go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1406 kişi  14 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

well

f. fışkırmak
i. iyi durum, kaynak
s. iyi, hoş
  • Well, you know, I can't right now, you know.
    Biliyorsun,şimdi alamam.

  • Well, I don't know about the reading. We didn't discuss the reading.
    Bilemiyorum. Okuma kısmını daha konuşmadık.

  • Hey, Berta, Chelsea's not feeling well.
    Berta, Chelsea kendini pek iyi hissetmiyor.

  • All the staff at my work get on well with each other.
    Benim işyerimdeki bütün çalışanlar birbirleri ile iyi geçinirler.
  • It's a miracle I turned out as well as I did.
    Benim bu hale gelmem
    bile bir mucize.
  • Well, I just assumed you love me and did it out of the goodness of your heart.
    Beni sevdiğini farzederek ve yürekten gelen iyiliğin için.

  • Take me to the Prince Honestly, I can make everything very well for you You won't find anyone better than me.
    Beni Prense götürün. Gerçekten sizin için herşeyi iyi bir şekilde yapabilirim. Benden daha iyi birini bulamazsınız.
  • I think that over the years, whether they want to admit it or not, people have to admit that the women astronauts have performed just as well as the men astronauts.
    Shannon Lucid
    Bence yıllar geçtikçe, kabul etmek istesinler veya istemesinler, insanlar kadın astronotların da erkek astronotlar kadar iyi performans sergilediklerini kabul etmek zorundalar.
  • Well, then you've just gotta fire her.
    Bence onu kovmalısın.

  • I think we handled
    that really well.
    Bence gayet iyi
    idare ettik.
  • Well, keep a few
    in reserve,
    Bence birkaçını
    saklasan iyi olur.

  • Well, you should always consider podiatry.
    Bence ayak bakımı uzmanlığını düşün.

  • Well, I wouldn't go that far.
    Ben olsam böyle söylemezdim.

  • Yeah, well, I'm not all that comfortable right now either.
    Ben de şu an rahat değilim.

  • Well, I love you
    and I miss you, too.
    Ben de seni seviyorum
    ve özledim.
  • I may well go to the monastery like a bear, to slaughter calves on the altar.
    Ben de pekala bir ayı gibi manastıra gidip, kurban taşının üstünde danaları kesebilirim.
  • I might as well shut down the facility.
    Belki tesisi de kapatabilirim.
  • I may well go to the monastery Like a bear, to slaughte calfs on the altar
    Belki de bir ayı gibi, adak taşında buzağıları kesmek için manastıra gitsem iyi olur.
  • Well, maybe not us, but two men could.
    Belki biz değil ama iki adam yapabilir.

  • Perhaps they knew each other so well that it wasn't necessary.
    Belki birbirlerini o kadar iyi tanıyorlardı ki bu gereksizdi.

2,846 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024