go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 3242 kişi  08 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

that

zm. şu
s. öteki
zf. bu kadar
  • That seems like a good one.
    İyi bir işe benziyor.

  • I have to tell you that I did get some very exciting news recently.
    İtiraf etmeliyim ki az önce son derece ilginç bir haber aldım.

  • I can proudly say that some of my
    very best friends are Italian-Americans.
    İtalyalı Amerikalıların iyi dostum olduklarını
    gururla söyleyebilirim.
  • That's my brother! Nothing could get
    him away from that two-mule town.
    İşte, ağabeyim! Hiçbir şey onu
    o iki katırlı kasabadan uzak tutamaz.
  • Now, you're that friend.
    İşte sen o arkadaşsın.

  • Here's your money. Gimme that receipt!
    İşte paran. Bana şu makbuzu ver!
  • So, now that we're here, what do you want to do?
    İşte buradayız, ne yapmak istersin?

  • Oh, that ought
    to wake people up.
    İşte bunun insanları uyandırması gerekiyor.
  • See, that's why I don't have cable, because of that naked station.
    İşte bu yüzden kablolu kanalım yok, erotik kanal yüzünden.

  • This is why I have always said that it would be better if Muslims were poor.
    Abu Bakar Bashir
    İşte bu yüzden her zaman eğer müslümanlar fakir olsaydı daha iyi olurdu demişimdir.
    Abu Bakar Bashir
  • That could be a TV show.
    İşte bu bir dizi olabilir.

  • I have to take responsibility for anything that happened within its businesses.
    Kenneth Lay
    İşlerinde olan biten her şeyin sorumluluğunu almak zorundayım.
  • Have I told you lately that you
    are doin' a great job?
    İşini harika yaptığını son zamanlarda
    söylemiş miydim?
  • Does that work for you, Peggy?
    İşini görür mü, Peggy?
  • They decided to change horses in midstream and that is probably why they lost the election.
    İşin ortasında taktik değiştirdiler ve muhtemelen seçimi bu yüzden kaybettiler.
  • The truth is that no we played well, but they.. they did not know to play the ball when they had it.
    İşin doğrusu şu ki iyi oynadık, ama onlar… onlar top kendilerindeyken nasıl oynamaları gerektiğini bilmiyorlardı.
  • The fact was there was only one thing that meant something to me : Marcus.
    İşin aslı-gerçeği bana bir şey ifade eden tek bir şey vardı: Marcus.
  • And now that we are finished,
    İşimiz bittiğine göre, ...
  • I didn't realize that my job was the source of your amusement.
    İşimin, zevklerinin kaynağı olduğunu düşünmemiştim.

  • She always accepted whatever job that was offered, even if it's tough and the pay was low.
    İş zor, parası az bile olsa ne iş teklif edilirse edilsin her zaman kabul ederdi.

54,454 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025