go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 2077 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » what's

what's

  • - What's this? - Moisturizer.
    - Bu ne? - Nemlendirici.

  • - What's this? - A dry-cleaning bill.
    - Bu ne? - Kuru temizleme fişi.

  • - What's this?
    - It's an orange from Miami.
    - Bu ne?
    - Miami'den getirdiğimiz bir portakal.
  • - What's that, obnoxious you stink?
    - That's because I was eating garlic.
    - Bu kötü koku da ne?
    - Sarımsak yemiştim de...
  • - Who's that?
    - I don't know. Let me get rid of them. Hello.
    - Dave, it's me, Chuck.
    - Who's Chuck?
    - Your anger ally. I'm in a mood, Dave. A bad mood. A very bad mood. I was fired from my ice-cream truck job today.
    - What's an anger ally?
    - Who's that? She is making fun of me?
    - No. That's my girlfriend.
    - You tell her to put a sock in it because I need to talk to you right now!
    - Bu kim?
    - Bilmiyorum. Onlardan kurtulayım. Selam.
    - Dave, benim: Chuck.
    - Chuck kim?
    - Hırs arkadaşın. Öyle bir haldeyim ki Dave. Kötü bir mod. Çok kötü bir mod. Bugün dondurma kamyonu işinden kovuldum.
    - Hırs arkadaşı da nedir?
    - Bu kim? Bnimle alay mı ediyor?
    - Hayır. O benim kız arkadaşım.
    - Söyle ona ağzına bir çorap soksun, çünkü şu anda seninle konuşmaya ihtiyacım var.
  • - What's this girl like, Wade?
    - What do you mean?
    - ls she a nice girl?
    - Yeah.
    - Bu kız nasıl biri?
    - Ne demek istiyorsun?
    - Yani iyi bir kız mı?
    - Evet.
  • - What's for dinner tonight?
    - You know you can't eat.
    - Yes. But I like sitting at the table.
    - Bu gece yemekte ne var?
    - Biliyorsun ki sen yiyemezsin.
    - Evet. Ama masada oturmayı seviyorum.
  • - What's that? We're gonna be ushers at the wedding.
    - I don't recognize half the people in this place. At least they all brought gifts.
    - Bu da nesi? Düğündeki yer göstericiler gibi olduk.
    - Bu insanların yarısını tanımıyorum ben. Neyse en azından hediye getirmişler.
  • - What's this 'earthquake' thing?
    - My first kiss.
    - Bu “deprem” olayı ne?
    - İlk öpücüğüm.
  • - What's gonna happen to us?
    - Well, darling, l - I just don't know.
    - It does look hopeless doesn't it ? I wish we were home with Madame right now. Oh. Poor Madame. She will be so worried.
    - Bize ne olacak dersin?
    - Şeyy hayatım, Ben - ben bilmiyorum.
    - Durum bayağı ömitsiz görünüyor, değil mi? Keşke şu anda Madam'la birlikte evde olsaydık. Zavallı Madam. Çok endişelenecek.
  • - Want a beer?
    - No. Michael, tell me what's going on.
    - Bira ister misin?
    - Hayır. Micheal, bana neler olduğunu anlat.
  • - I refuse to pay $2,000 a day for a hospital bed, rotten food, horrible nurses, rotten doctors!
    - What's his problem?
    - The man's obviously crazy.
    - Bir hastahane yatağı, berbat yemek, korkunç hemşireler ve berbat doktorlar için günde 2.000 dolar ödemeyi reddediyorum.
    - Problem nedir?
    - Adam bariz deli.
  • - Let me help you. What's this?
    - A key. lt's Greg's key, the key to a safety deposit box.
    - Call the police.
    - No! We don't know what's inside.
    - Bırak sana yardım edeyim. Nedir bu?
    - Anahtar. Greg'in anahtarı. Kiralık kasanın.
    - Polisi ara.
    - Hayır! İçinde ne olduğunu bilmiyoruz ki.
  • - What's your waist size?
    - Twenty-four.
    - Don't exaggerate, Jeanine.Your waist is a 25.
    - I thought so.
    - Belinin ölçüsü ne?
    - Yirmi dört.
    - Abartma, Jeanine. Senin belin yirmi beş.
    - Öyle sanıyordum.
  • - Won't you tell me a story?
    - No, my head hurts too much.
    - What's wrong?
    - Nothing. It's just a headache. It's killing me.
    - Bana bir hikaye anlatmayacak mısın?
    - Hayır, başım çok acıyor.
    - Problem ne?
    - Hiçbir şey. Sadece bir baş ağrısı. Beni öldürüyor.
  • - Look what's happened to our son!
    - Nothing's happened to him. He's fine!
    - Bak oğlumuza ne oldu!
    - Ona bir şey olmadı. Gayet iyi!
  • - Actually, that was for Jackie. We've wanted a fight in our own back yard. You're one of the few women having any success in this, what's it take?
    - Hard work and thick skin. A great boxer don't hurt either.
    - Aslında, bu Jackie içindi. Kendi arka bahçemizde bir karşılaşma istemiştik. Bunda başarılı olan ender kadınlardan birisin, ne sayesinde?
    - Sıkı çalışma ve kalın bir deri. Bir de iyi boksör can da acıtmaz.
  • - What's the difference between a girl who's your friend and a girlfriend?
    - Well, I don't know.
    - Arkadaşın olan bir kız ve kız arkadaşın arasında ne fark vardır?
    - Bilemiyorum.
  • - What's all the noises in the background?
    - Kids are watching the Baltimore Orioles.
    - Arkadan gelen bütün bu gürültü de ne?
    - Çocuklar Baltimore Orioles'i seyrediyorlar.
  • - No offense.
    - What's the difference?
    - Alınmak yok.
    - Ne fark var?

1,064 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024