go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 971 kişi  04 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

wait

waited, waited, waiting, waits
f. beklemek
i. bekleme
ünl. bekleyin
  • Wait a minute.
    Bir dakika bekle.
  • If you could just walk me outside and wait till I get into a cab.
    Benimle dışarı gelip, bir taksiye binene kadar bekleseniz.

  • You don't have to wait with me, Mom.
    Benimle birlikte beklemek zorunda değilsin, anne.

  • I have a special practice. I handle
    one client. I'll wait for your call.
    Benim işim biraz farklı. Tek müvekkilim var.
    Telefonunuzu bekleyeceğim.
  • She can't wait to see me, we're having dinner tonight.
    Beni görmek için sabırsızlandığını söyledi, ve bu akşam yemeğe çıkıyoruz.

  • Do not wait for me.
    Beni bekleme.
  • Don't wait for me,I have got a little work to do,I can catch up with you.
    Beni bekleme,yapacak biraz işim var,ben arayı kapatabilirim.
  • I'm very impatient. I am. That's the bane of my game. I don't think about what I'm going to do - I just go hit it, I don't stop to wait and think. Costs me two shots a round.
    Brett Hull
    Ben çok sabırsızım,ben.O,oyunumun yıkımıdır.Ne yapacağım hakkında düşünmem.Sadece gider ona vururum,beklemek ve düşünmek için durmam.Bana bir rauntta iki atışa malolur.
  • I'll just set this up, we'll wait a few minutes and then we'll be able to tell which way the sun's moving.
    Ben bunu kuracağım ve birkaç dakika bekleyeceğiz ve sonra güneşin hangi yönde hareket ettiğini tespit edebiliriz.
  • I can't wait to tell Austin your affection.
    Ben Austin'a duygulardan bahsetmek için sabırsızlanıyorum.
  • Perhaps you woul like to hear the tale. It begins on a dark night where a dark man wait swith a dark purpose.
    Belki öyküyü duymak istersin. Öykü kötü amacı olan esmer bir adam karanlık bir gecede beklerken başlıyor.
  • Hey, wait, wait, wait. Come on, give me a hug, you guys.
    Bekleyin,bekleyin. Bana sarıIın,hadi.

  • l couldn't wait. l was too anxious to see you.
    Bekleyemedim. Seni görmek için sabırsızlanıyordum.

  • It's all set up for you to wait.
    Beklemeniz için hazırlanmış.

  • Waiting room. I hate when they make you wait in the room.
    Bekleme odası. Beni odada bekletmelerinden nefret ederim.

  • Oh, wait. He just walked in.
    Bekle. Şimdi içeri girdi.

  • Wait. Wait. He's in the bathroom.
    Bekle. Bekle. Tuvalette.

  • Wait, just a minute.
    Bekle, bir dakika daha.
  • Wait a minute. Don't take the bridge. Get off here.
    Bekle bir dakika. Köprüden gitme. Buradan ayrıl.

  • Wait a minute.
    Bekle bir dakika.

518 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024