go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1351 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

wait

waited, waited, waiting, waits
f. beklemek
i. bekleme
ünl. bekleyin
  • Wait a minute.
    Bekle bir dakika.

  • Wait wait listen to me first Have you checked thoroughly
    Bekle bekle. Beni dinle önce. Bütün ince detayları kontrol ettin mi?
  • Astor and Cody
    can't wait to see you.
    Astor'la Cody sizi görmek için
    sabırsızlanıyorlar.
  • We can't wait any longer for an answer. Joe's a married man, Martin.With a wife.She does not care to go to D.C.,and so Joe cannot go.
    Artık bir yanıt bekleyemeyiz. Joe evli bir adam, Martin. Karısıyla. D.C. 'ye gitmeye aldırmıyor ve Joe gidemez.
  • Wait by the car.
    Arabanın yanında bekle.

  • But if you wait here for an hour, you will be answered by the foremost expert in just that area!
    Ancak eğer burada bir saat beklerseniz, tam bu alanda önde gelen bir uzman tarafından yanıtlanacaksınız.
  • Americans will listen, but they do not care to read. War and Peace must wait for the leisure of retirement, which never really comes: meanwhile it helps to furnish the living room.
    Anthony Burgess
    Amerikalılar dinlerler, fakat okumak umurlarında değildir. Savaş ve Barış, emekliliğin aslında hiç gelmeyecek olan o boş günlerini beklemek zorundadır: bu sırada da oturma odasını süslemeye yardımı dokunacaktır.
  • But, Dan, we’ve been sitting here for twenty minutes, and I’m not going to wait any longer.
    Ama Dan, yirmi dakikadır burada oturuyoruz ve ben daha fazla beklemeyeceğim.

  • Let dinner wait an hour, and I went on with my work.
    Akşam yemeğini bir saat beklettik ve ben işime devam ettim.
  • Your parents would have been well-advised to wait.
    Ailene iyi bir şekilde beklemeleri gerektiği anlatılmalıydı.

  • Nah. Take your time.
    I'll wait over here.
    Ah. tamam rahat ol.
    Ben şurada beklerim.
  • Uh, Mom… can you and Sarah wait in the coffee shop?
    Ah, anneciğim… Sarah ve sen kahvecide bekleyebilir misiniz?

  • Wait till you turn0. You'll feel like you have to pee while you're still peeing.
    40 yaşına geldiğinde gör. İşediğin anda bile işemek zorunda olacaksın.

  • - He's getting married.
    - I can't wait to see this disaster.
    - What makes you think you're invited?
    -O evleniyor.
    -Ben bu felaketi görmek için sabırsızlanıyorum.
    - Davetli olduğunu nereden çıkardın?
  • - l want you to hop into your car. You promised me a vacation.
    - That can wait.
    - But there's a girl l know.
    - She can wait too.
    -Arabana atlamanı istiyorum şimdi.Bana bir tatil sözü verdin
    -o bekleyebilir.
    -ama tanıdığım bir kız var.
    -o da bekleyebilir.
  • - Still, l´II say this for him, he could hardly wait for those visiting days to come round.
    - Don´t worry about him, Lily. He´II be home soon.
    - Yine de onun için bunu söylerdim, kendine gelmek için bu ziyaret günlerini zorlukla bekliyordur.
    - Onun için endişelenme, Lily. Yakında eve dönecek.
  • - So Spaulding's in the city. - Wait a second.
    - Yani Spaulding şehirde. - Bir dakika.

  • - How would he like the exchange to be done?
    - He told us to wait outside JP Cinema at 9p.m., with the money.
    - Takasın nasıl yapılmasını istiyor?
    - Bize, para ile birlikte saat dokuzda JP Sineması dışında, beklememizi söyledi.
  • - Sure, but you'll have to wait in reception.
    - Of course.
    - Tabi, ama resepsiyonda beklemelisiniz.
    - Tabi ki.
  • - Wait for the edge now. Wait till we get there.
    - I'm waiting.
    - Şimdi sınırı bekle. Biz oraya varana kadar bekle.
    - Bekliyorum.

518 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024