim?
    - Pardon. Bu Tom Ace.
  • - You see, someone else marries her.
    - You call that luck?
    - No, I call it good judgement.
    - Perhaps.
    - Görüyorsun, bir başkası evleniyor onunla.
    - Buna şans mı diyorsun?
    - Hayır, iyi yargı diyorum.
    - Belkide.

1,369 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024