go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 914 kişi  17 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » you'll

you'll

  • - There he is, up there.
    - Come down, Teo! You'll hurt yourself. QuicKly, get a ladder. I'll go up. Is this how you keep an eye on him? How did he get up there?
    - İşte orada, yukarıda.
    - Aşağı in, Teo. Bir yerine birşey olacak. Çabuk, bir merdiven getir. Yukarı çıkacağım. Ona bu şekilde mi göz kulak oluyorsun? Oraya nasıl çıktı?
  • - First you'll attempt to invade Charleston harbour. If you're good enough to evade further pursuit, you're going to attempt to sink shipping right here.
    - İlk önce Charleston Limanını istila etme girişiminde bulunacaksın. Eğer daha fazlası için paçayı kurtarabilirsen, gemileri tam burada batırmaya çalışırsın.
  • - So long, Randall. You'll be in our prayers, and i call you about that thing, ok?
    - Okay, thank you.
    - Take care of yourself,
    - Hoşçakal, Randall. Dualarımda olacaksın ve şu şeyle ilgili seni arayacağım, tamam mı?
    - Tamam. Teşekkür ederim.
    - Kendine iyi bak.
  • - You've been on your own with no family tie. But those solo days are done. You'll be two of a kin spending quality time together. As father and son. Building model ships. Takin' fishin' trips. Workin' hand in hand...
    - Hiçbir aile bağı olmadan kendi başınaydın. Ama bu yalnız günler bitti. Birlikte iyi vakit geçiren 2 kişilik bir aile olacaksınız. Baba ve oğul olarak. Model gemiler inşa ederek. Balık tutma gezilerine giderek. elele çalışarak...
  • - Look at his eyes. He got some evil look in his eyes. He's not a normal boy.
    - You witch! You'll be spanked if you say like that.
    - Gözlerine bak. Gözlerine kötü bir bakış geldi. Kendisi normal bir çocuk değil.
    - Seni cadı! Eğer böyle bir şey söylersen, sana şaplak atılır.
  • - you really are an expert. You'll know what gun is pointed at the back of your head by the sound of the hammer.
    - Gerçek bir uzmansın. Kafanın arkasına hangi silahı dayadıklarını çekiç sesinden anlayacaksın.
  • - You'll slam into the wall before you know it. So take it easy.
    - Ok, I'm dropping the hammer then.
    - Farketmeden duvara vurursun. Yavaş o yüzden.
    - Tamam bırakıyorum çekici yere o zaman.
  • - Yeah. - You'll make quite an impression...
    - Evet. - Onu çok etkileyeceğin kesin...

  • - The handwriting's not so good, but I think you'll recognize the signature.
    - El yazısı o kadar iyi değil ama sanırım imzayı tanıyacaksın.
  • - If you would lik to live with us... we would be extremely honored. This would be your home.
    - Really, this lamb is...amazingly amazing! If you'll pardon the expression.
    - Some more wine?
    - Eğer bizimle yaşamak istersen... bundan büyük bir onur duyarız. Burası senin evin olur.
    - Gerçekten, bu kuzu eti... inanılmaz derecede inanılmaz! Eğer ifademi bağışlarsanız.
    - Biraz daha şarap?
  • - If someone should find an excuse to use your handkerchief and return it to your pocket like this, you'll know you've made contact.
    - Eğer birisi mendili kullanmak ve onu bu şekilde geri koymak için bir bahane bulursa, iletişim kurmuş olduğunu anlarsın.
  • - You'll be staying with eleven other international musical geniuses at their posh estate.
    - Musical geniuses? I think I'm gonna be sick.
    - Diğer on bir uluslararası müzik dehası ile onların havalı mülklerinde kalıyor olacaksın.
    - Müzik dehaları? Sanırım, kusacağım.
  • - Because I'll bust your head with a sledgehammer.
    - You'll get your money back.
    - Çünkü bir çekiçle kafanı kıracağım.
    - Paranı geri alacaksın.
  • - QuicKly, get a ladder! Is this how you keep an eye on him? How did he get up there? I
    - I'll hammer you into the ground. How did you get up there? If you fall, you'll break every bone.
    - Çabuk! Bir merdiven getir! Ona böyle mi göz kulak oluyorsun? Oraya nasıl çıktı?
    - Seni yere çivileyeceğim. Oraya nasıl çıktın? Eğer düşersen bütün kemiklerin kırılır.
  • - Can I borrow it?
    - Make sure you'll return it.
    - Sure.
    - Bunu ödünç alabilir miyim.
    - Mutlaka geri getir.
    - Elbette.
  • - You'll never say that to her face. - Watch me.
    - Bunu asla yüzüne söyleyemezsin. - İzle o zaman beni.

  • - We are.. planning to go up on the roof.
    - At the end of the garden you'll see a ladder. Take it!
    - A ladder?
    - Yes.
    - Right. Thank you.
    - Biz... çatıya çıkmayı planlıyoruz.
    - Bahçenin sonunda bir merdiven göreceksiniz. Alın onu!
    - Merdiven mi?
    - Evet.
    - Tamam. Teşekkürler.
  • - You'll get your keys soon. This is a five stars hotel, very famous in Hong Kong! Look! The harbour scenery is so beautiful.
    - Birazdan anahtarlarını alacaksın. Bu Hong Kong'un beş yıldızlı, ünlü bir oteli. Baksana! Liman manzarası çok güzel.
  • - You'll become a legend, Mr. Cautio.
    - Y es, I'm afraid of death but for a humble secret agent that's a fact of life, like whisky. And I've drunk that all my life.
    - Bir efsane olacaksınız, Bay Cautio.
    - Evet. Ölümden korkarım ama benim gibi mütevazi bir gizli ajan için bu hayatın gerçeği, viski gibi. Ve bunu ben tüm hayatım boyunca içtim.
  • - You'll send me there, and I won't come back.
    - Yes, yes. It's an emergency. I need an ambulance right away.
    - Beni oraya göndereceksin ve geri gelmeyeceğim.
    - Evet, evet. Bu bir acil durum. Derhal ambulansa ihtiyacım var.

654 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024