go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1685 kişi  06 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

at

i. savaşçı [brit.], eyt
ed. de, e
  • But the thing I felt most strongly about, and put at the end of one of the prison diaries, was education.
    Jeffrey Archer
    En şiddetli şekilde hissettiğim ve hapishane günlüklerinin birinin sonuna koymayı düşündüğüm şey eğitimdi.
  • It is good news at last. Satellite pictures show the volcano is shutting down.
    En sonunda, haberler iyi. Uydu resimleri, yanardağın faaliyetini durduruyor olduğunu gösteriyor.
  • Last time she was seen was at the checkout counter at Wal-Mart 10:00 a.m.
    En son saat 10'da Wal-Mart'ın kasasında görülmüş.

  • Last time she was seen was at the
    checkout counter at Wal-Mart 10:00 a.m.
    En son saat 10'da Wal-Mart'ın
    kasasında görülmüş.

  • Been ten years since the last one.
    You have to stop them at the beginning.
    En son olay on yıl önceydi.
    Başından temizleyeceksin.
  • Take a look Francois the eldest. He works at the factory
    En büyük Francois'ya bir bak. Fabrikada çalışıyor.
  • And hey, at least I got
    something on the air.
    En azından yayınlandı.
  • Well, can I at least kiss
    you good night?
    En azından sana iyi geceler
    öpücüğü vereyim?
  • Well... at least you can talk to her. Let me put her on. And please, be gentle.
    En azından onunla konuşabilirsiniz..Bağlamama izin verin. Ve lütfen nazik olun!
  • Well, at least he has a clean bill of health. I'm happy for that.
    En azından onun temiz bir sağlık belgesi var. Mutluyum.

  • I assume that you hear at least that conversation, which means that you know that I'm a reporter and I've been trying to figure out what happened to Danny.
    En azından o konuşmayı duyduğunu varsayıyorum, bu da benim bir muhabir olduğumu ve Danny'e ne olduğunu bulmaya çalıştığımı bildiğin anlamına gelir.
  • I at least want them
    to see it on people's desks.
    En azından milletin masasında
    görmek istiyorum.
  • Well, at least then you would
    have had your integrity.
    En azından dürüst davranabilirdin.
  • At least I'd respect the guy for accomplishing something.
    En azından birşeyleri becerebildiği için saygı duyarım.

  • At least I have a girlfriend.
    En azından bir sevgilim var.

  • I'm just saying that they should
    have at least have the option.
    En azından bir seçme hakları olması
    gerektiğini söylüyorum.
  • Did you at least get makeup sex?
    En azından barışma
    seksi yaptın mı bari?
  • At least 10. We're headed over there now.
    En az 10. Biz de şimdi oraya gidiyoruz.
  • A man who views the world the same at fifty as he did at twenty has wasted thirty years of his life.
    Muhammad Ali
    Elli yaşında, dünyayı yirmi yaşındaki haliyle aynı gören kimse, otuz yılını boşa harcamış demektir.
  • There’s a great movie on channel two at eight o’clock, after Fifty-nine Minutes.
    Elli dokuz Dakika’dan sonra saat sekizde ikinci kanalda harika bir film var.


16,509 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025