go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 392 kişi  30 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » wasn't

wasn't

  • - All right, Al... - ? want you to
    know it wasn't an easy decision.
    - Pekala, Al... - Bilmeni isterim ki
    kolay bir karar değildi.
  • - He wasn't afraid of dying. Outside the hospital they were drilling and hammering.
    - Ölmekten korkmuyordu. Hastahanenin dışında delme ve çakma yapıyorlardı.
  • - Why wasn't I told?
    - We assumed she'd gone back to Earth. We don't generally track patients after they leave here.
    - Neden benim haberim yok?
    - Biz dünyaya geri dönmüş olabileceğini düşündük. Genelde hastalarımızı buradan ayrıldıktan sonra takip etmeyiz.

  • - I had made an unhappy boy temporarily happy. And there wasn't anything in it for me at all. I didn't even want to shag his mum.
    - Mutsuz bir çocuğu geçici olarak mutlu ettim. Üstelik bana hiç bir faydası da yoktu. annesiyle yatmak dahi istemedim.
  • - Aren't you proud of yourself ?
    - Certainly not. You kept the engine going. You mended the propeller. It wasn't me at all.
    - Kendinle gurur duymuyor musun?
    - Elbette hayır. Motorun çalışmasını sen devam ettirdin. Pervaneyi sen tamir ettin. Asla ben olmadım.
  • - John it wasn't easy for me to come here today, but I think it's very important that there'll be no misunderstanding between two of us. My daughter is the most precious thing in the world to me.
    - John, bugün buraya gelmek benim için hiç kolay değildi, ama sanırım ikimizin arasında hiç bir geçimsizlik olmaması çok önemli. Kızım benim için dünyadaki en önemli şeydir.
  • - Joey! Let him pay for the drinks.
    - l'd punch you right in the nose, if l wasn't afraid you'd break my jaw.
    - Joey! Bırak içkileri ödesin.
    - Çenemi kırmandan korkmasaydım, tam burnuna bir yumruk atardım.
  • - Scout told him that I was too slight to play so he kept pushing me. That's how I screwed my knee.
    - Your dad made you?
    - I wanted to show him I wasn't soft, so I tried to play injured.
    - He was a bastard an
    - İzci ona oynayamacak kadar zayıf olduğumu söylemiş, bu nedenle beni zorlayıp durdu. Bu nedenle dizim döndü.
    - Baban mı yaptı?
    - Ona zayıf olmadığımı göstermek istedim, o nedenle yaralı şekilde oynadım.
  • - People change. Raj has changed too. At school he used to be very quiet. Now he has great sense of humour. When l asked him what he's up to... he said he's a thief.
    - Maybe that wasn't a joke?
    - İnsanlar değişir. Raj da değişti. Okuldayken çok sessizdi. Şimdiyse harika bir mizah anlayışı var. Ona neler yaptığını sorduğumda... hırsız olduğunu söyledi.
    - Belki de bu bir şaka değildi?
  • - I decided to marry the first man who proposed. His name was Gabriel Firmin. I wasn't very happy with him. I wasn't too sad either. He wasn't a very tender person.
    - İlk teklif eden kişiyle evlenmeye karar verdim. İsmi Gabriel Firmindi. Onunla çok mutlu değildim. Çok üzgün de değildim. Pek şefkatli biri değildi.
  • -A thunderstorm is. . .There wasn't one today, was there?
    - No
    .- There'll be one.
    -How can you tell?
    -lt gets dark. .
    - Fırtına bir…. Bugun fırtına yoktu, değil mi?
    -Hayır.
    -Bir tane olacak.
    -Nerden biliyorsun?
    -Hava kararıyor.
  • - My hands tied. He wrapped somethin around my neck... a handkerchief or something and then tightened it. There wasn't a damn thing I could do about it.
    - Ellerim bağlıydı. Boynumun etrafına birşey bağlamıştı.... mendil gibi birşey ve sonra o şeyi sıktı. Kahrolası hiçbir şey yapabilecek durumum yoktu.
  • - I thought he came in yesterday.
    - His boss needed him at work.
    - He wasn't at the town hall. He won't come.
    - Dün geldiğini sanıyorum.
    - Patronunun iş için ona ihtiyacı varmış.
    - Belediye'de değildi. Gelmeyecek.
  • - Wasn't he enraged at you because he thought you'd encouraged the young man?
    - He might have thought so.
    - Delikanlıyı özendirdiğini düşündüğü için sana kızgın değil miydi?
    - Öyle düşünmüş olabilir.
  • - Tell that to the people you killed.
    - It wasn't my fault.
    - Your guilt will be determined by the war crimes tribunal.
    - Bunu öldürdüğün insanlara söyle.
    - Benim suçum değildi.
    - Suçlu olup olmadığına savaş suçları mahkemesi tarafından karar verilecek.
  • - It wasn't a cloud at all. It was a ship. We hailed it but got no response. We moved toward it. It moved away. We kept that up for hours.
    - Bulut değildi. Bir gemiydi. Ona işaret verdik ama cevap gelmedi. Ona doğru hareket ettik. O ise uzaklaştı. Buna saatlerce devam ettik.
  • - This is exclusive material! It wasn't easy to come by.
    - No! How about I send somebody else to do it?
    - Bu seçkin malzeme! Temin etmek kolay değildi.
    - Hayır! Bunu yapması için birini göndermeme ne dersin?
  • - That too was an accident?
    - l hardly think so. That wasn't bravery. Any man would do the same to get back to his family.
    - Bu da bir kaza mıydı?
    - Pek sanmam. Bu kahramanlık değildi. Ailesine dönmek için her erkek aynısını yapardı.
  • - I wasn't going to say anything...
    - What do you mean, "too late"?
    - Bir şey söylemeyecektim ama...
    - "Çok geç" demekle neyi kastediyorsun?
  • - lt wasn't a dream.
    - Of course it was.
    - No, I don't think so. I think it really happened. I'm a prophet. I've been given a book. but they took it back...but somehow there's still this book in me.
    - Bir rüya değildi.
    - Elbette ki rüyaydı.
    - Hayır. Sanmıyorum. Sanırım, gerçekten oldu. Ben bir kahinim. Bana bir kitap verildi ama sonra onlar kitabi geri aldılar. .. ama bir şekilde hala içimde bu kitap var.

1,352 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024