go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 276 kişi  19 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

had

had, had, having, has
[have] f. sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, göz yummak, aldatmak, dolandırmak, zorunda olmak, bulunmak
  • Last year I had to fly to London for business.
    Geçen yıl iş için Londra’ya uçmam gerekti.

  • We had a lousy bench last year. We had to play a lot of injured ball players. That's part of the job.
    Geçen sene yedeklerimiz berbat durumdaydı. Birçok sakat top oyuncusunu oynatmak zorunda kaldık. İşin bir kısmı da bu.
  • Last week I had to use my nephew's car and take Sylvia to a drive-in in Jersey.
    Geçen hafta yeğenimin arabasını kullanmam ve Sylvia’yı Jersey’de arabalı sinemaya götürmem gerekti.
  • We had dinner
    just the other night.
    Geçen gece yemek yedik.
  • Sorry I'm late. I was selling my apricots at the market.City folk! What a shambles!What's more, I almost had to pay them to take my apricots!-
    Geciktiğim için kusura bakmayın. Markette kayısı satıyordum. Şehir çocukları! Ne hengame! Üstelik kayısılarımı almaları için neredeyse üste para vermek zorunda kalacaktım.
  • With all the worry they had been having of late her cheeks had become pale, but, while they were talking, and Samsa were struck, almost simultaneously, with the thought of how their daughter was blossoming into a well built and beautiful young lady.
    Gecikmeyle ilgili onların yaşadığı bütün endişeden dolayı onun yanakları solmuştu,fakat onlar konuşuyorlarken,ve onların kızının nasıl gelişeceği ve güzel genç bir bayan olacağı düşüncesiyle,neredeyse aynı anda,Samsa rahatsız oldu.
  • Midnight.--I have had a long talk with the Count.
    Geceyarısı.--Kont ile uzun bir konuşma yaptım.
  • The people at the gallery said that
    they both had left without telling anybody.
    Galerideki insanlar, ikisininde kimseye bir şey söylemeden gittiklerini söylediler.

  • Fronsac, this is Mister Mercier advisor of His Majesty for domestic affairs. He had the idea to send Beaterne there.
    Fronsac, bu bay Mercier, Kral Hazretlerinin İçişleri danışmanı. Beaterne’yi oraya gönderme fikri onundu.
  • Frank, you had a dream. I know it must had powerful effect on you, but it was just a dream.
    Frank bir rüya gördün. Üzerinde güçlü bir etkisi olması gerektiğini biliyorum, ama sadece bir rüyaydı.
  • Homosexuals in movie had changed...from victims to victimizers.
    Filmlerdeki eşcinseller, kurban olmaktan kurban edenlere döndüler.
  • While the film was a success, and Monroe's performance had positive reviews, her conduct at promotional events sometimes drew negative comments
    Filmin başarısı ve Monroe’nun performansı olumlu bir şekilde değerlendirilirken, reklamlarla ilgili davranışları zaman zaman negatif yorumlar aldı.
  • Film-making was not at all what I had expected.
    Brigitte Bardot
    Film yapmak hiç umduğum değildi.
    (film yapmayı hiç ummamıştım.)
  • The elephant is dead The vet said it had been lonely
    Fil öldü. Veteriner yalnızlık çektiğini söyledi.
  • If I had opportunity,I would go to university.
    Fırsatım olsa üniversiteye giderim.
  • But I went down the stone stairs to the hall where I had entered originally.
    Fakat ben taştan merdivenlerden salona, ilk başladığım yere indim.
  • He had no home,
    so my father took him in.
    Evsiz olduğundan
    babam onu yanına almış.
  • During our marriage your mother had an affair.
    Evliliğimiz boyunca annenin başka bir ilişkisi olmuştu.
  • I was going to propose and I had no idea you'd chug it like a Jell-O shot.
    Evlenme teklif edecektim. Nereden bileyim bir yudumda içeceğini?

  • They got married and then there was a party With the thunder of the artillery and shells bursting all around. .I think people were even dancing.Someone had an accordion.
    Evlendiler ve sonra bir parti oldu. Gökgürültüsüne benzer top patlamaları ve infilak eden bombalarla çevrede. Sanırım, insanlar dans bile ediyorlardı. Birisinin akordiyonu vardı.

11,648 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024