go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 2066 kişi  05 Tem 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

that

zm. şu
s. öteki
zf. bu kadar
  • I like that jacket.
    Ceketini beğendim.

  • Don't get grease on that jacket, dear.
    Ceketine yağ bulaştırma, canım.
  • I thought you knew that algebra was all razzmatazz.
    Cebirin tamamen rakibini şaşırtmak için yapılan heyecanlı ve karışık bir oyun olduğunu bildiğini sanmıştım.
  • I don't study for that algebra test.
    Cebir testi için çalışmam.
  • I need those politicians that you carry
    in your pocket, like nickels and dimes.
    Cebinde bozuk para gibi taşıdığın
    politikacılara ihtiyacım var.
  • Nah, she doesn't pay that much attention to living things.
    Canlı varlıklara pek aldırmıyor.

  • Big day! The Baron's invited him to his palace. He promised to show him plants that eat meat.
    Büyük gün! Baron onu sarayına davet etti. Ona et yiyen bitkileri göstereceğine söz verdi.
  • You were the backbone of a great rhythm-and-blues band. You can make that live, breathe and jump again.
    Büyük bir ritim ve blues grubunun bel kemiğiydin. Yeniden canlandırabilir, nefes aldırabilir ve zıplatabilirsin.
  • It is true that his entire body was aching, but the pain seemed to be slowly getting weaker and weaker and would finally disappear altogether.
    Bütün vücudunun acıdığı doğruydu ama acı yavaşça zayıflayacak ve zayıflayacak ve sonunda hepsi kaybolacak gibi görünüyordu.
  • Well, that is the whole point, Jack. There is nothing that you can do.
    Bütün sorun da bu Jack. Yapabileceğin hiçbir şey yok.

  • He hasn't made one
    that long all year.
    Bütün sene boyunca o kadar
    uzaktan gol atmadı.
  • All the Schlegels are exceptional. They are British to the backbone but their father was German and that is why they care for literature and art.
    Bütün Schlegeller istisnaidir. İliklerine kadar İngilizlerdir, ama babaları Alman'dı. Edebiyat ve sanatla ilgilenmelerinin sebebi bu.
  • All I want is the best of everything and there's very little of that left.
    Cecil Beaton
    Bütün istediğim herşeyin en iyisidir ve onlardan çok az var.
  • What can they do in a minute that they didn't do all weekend?
    Bütün hafta sonu yapamadıkları neyi bir dakika içinde yapabilirler ki?

  • Same story as all the other investors.
    The ones that were paid stayed mum.
    Bütün diğer yatırımcılarınkiyle aynı
    hikaye. Parayı alanlar sesini çıkarmamış.

  • Why do you wear all that stuff? To impress your boss?
    Bütün bunları neden giyiyorsun? Patronunu etkilemek için mi?
  • What the heck was that all about?
    Bütün bunlar neyin nesiydi?

  • All that knowledge and energy...Where do you suppose it comes from? Humans were like monkeys once, right?
    Bütün bu bilgi ve enerji. Bunun nereden geldiğini sanıyorsun? İnsanlar bir zamanlar maymunlar gibiydi, değil mi?
  • He said that establishing a Palestinian state on all of the territories was "an independent Palestinian decision that is not negotiable".
    Bütün bölgelerde bağımsız bir Filistin devleti kurmak tartışılamaz bir bağımsız Filistin kararıydı.
  • It's very clear that the Bush Administration is out of control. It contains some truly dangerous people.
    John Pilger
    Bush Yönetiminin kontrolden çıktığı çok açıktır. Gerçekten tehlikeli insanları barındırmaktadır.

54,454 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025