go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 566 kişi  06 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

that

zm. şu
s. öteki
zf. bu kadar
  • You know, you don't lie to
    somebody that you're close to.
    Yakın olduğun birine
    yalan söylemezsin.
  • I used to be in raincoats. I refused to put that in any of my lines.
    Yağmurluklarda kullanıyorlardı. Ben de onlardan üretmeyi reddettim.

  • I am either going to fly or
    ruin that family's picnic.
    Ya uçacağım ya da şu ailenin
    pikniğini mahvedeceğim.
  • Watson, I fear that you will find it very slow, but I shall only be away a couple of hours.
    Watson,onu çok yavaş bulacağınızdan korkuyorum,fakat sadece birkaç saat seyahatte olacağım.
  • Does Waddell go with that newspaperlady that wrote about me?
    Waddel benim hakkımda yazan şu gazeteci hanımla flört eder mi?

  • The illness that is ravaging my body…is frighteningly efficient.
    Vücudumu yıkmakta olan hastalık, feci şekilde etkili.
  • It vetoes! Taking that you go away of here.
    Veto ediyor! Bunu alarak buradan uzaklaş.
  • They give you that fish.
    Verdikleri balıklar iğrençti.

  • Inheritance taxes are so high that the happiest mourner at a rich man's funeral is usually Uncle Sam.
    Olin Miller
    Veraset vergileri o kadar yüksektir ki zengin bir adamın cenazesinde en mutlu yaslı insan Sam Amcadır.
  • And, in the case of schools, or anything else, if you have something that is forcing you to do better than you did the day before, it makes you look forward and it makes you think in a way that's going to make the product better, which is the students and the education.
    Craig Benson
    Ve, okullar yada başka herhangi bir şey konusunda,bir gün önce yaptığından daha iyisini yapman için seni zorlayan bir şeyin varsa, bu seni bir şekilde ileriye baktırır ve seni düşündürür,bu verimi daha iyi yapacaktır,ki bu öğrenciler ve eğitimdir.
  • And yet I believe that my eyes are as good as yours.
    Ve yine benim gözlerimin seninkiler kadar iyi olduğuna inanıyorum.
  • And we don't come down until we've made
    a decision that we both can live with.
    Ve uzlaşmaya varana kadar da
    aşağıya inmeyelim.
  • And, as for sleeping pills, there's a new drug that doesn't have such strong side effects. I'll give you 25 tablets at 10 milligrams.
    Ve uyku haplarına gelince, öyle kuvvetli yan etkileri olmayan yeni bir ilaç var. Sana on miligramlık yirmi beş tablet vereceğim.
  • And again that it is your right to destroy him.
    Ve tekrar onu yoketmek sizin hakkınız.
  • And I think that they'll be able to see that.
    Ve onlar da bunu görebilecek durumda.
  • And then I call my mother up right after to tell her that I did it.
    Ve ondan hemen sonra annemi arayıp ona yaptığımı söylerim.

  • And at that meeting
    you'll be assassinated.
    Ve o toplantıda seni öldürecekler.
  • And there isn't even a plaque, signpost
    or statue of him in that town.
    Ve o kasabada onun için ne bir plaket,
    ne bir tabela, ne de bir heykel var.
  • And when I woke up in that Motel 6, clown
    makeup smeared all over my bosom, I was alone.
    Ve Motel 6'da* uyandığımda da,
    bir palyaçonun makyajı göğsüme
    sıvanmıştı ve yalnızdım.
  • and that none of us really knows how long we're gonna be here.
    ve hiç birimiz ne zamana kadar hayatta kalacağımızı bilmiyor.


54,454 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024