go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1159 kişi  29 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

could

[can] f. ebilmek, yapabilmek
  • No, the worst thing that could happen is she falls in love with you, you get married.
    Hayır, olabilecek en kötü şey, sana aşık olması, evlenmeniz.

  • N-no, no, no. I meant so that we could be even... closer.
    Hayır, hayır ... Hep beraber olalım, demek istemiştim.

  • No,I said having an assistant would give me
    a little peace so I could get some action.
    Hayır, dedim ki bir yardımcım olursa biraz
    rahatlarım, ve daha rahat "icraat" yaparım.
  • You're damn lucky to be alive, kiddo. You could be floating out there forever.
    Hayatta olduğun için çok şanslısın, evlat. Oralarda bir yerlerde ebediyen boşlukta süzülüyor olabilirdin.
  • As he is at public relations, he could run for the next surgeon general .
    Halkla ilişkilerde iyi olduğu için, bir sonraki genel cerrah görevine talip olabilir.
  • You're right, it could be awkward.
    Haklısın, çok garip kaçardı.
  • I don't think I could fit
    one more thing in my week, honestly.
    Haftalık işlerime bir aktivite daha
    ekleyeceğimi sanmıyorum.
  • Let's all quit. It sounds appealing.
    - I never could do it.
    - But you could. Absolutely. We can help each other.
    Hadi hepimiz vazgeçelim. Kulağa çarpıcı geliyor.
    -Asla yapamazdım.
    -Ama yapabilirdin. Kesinlikle. Birbirimize yardım edebiliriz.
  • Good. Did they tell you
    how we could get it to them?
    Güzel. Parayı onlara nasıl ulaştıracağımızı
    söylediler mi?
  • It's my own fault for thinking
    I could have pretty things.
    Güzel şeylere sahip olabileceğimi
    düşünmek benim hatam.
  • We had an hour to rest and scrounge whatever food we could before we had to move south and secure the town of Coup de Ville.
    Güneye ilerleyip Coup de Ville kasabasını kurtarmadan önce dinlenmek ve yiyecek bir şeyler aşırmak için bir saatimiz vardı.
  • What I did to Graham Spaulding
    was the worst thing that you could do.
    Graham Spaulding'e yaptığım şey,
    ona yapabileceğiniz en kötü şeydi.

  • I closed my eyes, but could still see through my eyelids.
    Gözlerimi kapadım , fakat yine de göz kapaklarımın içinden görebiliyordum.
  • You see, anything I imagined, I could draw.
    Lynn Johnston
    Görüyorsunuz, hayal ettiğim her şeyi çizebiliyorum.
  • Could I borrow your guitar? I thought maybe I could cheer her up.
    Gitarını geri alabilir miyim? Onu neşelendirebileceğimi düşündüm.
  • You didn't ask me if you could leave......and now you want to come back?
    Gidip gidemeyeceğini bana sormadın......ve şimdi geri dönmek istiyorsun?
  • I was willing to go as far as I could but I gave up then.
    Gidebildiğim kadar uzaklara gitmeyi istiyordum ancak sonra vazgeçtim.
  • When we attacked your planet, all your soldiers and all their advanced technology could only put up a nine-minute fight before they were exterminated.
    Gezegeninize saldırdığımızda, tüm askerleriniz ve gelişmiş teknolojileri yok olmadan önce sadece dokuz dakika mücadele edebildiler.
  • If you could go back if you could change it you wouldn't hesitate,would you?
    Geriye dönüp olanları değiştirebilseydin, teredddüt etmezdin, değil mi?
  • Think of the things you wish you could take back.
    Geriye almak istediğiniz şeyleri bir düşünün.


5,681 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024