go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 4519 kişi  14 Tem 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

been

[be] f. olmak, bulunmak, anlamına gelmek
  • - At the street near the south docks. It appears that an unknow gunman, or gunmen has taken some people hostage in a local bar. Now, there has been reports of gunshots. Apparently it all began after 4:00 this morning.
    - Güney tersanesinin yakınındaki caddede. Bilinmeyen eli silahlı bir adam ya da adamlar lokal bir barda bazı kişileri rehin almış görünüyor. Şu anda bazı silah sesleri de rapor edildi. Görünen o ki bu sabah 4.00'den sonra başlamış.
  • - I'm glad you're back.
    - Thank you.Thank you for the plant.Amazingly, I've been ableto keep it alive.
    - Geri dönmene memnun oldum.
    - Teşekkürler. Bitki içinde teşekkürler. Nasıl olduysa onu yaşatabildim.
  • - No paper. - I haven't been out yet.
    - Gazete yok mu? - Daha dışarı çıkmadım.

  • - Yes, David. I've been waiting for you. Dr. Know told me you'd be here.
    - Is Blue Fairy here too?
    - I first heard of your Blue Fairy from Monica. What could the Blue Fairy do for you?
    - Evet, David. Ben de seni bekliyordum. Doktor Know bana buraya geleceğini söylemişti.
    - Mavi Peri de burada mı?
    - Mavi Peri'ni ilk kez Monica'dan duymuştum. Mavi Peri senin için ne yapabilir?
  • - lt's good you were at home or l would have been very bored.
    - l'll bring coffe
    - You are spoiling my habits, just had two cups.
    - Then one more won't harm.
    - Evde olman çok iyi oldu. Yoksa çok sıkılırdım.
    - Kahve getireyim.
    - Adetlerimi bozuyorsun, daha yeni iki fincan içtim.
    - Bir fincan daha birşey yapmaz o zaman.
  • - I have been neglecting my duties as a host. Please accept my appoloaggies.
    - I accept nothing from a man who imprisons his guests in a commode.
    - Ev sahibi olarak görevlerimi ihmal ettim. Lütfen özürlerimi kabul ein.
    - Misafirlerini dolaba hapseden bir adamdan hiçbir şey kabul edemem.
  • - I want to find out if my boyfriend was murdered.
    - Did they find anything on his body?
    - Nothing special.
    - What about his place? Did you live together?
    - No.
    - How long have you been seeing each other?
    - Two years.
    - You have his home keys?
    - Erkek arkadaşımın öldürülüp öldürülmediğini öğrenmek istiyorum.
    - Onlar cesedinde herhangi birşey buldular mı?
    - Özedl birşey yoktu.
    - Ya evi? Birlikte mi yaşıyordunuz?
    - Hayır.
    - NE kadar süredir görüşüyorsunuz?
    - İki yıldır.
    - Sende evinin anahtarları var mı?
  • -If the devil herself wants to help me, fine by me.
    -She has never been interested in helping you.
    - Eğer şeytanın kendisi bana yardım etmek isterse, benim için sorun yok.
    - O hiçbir zaman sana yardım etmekle uğraşmamıştı.
  • - So do you miss me?
    - Kind of, but I've been having too much fun.
    - You're not homesick yet?
    - I don't think so.
    - Well, the seven of us miss you.
    - Ee beni özledin mi?
    - Biraz ama çok eğleniyorum burada.
    - Henüz sıla hasreti çekmiyorsun yani?
    - Sanmıyorum.
    - Yedimiz de seni çok özledik.
  • - It's been delightful.
    - It was our pleasure.
    - Çok zevkliydi.
    - Memnun olduk.
  • - A very similar condition. Take the same medication, in fact.
    - Then you didn't serve at the Gallitep labour camp?
    - No. l've never been to Bajor. l was a military file clerk.
    - Çok benzer bir durum. Aynı tıbbi tedaviyi gördük, aslında.
    - Sonra Gallitep çalışma kapmında hizmetin olmadı mı?
    - Hayır. Hiç Bajor'a gitmedim. Askeri dosya memuruydum ben.
  • - I love kids. Yeah. I like messing about with them. Doing kid things. I'd have been disappointed if you didn't have a child.
    - Why do you say that?
    - God knows. Mainly because I thought this was our child.
    - Çocukları severim. evet. Onlarla vakit geçirmeyi seviyorum. Çocukça şeyler yapmayı. Eğer çocuğun olmasaydı, hayal kırıklığına uğrardım.
    - Neden böyle söylüyorsun?
    - Tanrı bilir. Aslında onun bizim çocuğumuz olduğunu düşündüğüm için.
  • - How's the studying going?
    - I'd hardly call it studying. I've been going to the Picasso museum, hanging out at Sagrada Familia.
    - Çalışma nasıl gidiyor?
    - Ben buna pek de çalışma demezdim. Picasso Müzesine gidiyorum, Sagrada Familia'da takılıyorum.
  • - I'm exhausted.
    - You've been working hard.
    - I feel terrible.
    - We were worried we'd lost you.
    - Canım çıktı.
    - Çok çalışıyorsun.
    - Çok kötü hissediyorum.
    - Seni kaybedeceğimizden endişelendik.
  • - You've been nothing but a fuckin headache since we walked in here,so sit down!
    - Buraya geldiğimizden beri tam bir baş ağrısından başka birşey değilsin. Otur o yerine!
  • - I was sorry that you have only ever been to Hungary. I wanted to buy you a holiday in Hurghada.
    - Where?
    - The Red Sea, Luxor, Karnak... in Egypt.
    - Bugüne dek sadece Macaristan'a gitmiş olduğun için üzülmüştüm. Sana Urgada'da bir ttil almak istedim.
    - Nerede?
    - Kızıl Deniz, Luxor, Karnak... Mısır'da.
  • - l read, you arrived today, Lois! How nice!
    - How did you know l was here?
    - l called your hotel. They said you were on this number.
    - Nickie,, l've been thinking about you morning, noon and night.
    - Bugün geldiğini okudum, Lois. Ne güzel!
    - Burada olduğumu nereden bildin?
    - Otelini aradım. Bu numarada olduğunu söylediler.
    - Nickie, sabah, öğlen ve akşam hep seni düşündüm.
  • - I've been authorized to tell you that this offer expires in 60 seconds.
    - Is this a joke?
    - 55 seconds.
    - You tell your employer, if he ever wastes my time like this again,our next meeting will not be happening.
    - Bu teklif süresinin 60 saniye içinde dolacağını size söylemek için görevlendirildim.
    - Bu bir şaka mı?
    - 55 saniye.
    - İşverenine söyle, eğer vaktimi bir daha bu şekilde harcarsa, gelecek toplantımız gerçekleşmeyecek.
  • - l'd never realized till this afternoo that you had a teacher.. and a very handsome one, l understand.
    - There was a woman there. If l hadn't been a lady, l would have slapped her face.
    - Bu öğleden sonraya dek bir öğretmenin... anladığım kadarıyla da yakışıklı bir öğretmenin olduğunu farketmemiştim.
    - Orada bir kadın vardı. Eğer bir bayan olmasaydım, suratını tokatlardım.
  • - That bike's been customized just for me.
    - It's too wild. You couldn't handle it.I don't see how you can ride something like that, man.
    - Bu motor bana özel yapıldı.
    - Fazla vahşi. Baş edemezsin bununla. Böyle birşeyi kullanabileceğini düşünmüyorum, dostum.

9,918 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025