go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 775 kişi  29 Haz 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

there

zm. şuradaki
zf. şurada
ünl. işte
  • -Toss me a cigarett. -I think there 's one in my raincoat.
    - Bir sigara atsana. –Sanırım yağmurluğumda bir tane var.
  • - I lived here once. He came in through there off the fire escape. He held a knife to my throat and said... if I made any noise, he'd cut my tongue out. He tied me to the bed.
    - Bir keresinde burada yaşamıştım. Yangın çıkışından geldi.Boğazıma bıçak dayadı ve ... eğer ses çıkarırsam, dilimi keseceğini söyledi. Beni yatağa bağladı.
  • - Maybe His Honor will overlook that Then I'd like the jury to see that youthink our insanity plea has some merit. There really won't be any need for our doctor to examine you.
    - Belki de sayın hakim bunu dikkate almayacak. Sonra da jürinin delilik müdafamızı geçerli bulmasını istiyorum. Doktorun seni muayene etmesine gerçekten gerek kalmayacak.
  • -Perhaps the darkness was always there and we refused to see.
    - The division between the religious and military castes...?
    - Belki de karanlık her zaman oradaydı ve biz görmek istememişizdir.
    - Dini ve askeri kastlar arasındaki ayrım mı?
  • - Ladies and gentlemen, please We're in a laboratory . There are hazardous chemical compounds everywhere. That's a thermo-nuclear bomb, for God's sakes.
    - Bayanlar ve baylar, lütfen. Bir labaratuvardayız. Her yerde tehlikeli kimyasal karışımlar var. allah aşkınıza bu bir termo-nükleer bomba.
  • - There's nobody else.
    - Yes, there is! There's Marcus. You're involved now.
    - Başka kimse yok.
    - Evet, var! Marcus var. Şimdi senin adın karıştı.
  • - l can't stand lying to anyone else.
    - l appreciate that. l'll be honest with you , too.
    - There are people at the agency who will want him found . He's very much a victim.
    - Başka birine daha yalan söylemeye dayanamam.
    - Buna minnettar olurum. Ben de sana dürüst olacağım.
    - Bulunmasını isteyecek insanlar var ajansta. O bir kurban.
  • - Is there no other way, one other?
    - We could cut off her head.. stuff her mouth with garlic...and tear off her ears.
    - Başka bir yolu daha yok mu?
    - Kafasını kesebiliriz, ağzını sarımsakla doldurabilir, kulaklarını koparabiliriz.
  • - You told me you will explain to her.
    - What is there to explain ? Our daughter is educated.
    - Bana ona açıklayacağını söyledin.
    - Açıklayacak ne var? Kızımız tahsilli.
  • - There was one less expensive, which they showed me and I refused it.
    - You mean a pinebox?
    - Bana gösterdikleri, benim de reddettiğim, daha az pahalı olanı vardı.
    - Çam kutuyu mu kastediyorsun?
  • - Give me man your bag!
    - There's just enough token in there for my laundry. That's all l have with me... A dollar bill, maybe.
    - Bana çantanı ver dostum!
    - İçinde sadece çamaşırlarıma yetecek kadar bozuk para var. Yanımda olan sadece bu... Belki bir dolar.
  • - Dad! There you are. Go get the hammer.
    - What do you need a hammer for?
    - I'll catch it in the coat and smack it with the hammer.
    - Baba! Hah işte buradasın. Gidip çekici alsana.
    - Çekiç ne için lazım?
    - Onu paltomun içine yakalayıp çekiçle vuracağım.
  • - There are girls just like me. We are the guiltless pleasures of the lonely human.
    - Aynen benim gibi olan kızlar var. Bizler insanların suçsuz zevkleriyiz.
  • - Is there anything special between you?
    - I don't know why the girl became so close in one meeting.
    - Aranızda özel bir şey var mı?
    - Kızın tek buluşmadan neden bu kadar yakınlaştığını ben de bilmiyorum.
  • - Was there any proof of sale on the car?
    - No.
    - Arabanın satıldığını gösteren
    bir kanıt var mı? - Yok.

  • - But there is one thing missing. You don't trap anyone and don't trap yourself. l don't like such joke . College may be a playground for you. lt is the foundation of life for me.
    - You are angry unnecessarily.
    - Ama birşey eksik. Kimseyi oyuna getirme, kendini de oyuna getirme. Böyle şakalardan hoşlanmıyorum. Üniversite senin için bir çocuk bahçesi olabilir. Benim içinse bir yaşamın temeli.
    - Gereksiz yere kızıyorsun.
  • - There is no cause for alarm. This is a precautionary quarantine, due to a potential biological hazard.
    - Alarm vermek için bir neden yok. Bu potansiyel biyolojik risklere karşı aldığımız tedbirsel bir karantina.
  • - Excuse me, sir, the bank's closed today.
    - What?
    - It's a bank holiday.
    - There ain't no bank holiday. Get out of my way!
    - This is outrageous. Who are you?
    - Afedersiniz efendim. Banka bugün kapalı.
    - Ne?
    - Bankalar tatili.
    - Banka tatil olmaz. Çekil yolumdan!
    - Bu çok saygısızca. Siz de kimsiniz?
  • - His name is Randy Thornton. - Was there ever any doubt?
    - Adı Randy Thornton. - Hiç şüphe var mıydı?

  • - Over 300? - Yes. But let's just stop it right there.
    - 300'ün üzerinde mi? - Evet. Bırakalım böyle kalsın.


10,379 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025