go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 785 kişi  01 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

had to

bkz have to
  • -These girls are twins. Should they be apart from their family?
    -We visited them on two occasions and concluded that in this case,we had to remove them.
    -Bu kızlar ikiz. Ailelerinden ayrı tutulmaları gerekir mi?
    -İki olayda da onları ziyaret ettik ve bu durumda onları ayırmamız gerktiği sonucuna vardık.
  • -Did you get it?
    -I had to trade with a transvestite in the men's ward.
    -Aldın mı onu?
    -Erkeklerin bölümünde bir travesti le pazarlık yapmam gerekti.
  • - You're the first one to ask. The others just opened the door saw me, and fled. I hope they had to pee real bad.
    - They just didn't want to intrude.
    - Heartless, macho,asshole lawyers
    - Soran ilk kişi sensin. Diğerleri sadece kapıyı açıp beni gördüler ve ok hızıyla içeri girdiler. Umarım, fena halde işemeleri gerekiyordu.
    - Davetsiz misafir olmak istememişlerdir.
    - Kalpsiz, maço, pislik avukatlar.
  • -How about tobacco?
    - Unfortunately it got damp and we had to throw it overboard.
    - Sigaraya ne dersin?
    - Maalesef nemlenmişti ve biz onu denize atmak zorunda kaldık.
  • -I had to hire a private detective to find you.
    -Oooh, the guy in the hat, right?
    - Seni bulmak için özel bir detektif tutmak zorunda kaldım.
    - Hmmm, o şapkalı adam değil mi?
  • - Such an unlucky year. I even had to sell my camera. No little jobs on the horizon... some smuggling?
    - How about 100,000 lira with out lifting a finger?
    - 100,000 lira?
    - Yes.
    - I could kiss you!
    - Öyle şanssız bir yıl ki. Fotoğraf makinemi bile satmak zorunda kaldım. Ufukta küçük iş bile yok... mesela biraz kaçakçılık?
    - Parmağını bile kıpırdatman 100.000 liraya ne dersin?
    - 100.000 lira?
    - Evet.
    - Seni öpebilirim şu an.
  • -Why would anyone want to steal your shoes?
    - I could see I had to tell the truth. The problem was, the truth would lead to a lot more questions They were nice ones
    -They were just ordinary brown lace-ups.
    -.No, they weren't.
    - Neden birileri senin ayakkabılarını çalmak istesin ki?
    Anladığım kadarıyla gerçeği söylemem gerekiyor. Sorun şu ki, gerçek daha fazla soruna yol açabilir. Onlar güzeldiler.
    -Onlar sadece sıradan ayakkabılardı.
    -Hayır, değildiler.
  • -What happened to you Where have you been
    -l went traveling- lndia... Asia l lived and worked l made my own money l had to see what was out there to know the value of what is here...the value of this
    - Ne oldu sana? Nerelerdeydin?
    - Yolculuğa çıktım – Hindistan…Asya.Oralarda yaşadım ve çalıştım. Para kazandım. Buradakinin değerini bilebilmek için oralarda ne olduğunu görmem gerekiyordu…bunun değerini…
  • - l can't wait to hear how it ends. Obviously, l had to plant and harvest a crop. So l did what any person would do.
    - ne olacağını öğrenmek için sabırsızlanıyorum. Belli ki, mahsül ekmeli ve hasat etmeliyim. Bu nedenle de herkesin yapacağı şeyi yaptım.
  • - We get back on the beach and we're living together.
    - It doesn't mean you had to marry her.
    - Kumsala geri döndük ve birlikte yaşıyoruz.
    - Bu onunla evlenmek zorunda olduğun anlamına gelmez.
  • - Which one are you concerned about?
    - If I had to indicate my preference, I'd choose Margaret. Who's your tailor?
    - Kaygılandığın hangisi?
    - Eğer tercihimi göstermem gerekseydi, Margaret’i seçerdim. Sizin terziniz kim?
  • - Everyone was waiting for you.
    - l had to go to a party. l came home early, my wife was out. The house was locked.
    - This house is also yours.
    - So l came here. lt's good you were at home.
    - Herkes seni bekliyordu.
    - Bir partiye gitmem gerekiyordu. Eve erken geldim, karım dişardaydı. Ev kilitliydi.
    - Burası senin de evin.
    - Ve buraya geldim. Evden olman da iyi oldu.
  • - How did you come into my house?
    - From Mohan's house. l couldn't come from the front door. So l had to do so.
    - Why do you go quietly? - in the darkness like a thief ?
    - What is the use of keeping this from you. l go to meet Mohan's wife.
    - Evime nasıl girdin?
    - Mohan2ın evinden. Ön kapıdan gelemedim. Ben de böyle yapmak zorunda kaldım.
    - Neden bu kadar sessizce girdin? - bir hırsız gibi karanlıkta?
    - Bunu senden saklamanın ne anlamı var. Mohan'ın karısıyla buluşacağım.
  • - How did you come into my house ?
    - From Mohan's house. l couldn't come from the front door. So l had to do so.
    - Evime nasıl girdin?
    - Mohan'ın evinden. Ön kapıdan gelemedim. O yüzden böyle yapmak zorunda kaldım.
  • - You're such a moaner. And your grandfather had to live through a lot of problems and hard times in Peru. And suffering...is what ages you most.
    - Çok mızmızsın. Büyükbaban Peru'da birçok problem ve zor zamanlar yaşamak zorunda kaldı. Ve dert çekiyor... seni en çok yaşlandıran şey de bu.
  • I thought you had to tinkle. Go away.
    - Çişin olduğunu sanmıştım. - Git başımdan.

  • - I had to use a hammer to open this. The shell is like steel. I've tried various poisons to destroy them, but...
    - Bunu açmak için bir çekiç gerekiyordu. Kabuk, çelik gibi. Onları bozmak için farklı zehirler denedim ama...
  • - That was a year ago. She was all we had to carry. But she could hardly walk so I left her in the hospital. Some woman in labour screamed. That frightened her.
    - Bu bir yıl önceydi. Taşıyacağımız tek şey oydu. Ama güçlükle yürüyordu bu yüzden onu hastahanede bıraktım. Doğuran bir kadın çığlık atıyordu ve bu da onu korkuttu.
  • - We had been told that you were dead Aram .Why did you do this to us?
    - I had to disappear for you, for your security.
    - Bize öldüğün söylenmişti Aram. Neden bize bunu yaptın?
    - Senin için, güvenliğin için ortalıktan kaybolmam gerekiyordu.
  • and Samsa sat upright there in their marriage bed and had to make an effort to get over the shock caused by the cleaner before they could grasp what she was saying.

1,413 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024