go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 885 kişi  17 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » you'll

you'll

  • ...and you'll always be a loser.
    ...ve sen her zaman kaybeden olacaksın.

  • ...and you'll always be a loser.
    ...ve sen her zaman kaybeden olacaksın.

  • We'll see something
    you'll remember.
    ...senin de hatırlayacağın bir şey
    görebiliriz.
  • you'll hardly even notice he's here.
    ...burada olduğunun farkına bile varmazsın.

  • But you'll probably need to
    take her to the beauty parlor.
    ...ama muhtemelen bir güzellik
    salonuna götürmen gerekecek.
  • -I'm thirsty and hungry.
    -Come into my flat and you'll get food and drink
    -Susadım ve açım.
    - Benim daireme gel, orada yiyecek ve içecek bulacaksın.
  • -They hope you'll provide the evidence against you.
    - Ah, yes. It had to be something like that.
    - Suppose it all goes wrong?
    - You're wasting time Quite a thorough job.
    -Kendin için gereken kanıtları bulacağını umuyorlar.
    -Ah, evet. Böyle bir şeyler olması gerek.
    -Diyelim ki hiçbirşey yolunda gitmedi?
    -Vaktini harcıyorsun. Oldukça dikkat gerektiren bir iş bu.
  • -They say he'll retire soon and you'll replace him.
    - lf l do, l'll give our venerable association a thorough shake-up.
    -ln what way?
    -By flushing out nostalgic and revanchist sentiments.
    -Dediklerine göre yakında emekli olacakmış ve yerine sen geçecekmişsin.
    -Eğer onun yerine geçersem, değerli cemiyetinizi şöyle baştan aşağıya bir silkeleyeceğim.
    -Ne şekilde?
    -Nostaljik ve intikam hırsının esiri olmuş düşünceleri hızla yok ederek.
  • - Can you feel that? That's my hand. Go on, hold it. We'll get you out of here. I need some help over here! It's okay. You're safe now, all right? You'll be okay. Just hang on. All right?
    -Bunu hissediyormusun?
    Bu benim elim. Devam et, tut onu. Seni oradan dışarı çıkaracağız. Burada biraz yardıma ihtiyacım var! Tamamdır.
    Şimdi güvendesin, tamam mı?
    İyi olacaksın. Sadece sıkı tutun. tamam mı?
  • - You joined the marching band to meet girls
    - Yeah.
    - Well, you faked it for three years. You can handle it for another couple of weeks. You'll be part of an international youth orchestra.
    - Yürüyüş bandosuna kızlarla tanışmak için girmiştin.
    - Evet.
    - E üç yıl numara yaptın. Birkaç hafta daha idare edebilirsin. Uluslararası gençlik orkestrasının bir parçası olacaksın.
  • - So you wanna be my lawyer.
    - Lf you'll have me.
    - Yani avukatım olmak istiyorsun.
    - Evet beni tutarsan.

  • - They'll be here soon .
    - Just be confident, dear. You'll be fine.
    - There's a gap, there's a gap in the line. What are we gonna do?
    - Yakında gelirler.
    - Kendine güven yeter canım. İyi olacaksın.
    - Boşluk var, hatta bir boşluk var. Ne yapacağız?
  • - I'm sorry, Cole. We're moving you tomorrow.
    - But I like the presidential suite.
    - You'll get a similar room, but the hotel's in Washington, D.C. You won't get a fair trial here, with a jury of James sympathizers.

    - Üzgünüm, Cole. Yarın seni taşıyoruz.
    - ama ben Başkanlık Suitini seviyorum.
    - Benzer bir oda alacaksın yine ama otel Washington, D.C'de. Burada James sempatizanlarından oluşan bir jüriyle adil bir duruşman olmayacak.
  • - I need sleep.
    - Come back in a month.
    -Why do you think I'd come back?
    - Why are you here?
    - When you tell somebody you'll be somewhere... that person rearranges his life. Be aware of that.
    - Uyumam lazım.
    - Bir aya geri dön!
    - Geri döneceğimi düşündüren ne?
    - Neden buradasın?
    - Birisine bir yerde olacağını söylediğinde... o kişi hayatını bir düzene koyar. Bunu farketmen gerek.
  • - You'll be golden gloves again.
    - What if I don't knock him out?
    - Tekrar altın eldivenler olacaksın.
    - Peki ya onu nakavt edemezsem?
  • - You're moving out, right now!
    - She's moving out too.
    - Move her out and the hell with you. I hope you'll be very happy.
    - Taşınıyorsun. Hemn şimdi.
    - O da taşınıyor.
    - Onu da al ve cehenneme git. Umarım çok mutlu olursunuz.
  • - All right I'll walk you to your car, if you'd like.
    - Yeah. Sure. It's a bad neighborhood.
    - Maybe I should walk you to your car.
    - I don't have a car.
    - You want a ride home?
    - No, thank you. I'd like to walk. Are you okay to drive?
    - I'm not drunk. You think I am? You'll know when I'm drunk. I'll be throwing up. And I never throw up, so...
    - Tamam. İstersen, seninle arabana kadar yürüyeyim.
    - Evet, elbette. Kötü bir mahalle.
    - Belki de seninle arabana yürümeliyim.
    - Arabam yok.
    - Eve bırakmamı ister misin?
    - Hayır, teşekkür ederim. Yürümek istiyorum. Sen kullanabilecek misin?
    - Sarhoş değilim. Öyleyim mi sandın? Sarhoş olsam anlardın. Kusarım. Ve ben hiç kusmam... o yüzden...
  • - Sure, but you'll have to wait in reception.
    - Of course.
    - Tabi, ama resepsiyonda beklemelisiniz.
    - Tabi ki.
  • - There'll be a ship to escort you. You'll have protection once you're past the gate.
    - Well, I should hope so.See you .
    - Size eşlik edecek bir tekne olacak. kapıdan çıkar çıkamz sizi koruyacaklar.
    - Umuyorum. Görüşürüz.
  • - I am telling you two again, you'll have to kill me to stop me. I can't let Olympus survive. He treats us like laboratory rats!
    - Hitomi, get out of the way!
    - No.
    - Siz ikinize tekrar söylüyorum, beni durdurmak için öldürmeniz gerek. Olympus'un yaşamasına izin veremem. Bize birer labaratuvar faresi gibi davranıyor.
    - Hitomi, yoldan çekil!
    - Hayır.

654 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024