go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1669 kişi  15 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

this

zm. bu
zf. böyle
  • But I didn't want
    to do this over the phone.
    ...ama bunu telefonda
    konuşmak istemedim.
  • But I think we'll have a
    whole bunch of girls this time.
    ... ama bu yıl bir sürü kız
    olacağız herhalde.
  • - What was she doing up there?
    - She had a feeling you might be helping someone hijack this shipment.
    - I resent the inference.
    - It's a suspicion.
    -Yukarıda ne yapıyordu öyle?
    -Kargonun çalınması için birine yardım etmiş olabileceğini düşünüyor.
    -Bu durum sinir bozucu.
    -Sadece bir şüphe!
  • -Talent is luck.
    -The important thing in life is courage .
    -They've had this argument for 20 years.
    -Yetenek şanstır.
    -Hayattaki en önemli şey cesarettir.
    -Yirmi yıldır bu tartışmayı yapıyorlar.
  • -Talent is luck.
    -The important thing in life iscourage .
    -They've had this argument for 20 years.
    -Yetenek şanstır.
    -Hayattaki en önemli şey cesarettir.
    -Yirmi yıldır bu tartışmayı yapıyorlar.
  • -So this cat knows where you live?
    -He's not dangerous.
    -Yani o kedi senin nerede yaşadığını biliyor mu?
    - O tehlikeli değildir.
  • -Now, give me meat Al, I am going on this diet.If you don't want to,you don't have to.
    -I don't want to.
    -Şimdi bana et ver Al, ben bu diyeti uyguluyorum. İstemiyorsan, uygulamayabilirsin.
    - İstemiyorum.
  • -l thought about you every bit as much as you thought about me.
    -l don't believe you,Katie.
    - l was afraid to say this before.l love you.
    -Senin beni düşündüğün kadar çok her an seni düşündüm.
    -Sana inanmıyorum, Katie.
    -Daha önce söylemekten korktum. seni seviyorum.
  • - l don't wanna hurt you.
    - Are you threatening me?
    - l'm not threatening you. But this is all l can do to help you. Do you know a person called Lon?
    - Yes, he's dead in Taiwan. Are you guys related?
    -Seni zarar vermek istemiyorum.
    -Beni tehdit mi ediyorsun?
    -Tehdit etmiyorum. Bu sana yardım edebilmek için yapabileceğim tek şey. Lon diye birini tanıyor musun?
    -Evet. O Tayvan'da öldü. Tanışıyor musunuz?
  • I think we should stop this experiment. It's not getting anywhere.
    - Are you disappointed?
    Yes.
    -Sanırım bu deneye bir son vermeliyiz. Bu bizi herhangi bir yere (sonuca) götürmeyecek.
    -Hayalkırıklığına mı uğradın?
    -Evet.
  • -Pull the holding clamps Right, I just need to find the vertical thrust lock.
    - Are you sure you can fly this thing?
    -Raptiyeleri çek. Tamam. Sadece Dikey güvenlik kilidini bulmam gerekiyor.
    -Bu şeyi uçurabileceğinden emin misin?
  • -You can't meet the ambassador without an appointment.
    -Please give this letter to him.
    -Randevusuz büyükelçiyle görüşemezsiniz.
    -Lütfen bu mektubu kendisine verin.
  • -Is Paris always this hot?
    - It depends. Like anywhere else.
    -Paris her zaman böyle sıcak mı?
    - Duruma göre değişir. Başka herhangi yer gibi.
  • Are you trying to ruin my afternoon trade?
    - No. Sorry.
    -You act like it.
    -Here, swig on this and troubles will vanish.
    -Öğleden sonraki işimi bozmaya mı çalışıyorsun?
    -Hayır. Özür dilerim.
    - Öyle davranıyorsun.
    -İşte şunu bir yudumda iç. Gör bak, tüm sıkıntılar kaybolacak.
  • -I saw her at Granny's yesterday. And she told you yesterday.
    - No. She sent me a note this afternoon Do you want to see it?
    -Onu dün büyük annenin evinde gördüm. Ayrıca dün sana anlatmıştır.
    -Hayır. Bugün öğleden sonra bana bir not gönderdi. Görmek ister misin?
  • - He's getting married.
    - I can't wait to see this disaster.
    - What makes you think you're invited?
    -O evleniyor.
    -Ben bu felaketi görmek için sabırsızlanıyorum.
    - Davetli olduğunu nereden çıkardın?
  • - Why is it called this way?
    - Because it transports the plates.
    -Niye bu şekilde adlandırılıyor?
    -Çünkü tabakları aktarıyor.
  • - Where are you going?
    - We can eat on the water.
    - What's the matter? Are you scared?
    - Of what? How old is this thing anyway?
    - 1934.Who owns a wood boat anymore?
    -You must spend all your time fixing it up
    -Nereye gidiyorsun?
    -Su üzerinde yiyebiliriz yemeğimizi.
    -Sorun ne? Korkuyor musun?
    Ne korkutacak beni? Neyse, bu şey kaç yaşında?
    -1934. Artık iyi bir botu olan pek fazla insan yok.
    -Tüm zamanını onu tamir ederek geçiriyorsundur.
  • -. Have you anything to say that might lead this court to believe otherwise?
    -I told you I was fishing.
    -Mahkemenin aksi duruma inanması için söyleyeceğin herhangibir şey var mı?
    -Size söyledim, balık avlıyordum.
  • -Please do sit down. l'll only be a minute. Sure you don't mind
    -No, of course not Oh, is this the breathtaking view?
    -Lütfen oturun. Bir dakika içinde geri geleceğim. Umarım sizin için sorun olmaz.
    -Hayır, tabiî ki hayır; bu, nefes kesen manzara mı?

13,650 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025