go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 857 kişi  17 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » you'll

you'll

  • - He's on the loose. - Let go of my arm. You'll get us killed.
    - Serbestçe geziyor. - Kolumu bırak. Bizi öldürteceksin.

  • - What's your point? You gather information, right?
    - Just keep the information coming in and you'll see what I'm gonna do.
    - Senin görevin ne? Bilgi mi topluyordun sen yoksa?
    - Sen bilgi akışını sağla, ne yaptığımı o zaman göreceksin.
  • -We'll get you out of here.
    - I need some help over here!
    -It's okay. You're safe now, all right? You'll be okay.
    - Seni buradan çıkaracağız.
    - Buraya biraz yardım istiyorum!
    - Sakin ol. Artık güvendesin, tamam mı? İyi olacaksın.
  • - You'll come up and be my guest aboard the 'Roo Shooter.
    - Aboard the what?
    - My sailboat.
    - Sen gelip Roo Shooter'da benim konuğum olacaksın.
    - Nerede dedin?
    - Benim gemimde.
  • - I Know what really get you out of woods. As soon as we get home, I'm gonna fire up the hot tub. And you're gonna take a long bath before bed. And sleep like a baby.Tomorrow you'll be good as newborn.
    - Sana neyin gerçekten iyi geleceğini biliyorum. Eve varır varmaz, sıcak bir banyo hazırlarım. Ve sen yatmadan evvel uzun bir banyo yaparsın. Bir bebek gibi uyursun. Yarın da yeniden doğmuş gibi olursun.

  • - Think of your health! You should go! You'll have more time to relax in the fresh air.
    - I don't think, it's such a good idea.
    - Sağlığını düşün. Gitmelisin! Temiz havada dinlenmeye daha çok zamnın olacak.
    - O kadar da iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
  • - It's already one and a half. You still haven't eaten
    - Oh, is it this late?
    - Have something first. lf l didn't come back from Los Angeles, you'll be starved till the morning.
    - Saat bir buçuk oldu. Hala yemek yememişsin.
    - Oh, o kadar geç oldu mu?
    - Önce birşeyler ye. Eğer Los Angeles'tan dönmmiş olsaydım, sabaha dek açlıktan ölecektin.
  • - Rose, we only want what's good for you .Opium is harmful, and once you're addicted to it, you'll really go to heaven!
    - Rose, biz sadece senin için iyi olanı istiyoruz. Opium zararlı, ve bir kere bağımlı hale gelirsen, gerçekten cennete gidrsin.
  • - Right. And.. And I hope you'll like the gift..
    - It's not exactly...you know, romantic, but we thought that the dog collar might be really helpful.
    - Pekala..umarım hediyeyi beğenmişsinizdir.
    - Aslında pek de, bilirsin işte, romantik değil, ama düşündükte köpek tasması işimize gerçekten yarayabilir.
  • - You couldn't survive a day without Paris. You'll have no admirers, no servants. You can't even open a jar .
    - I'll learn.
    - Paris olmadan bir tek gün bile yaşayamazsın. Hayranların ya da hizmetçilerin olmayacak. Sen bir kavanozu bile açamazsın.
    - Öğrenirim.
  • - I want my money!
    - You'll get your money. Teja's brother is bringing diamonds from London.He'll sell the diamonds and pay you off!
    - Paramı istiyorum.
    - Paranı alacaksın. Teja'nın abisi London'dan elmas getiriyor. Elmasları satınca borcunu verecek.
  • - Oh, there's no hurry. I'll show you everything. You'll be the overseer here. We harvest twice a year, it's that fertile.
    - Oh, aceleye gerek yok. Sana herşeyi göstereceğim. Burada yönetici olacaksın. Yılda iki kez hasat ediyoruz, o kadar verimli yani.
  • - Then you'll have to do something about it and someone else will be hurt. It's really very simple.I can hurt someone or not hurt someone.
    - O zaman bu konuda bir şeyler yapmalısın ya da başka birinin canı yanacak. Gerçekten çok basit. Birinin canını yakabilirim ya da yakmayabilirim.
  • - Why is that?
    - I had the most ridiculous thought.
    - What's that?
    - You'll laugh.
    - No, I won't. I promise.
    - I thought... It's really too absurd.
    - O neden?
    - Çok komik bir?ey geldi akl?ma.
    - Nedenr?
    - Gülersin.
    - Hayır, gülmem. Söz.
    - Düşündüm ki.... bu gerçekten çok saçma.
  • - Why are you here? You need sleep.
    - You're drained. You'll break down
    - The heat is suffocating. I only feel good in the water.
    - Neden buradasın? Uykuya ihtiyacın var.
    - Her yerin ıslak. Arıza yapacaksın.
    - sıcaklık boğucu. Sadece suyun içinde rahatlıyorum.
  • -What did yo train on?
    - The usual machine, Herr Hauptmann.. an out-of-date Pfalz!
    - That's what you'll fly here!
    - Ne üzerine eğitildin?
    -Sıradan bir alet, Bay Hauptmann, modası geçmiş bir Pfalz!
    -Burada da uçuracağın o zaten.
  • - What do you mean? - You'll see.
    - Nasıl yani? - Göreceksin.

  • - Don't let yourself fall apart. You'll have me to lean on. You know I'm here with you... to help you get over all these.
    - Kendini bırakma. Yaslanman için ben varım. Bütün bunları aşmana yardım etmek için... burada yanındayım biliyorsun..
  • - I could change myself. But I can't. There ought to be a law
    - There is a law, you'll see.
    - Kendimi değiştirebilirdim. ama yapamıyorum. Bir kanun olmalı.
    - Bir kanun var, göreceksin.
  • - On my way to my sister's what did I see? A green card by a green lamppost. And I was wearing green.
    - Maybe you'll meet a little green man! The colour of hope. I t's a good year.
    - Kardeşime giderken ne gördüm? Yeşil bir sokak lambasının yanında yeşil bir kart. Ve yeşil giymiştim.
    - Belki de küçük yeşil bir adamla tanışacaksın! Umudun rengi. İyi bir yıl olacak.

654 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024