go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 753 kişi  29 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

had

had, had, having, has
[have] f. sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, göz yummak, aldatmak, dolandırmak, zorunda olmak, bulunmak
  • We had to put two editors on, because we had to have this accelerated.
    İki editör görevlendirmemiz gerekti, çünkü bunu hızlandırmak zorunda kaldık.
  • One of them had to show off in the Safari Park.. ...the second one's parachute didn't open and the third...And who'll be the fourth?
    İçlerinde biri Safari Parkda hava atmalıydı… ikincinin paraşütü açılmadı ve üçüncü… Peki kim dördüncü olacak?
  • The pattern of her underclothes was stencilled in burn marks on her body and the metal in her brassiere had melted
    İç çamaşırlarının deseni bedenindeki yanıklarda şablon olarak çıkmış ve sütyenindeki metal erimiş.
  • He was killed in an automobil accident in Ischia .I only had 30 minutes to make the funeral arrangements...If I was to catch the plane,I had no time to change.
    Ischia'da (İtalyada bir yer) bir araba kazasında öldürüldü. Tüm cenaze düzenlemelerini yapmak için sadece 30 dakikam vardı. Uçağı yakalamak durumunda kalsaydım, üstümü değiştirmeye vaktim olmazdı.
  • You said I had to get in touch with my feelings and express them to the people I care about.
    Hislerime yoğunlaşmamı ve önemsediğim kişilere yansıtmamı sen söylemiştin.

  • I never had an air conditioner.
    Hiçbir zaman klimam olmadı.

  • Nothing could kill them. And every time I had an itch, I'd smile...because I learned to respect them.
    Hiçbir şey onları öldüremezdi. Ve her canım istediğinde, gülümserdim, çünkü onlara saygı duymayı öğrenmiştim.
  • I had no idea. I took it on consignment.
    I didn't even think of getting it checked.
    Hiçbir fikrim yoktu. Onu bir konsinye
    satıştan almıştım. Kontrol
    ettirmeyi düşünmedim bile.

  • Have you ever had an embarrassing experience?
    Hiç utanç verici bir tecrübe yaşadınız mı?

  • Have you ever had the flu?
    Hiç grip oldun mu?

  • He had never had a birthday because he'd never been born.
    Hiç doğumgünü olmamıştı, çünkü hiç doğmamıştı.
  • The thieves had taken the payroll for the factory.
    Hırsızlar fabrikanın maaş çizelgesini almışlardı.

  • Hey. We had a deal.
    Hey. Bir anlaşmamız vardı.

  • I thought I had tried everything but I've never tried golden chestnuts.
    Herşeyi denediğimi düşünüyordum ama altın kestaneleri daha önce hiç denemedim.
  • I had always heard your entire life flashes in front of your eyes the second before you die.
    Her zaman, ölmeden önceki anda tüm hayatının gözlerinin önünden geçip gittiğini duymuştum.
  • I always had the facial hair so I looked older than I was.
    Jimmy Smith
    Her zaman yüz kıllarım vardı bu nedenle olduğumdan daha yaşlı görünüyordum.
  • I always thought being alone was something a man had to put up with.
    Her zaman yalnızlığın bir adamın dayanması gereken bir şey olduğunu sanırdım.

  • Anyway, if I had this part in the picture,
    it puts me right back on top again.
    Her neyse, eğer filmde o rolü
    alabilirsem, tekrar zirveye çıkarım.
  • All of them had been crying a little; Grete now and then pressed her face against her father's arm.
    Hepsi biraz ağlamıştı; Grete arada bir yüzünü babasının koluna bastırmıştı.
  • We agreed we all had to agree.
    Hepimizin aynı düşüncede olması
    gerektiğinde hemfikiriz.

11,648 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024