-To be precise he isn't there anymore. He's been missing for a year. He just disappeared. I'm nervous.
-Please relax, I won't ask you any special questions.
-Açık olmak gerekirse artık orada değil. bir yıldır kayıp. Öylece kayboldu. Gerginim.
-Lütfen gevşeyin. size hiç özel soru sormayacağım.
- They have been fighting for many years in order to rule the whole China. Qin is the strongest kingdom among them. Ying-Zheng, the king of Qin intended to obtain other kingdoms to unify China.
- Tüm Çin'i yönetmek için yıllardır savaşıyorlar. Qin içlerindeki en güçlü krallıktı. Qin kralı Ying-Zheng, Çin'i birleştirmek için diğer krallıkları ele geçirmeye niyetliydi.
- What is The Circumference and how do you know about it - Listen to me, man! There has been a major misunderstanding here. I don't know what The Circumference is. Do you understand me? I don't know.
- The Circumference nedir ve bunu nereden biliyorsun? - Beni dinle dostum. Büyük bir yanlış anlama var. The Circumference'ın ne olduğunu bilmiyorum. Beni anlıyor musun? Bilmiyorum.
- What about the debt I asked you to collect?
-Almost done
-Work harder Look. I've been nice to you offering you a place to stay.Shouldn't you be nice to me, too?
- Tahsil etmeni söylediğim borçlar ne durumda?
-Neredeyse bitti.
-Daha fazla çalış. Bak, sana kalacak bir yer teklif ederek nazik davrandığımı sanıyorum. Senin de bana karşı nazik olman gerekmez mi?
- It's just ringing.
- What do you mean, it's just ringing? Where's my megaphone?
- In the trunk. You want it now?
- No, tomorrow. Yes. Now, goddamn it! Get down from there. Don't you want to talk to them?
- Not yet. What's goin' on? Huh? We've only been in here for five minutes.
- Şimdi çalıyor.
- Şimdi çalıyor da ne demek? Megafonum nerede?
- Sandıkta. Şimdi mi istiyorsun?
- Hayır, yarın. Evet. Şimdi, kahrolası! İn oradan aşağı! Onlarla konuşmak istemiyor musun?
- Henüz değil. Neler oluyor, ha? Sadece beş dakikadır buradayız daha.
- It's just ringing.
- What do you mean, it's just ringing? Where's my megaphone?
- In the trunk. You want it now?
- No, tomorrow. Yes. Now, goddamn it! Get down from there. Don't you want to talk to them?
- Not yet. What's going on? Huh? We've only been in here for five minutes.
- Şimdi çalıyor.
- Şimdi çalıyor da ne demek? Megafonum nerede?
- Sandıkta. Şimdi mi istiyorsun?
- Hayır, yarın. Evet. Şimdi, kahrolası! İn oradan aşağı! Onlarla konuşmak istemiyor musun?
- Henüz değil. Neler oluyor, ha? Sadece beş dakikadır buradayız daha.
- You have been found guilty.. ...and are condemned to banishment for life.. ...from the kingdom of France. All of your possessions are to be forfeited to the king. The judgment of parliament is final.
- Suçlu bulundun... ve Fransa Krallığı'ndan ömür boyu uzak durma cezası aldın. Mülkiyetinin tümü kralın himayesine geçirilecektir. Parlementonun kararı kesindir.
- I've been dieing for to the last 850 nights, a home-cooked meal. Yeah, like a nice fucking lamb chop. A nice home-cooked meal. Like...
- Let me think of a good one. A tuna casserole?
- Son 850 gecedir ev yemeği için ölüyordum. evet, güzel kahrolası bir kuzu pirzolası mesela. Güzel bir ev yemeği. Mesela...
- dur ben bir tane düşüneyim. Güveçte Tuna balığı?
- lt's been good seeing you, Ken. There's so much to talk about.
- Sorry. l'm in such a hurry.
- Can't we have a cocktail?
- l really am in a hurry.
- l've so much to say to you.
- Why don't you give me a card? I'll call you.
- Seni görmek gerçekten güzeldi, Ken. Konuşacak çok şey var.
- Üzgünüm. Öyle acelem var ki.
- Bir içki içemez miyiz?
- Gerçekten çok acelem var.
- Sana söyleyecek çok şeyim var.
- Neden bana bir kartını vermiyorsun? Seni ararım.
- What did you say?
- I want a divorce, Macon, I rented an apartment downtown.
- Honey, listen, it's been a hard year. We've had a hard time. People who lose a child often feel this way.
- Sen ne dedin?
- Boşanmak istiyorum. Macon, şehir merkezinde bir daire kiraladım.
- Tatlım, dinle. Çok zor bir yıl oldu. Çok zor zamanlar geçirdik. Çocuğunu kaybeden kişiler genellikle bu şekilde hissederler.
- It's not you. You've been great. It's me. Well, my situation with Louie and his dad. I'm not ready to launch into a relationship with anybody new.
- Yeah. I'm so sorry. I think I understand. You're a wonderful man.
- Sen değilsin. Sen harikaydın. Benim mesele. Yani, benim Louise ve babasıyla olan durumum. Yeni biriyle bir ilişki başlatmaya hazır değilim.
- evet. Çok üzgünüm. Sanırım, anlıyorum. Sen harika bir adamsın.