- You look wonderful. And who is he, a friend?
- No, this is... This is my date. He's a lawyer.
- Does he have a name, or should l call him "Lawyer"?
- l'm sorry. This is Tom Ace.
- Harika görünüyorsun. Ya bu kim, arkadaşın mı?
- Hayır, bu... bu benim flörtüm. Bir avukat.
- Bir ismi var mı yoksa ona 'Avukat' diye mi seslenmeliyim?
- Pardon. Bu Tom Ace.
- I'd like to introduce one or two members of the band. Marcus Brewer on vocals and tambourine...
- You were terrific.
- You think so?
- Yeah. As a matter of fact, I think we should celebrate.
- Okay. How about McDonald's?
- McDonald's?
- Yeah.
- Grubun bir-iki üyesini tanıştırmak istiyorum. Vokallerde ve tamborimde Marcus Brewer...
- Muhteşemdin.
- Öyle mi dersin?
- Evet. İşin aslı, bence, kutlamalıyız.
- Tamam. Mc Donalds nasıl?
- Mc Donalds mı?
- Evet.
- I'd like to introduce one or two members of the band. Marcus Brewer on vocals and tambourine...
- You were terrific.
- You think so?
- Yeah. As a matter of fact, I think we should celebrate.
- Okay. How about McDonald's?
- McDonald's?
- Yeah.
- Grubun bir-iki üyesini tanıştırmak istiyorum. Vokallerde ve tamborimde Marcus Brewer...
- Muhteşemdin.
- Öyle mi dersin?
- Evet. İşin aslı, bence, kutlamalıyız.
- Tamam. Mc Donalds nasıl?
- Mc Donalds mı?
- Evet.
- You guys, we gotta keep all the tickets together.
-No. No, we should divide them up and I should get extra because we used my car!
- Ey çocuklar biz o biletleri bir arada tutmalıyız.
- Hayır.Hayır, onları aramızda bölüşmeliyiz ve benim arabamı kullandığımız için ben fazla almalıyım.
- Yes, you should please send an ambulance.. to the home of Mr. Roy Cohn, the famous lawyer
- What's the address, Roy who?
- 251...East 87th. No apartment number. He's got the whole building.
- Evet, lütfen bir ambulans gönderin... ünlü avukat Bay Roy Cohn'un evine.
- Adres nedir? Roy kim?
- 251...87 Doğu. Daire numarası yok. Bütün bina onun.
- Well , gentlemen... we've gotten rid of the troublemakers. Now we need a leader. For me , the choice is clear. We should elect the biggest and strongest nobleman we have.
- Evet, beyler... problem çıkaranlardan kurtulduk. Şimdi bir lidere ihtiyacımız var. Benim için seçim belli. Aramızdaki en büyük ve en güçlü asilzadeyi seçmeliyiz.
- They say de Rais had a habbit of choosing some of the best and brightest from his classes and eating them.
- Should I ask why?
- Poor fool thought that by eating their flesh he would gain their youth and therefore become immortal.
- Okay, so what does it mean?
- Don't rush to understand, Rusty. Just listen and feel.
- DeRais'in sınıflarından en iyi ve en parlakları seçip onları yeme alışkanlığı olduğunu söylediler.
- Neden diye sormalı mıyım?
- Zavallı sersem etlerini yiyerek onların gençliklerini kazandığını ve dolayısıyla da ölümsüz olacağını düşünüyormuş.
- - Tamam. yani bu ne anlama geliyor?
- Anlamak için acele etme, Rusty. Sadece dinle ve hisset.
- You should make an effort. He's gonna be your son-in-law and you hardly know him.
- I know him well enough.
- Then you should try to be more positive.
- Çaba göstermelisin. Damdın olacak ve sen onu çok az tanıyorsun.
- Onu yeteri kadar iyi tanıyorum.
- O zaman daha pozitif olmalısın.