go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 921 kişi  29 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

could

[can] f. ebilmek, yapabilmek
  • I'm not the one who said they could play till 1 1:00.
    Saat 11'e kadar çalabileceklerini söyleyen ben değilim.

  • Ryder instantly gave the alarm, and Horner was arrested the same evening; but the stone could not be found either upon his person or in his rooms.
    Ryder anında alarm verdi,ve aynı akşam Horner tutuklandı;fakat, taş ne bireyin üstünde, nede onun odalarında bulunabildi. .
  • The breeze was just warm
    enough that you could wear
    Rüzgâr, kısa kollu giyebilecek
    kadar sıcaktı..
  • Ron Howard is as good a person as you could want to work with on film. He never lost his cool. He's the most easygoing, lovely man, but he's got this enormous intelligence and a wonderful humanity.
    Christine Baranski
    Ron Howard filmde birlikte çalışmayı isteyebileceğin kadar iyi bir insan,o,asla soğukkanlılığını kaybetmedi,o,enbabacan ve sevimli adamdır,fakat o,bu muazzam zekaya ve harika bir insanlığa sahiptir.
  • He thought he could bargain with the cops.
    Polislerle pazarlık yapabileceğini sandı.
  • Well, I thought over the matter all day, and by evening I was in low spirits again; for I had quite persuaded myself that the whole affair must be some great hoax or fraud, though what its object might be I could not imagine.
    Pekala,mesele üzerinde bütün gün düşündüm ve akşama doğru tekrar içim karardı;kendimi oldukça ikna etmiştim,bütün iş muhteşem bir kafesleme yada dolandırıcılık olmalıydı,onun konusunun ne olabileceğini düşündüm,hayal edemedim.
  • Paul I wasn't always faithful to your mother. When I was your age...all I could think about was women
    Paul annene karşı her zaman sadık değildim. Senin yaşındayken...tek düşünebildiğim şey kadınlardı.
  • This was a world balanced so precariously that its harmony could be shattered by a whisper.
    Öyle hassas dengelenmiş bir dünyaydı ki bu, bir ıslık bile onun uyumunu bozabilirdi.
  • You could say that.
    Öyle de diyebilirsin.
  • What could you possibly like about that?
    Öyle birşeyi nasıl seversin?

  • And l could be comfortable too, if l had pants like that.
    Öyle bir pantolonum olsaydı ben de öyle rahat ve espirili olabilirdim.

  • We could build a cabin like that.
    Öyle bir kulübeyi biz de yaparız.

  • Dying is an art, like everything else. I do it exceptionally well. I do it so it feels like hell. I do it so it feels real. I guess you could say I've a call.
    Sylvia Plath
    Ölmek bir sanattır, her şey gibi eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi. Öyle ustaca ki insana korkunç geliyor. Öyle ustaca ki gerçeklik duygusu veriyor. Sanırım bir çağrım olduğunu söyleyebilirdin.
  • My teacher said Dad could be a national treasure.
    Öğretmenim, babamın kayıp bir hazine olabileceğini söyledi.
  • In medieval period, clergy could ostracize people.
    Orta çağ döneminde din adamları insanları aforoz edebiliyordu / toplumdan dışlayabiliyordu.
  • I don't think he could be idle.He definitely slowed down,and he'd go traveling.
    Onun aylak olduğunu zannetmiyorum. Yavaşlardı ve ardından seyahate giderdi.
  • If you corner her and you hesitate even for one second, it could cost you your life.
    Onu köşeye sıkıştırdığında bir an bile tereddüt edersen, bu senin hayatına mal olur.
  • He could not persuade her coming to the party tonight. persuade
    Onu bu geceki partiye gelmeye ikna edemedi.
  • The only way you could improve on 'em is if you could make 'em squirt money.
    Onları daha iyi hale getirmenin tek yolu onları para fışkırtan hale getirmektir.
  • Could I get it done in a separate machine?
    Onlar? ayr? bir makinede yaptirabilir miyim?


5,681 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024