go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 3910 kişi  17 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

that

zm. şu
s. öteki
zf. bu kadar
  • He'll understand that.
    Anlayacaktır.

  • The settlement stipulates that both parties will bear the costs, if they fail to agree on the terms.
    Anlaşma, tarafların şartlarda mütabık olmaması halinde fiyatları düşüreceğini şart koşmaktadır.
  • The one thing you must understand is that the agency doesn't trust you anymore. They're gonna kill you unless you do as I say.
    Anlaman gereken tek şey acentanın artık sana güvenmeyeceğidir. Söylediğim gibi yapmadıkça seni öldürecekler.
  • What you've got to realize is that a clever cook puts unlikely things together like duck and orange, like pineapple and ham.It's called artistry.
    Anlaman gereken şey akıllı bir aşçının ördek ve portakal ve ananas ile jambon gibi olasılık dışı şeyleri bir araya getirmesidir.
  • We've been made to understand and to embrace the understanding that who we are is who we were.
    Anlamak ve kim olduğumuzun evvelce kim olduğumuz anlamına geldiği anlayışını benimsemek üzere yaratılmış bulunuyoruz.
  • I'm sorry. What's that?
    Anlamadım?
    Ne dedin?
  • But nevertheless, I was in love with the microphone. And it stayed that way until I left home.
    Ancak yine de mikrofona aşıktım. Ve evden ayrılana kadar bu böyle kaldı.
  • But if a general like Uko, now confined in Kaga, unites them, the their war-potential might exceed even that of the Tokugawas.
    Ancak şimdi Kaga’da hapsedilmiş olan Uko gibi bir general onları birleştirirse, onların savaş potansiyeli Tokugawalar’ınkini bile aşabilir.
  • But later that night, when I was on my own I remembered the deal.
    Ancak o gece sonradan, yalnız kaldığımda anlaşmayı hatırladım.
  • But if you wait here for an hour, you will be answered by the foremost expert in just that area!
    Ancak eğer burada bir saat beklerseniz, tam bu alanda önde gelen bir uzman tarafından yanıtlanacaksınız.
  • He received an instruction from above, stating that Cheung didn't want his name on the papers.
    Amirlerinden-yukarıdan aldığı talimata göre Cheung belgelerde adının geçmesini istemiyordu.
  • It's an illusion
    that America's so organized
    Amerika'nın bu kadar organize
    olduğu falan bir iliz yon.
  • The US government suspects that this is a spy scandal.
    Amerika hükümeti bunun bir casus skandalı olmasından şüpheleniyor.
  • l'm supposed to be in Florida running my uncle's used-car business.lnstead l'm broke, l was shot at, l wasin a bus that flipped over 20 times,and l was hit by a big truck.
    Amcamın ikinc el araba işini idare etmek üzere Florida'da olmam bekleniyordu. Onun yerine çulsuzum, vuruldum, yirmi kez takla atmış bir otobüsteydim ve büyük bir kamyon bana çarptı.
  • Oh, God. Look at that. Listen to that racket.This is disgraceful. I should phone security.
    Aman Tanrım. Şuna bak. Şu gürültüyü dinle. Rezalet. Güvenliği aramalıyım.
  • Oh, my god! I know that sound!
    Aman Tanrım! Bu sesi biliyorum!
  • Oh, man, that is a beautiful jacket, though.
    Ama yine de, çok güzel bir ceket.

  • But remember that our fates will now be joined as one. I sense a surprising alliance on the horizon
    Ama unutma ki kaderlerimiz, tek bir kader olarak birleşecek. Ufukta süpriz bir ittifak seziyorum.
  • But l don't want to live in a city where the only cultural advantage is that you can make a right turn on a red light.
    Ama tek kültürel avantajın kırmızı ışıkta sağa dönüş yapabileceğin bir şehirde yaşamak istemiyorum.
  • But of course, we'd have to figure out a way to avoid the things that cause the little problems.
    Ama tabii ki baz? problemlere yol açacak ?eylerden kacinmanin bir yokunu bulmak zorundayis.


54,454 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025