go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 538 kişi  01 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

had to

bkz have to
  • She had so many burns. She was so badIy injured.She had to be taken to hospitaI.
    Çok fazla yanığı vardı. O kadar kötü yaralanmıştı ki hastaneye götürülmesi gerekiyordu.
  • All I had to do
    was give you a wrong description.
    Bütün yaptığım sizi yanlış yönlerdirmekti.
  • You had to tell me that
    in person?
    Bunu şahsen söylemek
    zorunda mıydın?
  • We put it on again and had to go to the other speaker to hear the drum.
    Bunu ( müziği) yeniden açtık ve davulu duymak için dğer hoparlöre gitmek zorunda kaldık.
  • it had to be better than this. Miss Johnson, that is the approved curriculum for second period.
    Bundan daha iyi olması gerkirdi. Bayan Johnson, bu ikinci dönem için onaylanmış öğretim programıdır.
  • He couldn't come today. He had to go and buy flour
    Bugün gelemedi. Gidip un alması gerekiyordu.
  • This had to be
    Eldridge's idea.
    Bu kesin Eldridge'in fikridir.
  • You had to tell him
    she's with Brad?
    Brad’le olduğunu söylemek
    zorunda mıydın?
  • All he had to do was show his face.
    Bir tek yüzünü göstermesi
    gerekiyordu.
  • I know. I had to keep peeking to make sure it was her.
    Biliyorum. Sürekli onun olduğundan emin olmak için gözetlemem gerekiyor.

  • In my movies, there has been little to do in the way of animal rights. I have never worked in a movie with animals. No horse-riding, no trained dogs, lions, bears. A few actors, but what could I do? We had to have them.
    Casey Affleck
    Benim filmlerimde hayvan hakları konusunda yapacak çok az şey olmuştur,bir filmde asla hayvanlarla birlikte çalışmadım Ata binme yok,eğitimli köpekler,aslanlar,ayılar yok,fakat ne yapabilirdim ki?Onlara sahip olmak zorundaydık.
  • We had to accommodate the clamping system.
    Bağlama sistemini yerleştirmek zorunda kaldık.
  • To save me father l had to marry you. But you are like disease with which a man can neither live or die.
    Babamı kurtarmak için seninle evlenmek zorunda kaldım.Ama sen bir hastalık gibisin - bir insan seninle birlikteyken ne yaşayabiliyor ne de ölebiliyor.
  • To save me father l had to marry you. But you are like disease - with which a man can neither live or die.
    Babamı kurtarmak için seninle evlenmek zorunda kaldım.Ama sen bir hastalık gibisin - bir insan seninle birlikteyken ne yaşayabiliyor ne de ölebiliyor.
  • I had to sneak out her back door
    Arka kapısından gizlice uzaklaşmak zorunda kaldım.

  • Finding the ideal artist to create our animation was no small task. We had to bind him... bind him to ourselves in a contract based on trust and mutual respect. base
    Animasyonumuzu yaratacak ideal sanatçıyı bulmak kolay bir iş değildi. Onu bu işe bağlamamız gerekiyordu... güven ve karşılıklı saygıya dayalı bir sözleşme ile onu kendimize bağlamalıydık.
  • but as usual, you had to ruin it.
    Ama her zamanki gibi
    mahvetmen gerekiyordu değil mi?
  • and see if I could not
    learn what it had to teach,
    ...ve görmek istedim, öğrenmem
    gerekenleri öğrenmiş miyim,...
  • those fighters had to have
    been coming from somewhere.
    ...nereden geldiklerini
    hâlâ bulamadık.
  • -They hope you'll provide the evidence against you.
    - Ah, yes. It had to be something like that.
    - Suppose it all goes wrong?
    - You're wasting time Quite a thorough job.
    -Kendin için gereken kanıtları bulacağını umuyorlar.
    -Ah, evet. Böyle bir şeyler olması gerek.
    -Diyelim ki hiçbirşey yolunda gitmedi?
    -Vaktini harcıyorsun. Oldukça dikkat gerektiren bir iş bu.

1,413 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024